reklam
reklam

U17B 4.hafta

ÖZEL HABER

Harmanda terin olsun, sofrada yüzün olsun

Eklenme Tarihi: 24 Mart 2017, Cuma - 10:00   Okunma Sayısı: 200396


İSTANBUL- İnsanoğlu yaşamı boyunca ilk olarak  karnını doyurmak için çalıştı. Zaman değiştikçe ekmek ihtiyacımız değişmese de ekmeğimizin tadı değişti. Benim çocukluğumda hatırladığım en güzel anılardan bazıları da şunlardır; Annem en iyi buğday benim köyümde olur derdi. Annemin köyü Saraydüzü Başekin Köyü, toprağı kırmızı olduğundan mı bilinmez ama buğdayı kırmızı ve iri olur. Kasabaya satılmaya gittiğinde en yüksek fiyattan satılırdı.  Şimdi Başekin köyünde köylülerin bazıları o buğdaydan ekiyorlar. Son yıllarda köye gittiğimizde görüyoruz, duyuyoruz. Başekinin tarlalarını dışarıdan, uzak köylerden gelenler ekiyormuş.  Bunu duyunca çok üzüldüm. ‘’Neden?’’ diye sorduğumda ‘’Artık köyler eskisi gibi değil, herkes hazır un alıyor ve kimse uğraşmak istemiyor’’ dediler. Bizim bu kadar değerli tarlalarımız ya boz kalıyor ya da dışarıdan gelen köylüler ekiyorlar. Soruyorum size ne olacak bu gidişatın sonu? Bizim çocukluğumuzda okulun kapandığı gün köyümüze giderdik, Harman zamanı gelmeden hazırlık yapardık. Kasabadan alış veriş yapılırdı. Günlerce tarladan orakla, tırpanla  biçtiğimiz buğdaylar yığın haline getirilirdi. Bir çift öküzü olan dövenlerle veya patozlarla harman dövülürdü. Köylüler imeceye gelir, en güzel yemekler, tatlılar hazırlanırdı. "Harmanda terin olsun, sofrada yüzün olsun" derler büyüklerimiz. Çok zahmetlidir, meşakkatlidir harman dövmek. zor olduğu için mi kıymetliydi o ekmekler? Bizim köyde her sabah  babaannemin taze taze yaptığı içi yağlıların tadı, kokusu yok artık. Şimdi anlıyorum ki  meğer ununun özel olduğundanmış. Şimdi ise  özel olarak üretilen unlardan yapılan ekmeklerde bulabiliyoruz o tadı ve lezzeti.  Şu anki piyasadaki ekmeklerde daha pahalı. Parası olan doğal organik ekmek alabiliyor, sağlıklı beslenebiliyor. Peki gelir düzeyi düşük olan insanların yedikleri GDO’lu  ekmeklere ne demeli?  Nasıl bir zehir nasıl hastalık saçıyor bunların farkında mıyız? insan sağlığı için neler yapılması gerektiği bilincinde miyiz?
Prof .Canan Karatay’ın yazısını okuyunca geçmişteki ekmeğin tadını  ve nasıl sağlıklı olduğunu  şimdi anlıyorum. Prof .Canan Karatay hocanın açıklamalarından sonra ben de iyice korktum ve artık ekmek  konusunda daha dikkat olmaya çalışacağım. Sizlere de kendiniz ve ailenizin sağlığı için GDO’lu ürünler ve bilhassa ekmek konusunda daha dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum. İşte bu yüzden Prof .Canan Karatay'dan GDO'lu ekmek açıklamasını ben de bir kez buradan duyurmak istiyorum.

l "Kesin olarak söylüyorum, ekmek yemeyin"
Ucuz olsa dahi yemememiz lazım. Çünkü içinde çok katkı maddesi, kimyasallar var. Tarım Bakanlığı'nın izniyle bütün unlara yüzde 10 katkı maddesi koymak zorundayız diyor uncular. Bunun üzerine bir de GDO çıktı. İthalatına izin veriliyor, yazık. Ülkemizde GDO'suz herşeyi yetişterebiliriz diye düşünüyorum. Bunun mücadelesini veriyorum. GDO'lu yiyecekler bilhassa soya mutlaka GDO'lu oluyor, çok tehlikeli. Her türlü hazır yiyeceğin içinde bulunuyor. Soyada yalancı östrojen var. Bütün hastalıkların sebebi, başında da meme kanserinin ve kısırlığın sebebi.
Yalnız GDO değil. Ekmek Türkiye'de 1950'lerden sonra hayatını kaybetti. Buğdayın kendisindeki guleten, lektün proteini o kadar tehlikeli ki. Lektün proteini insülin hormonu salgılatıyor, şeker hastalığı, karaciğer yağlanması yapıyor. Lektin denilen protein hazmolduğu zaman aynı boğmaca virüsüne benzer bir formüle dönüşüyor. Çocuklarda öksürüğün sebeplerinden biri de budur.
Yüzde 10 katkı maddesinin içinde bromür var, ağır metaldir. Bütün canlılar için tehlikelidir. Kesin olarak söylüyorum. Ekmek yemeyin. Geleneksel buğday kalmadı. Ben senelerdir söylüyorum. İran'da geleneksel ekmek yalnız lavaştır halkımızı kandırmayalım.
Hakiki besin vücuda girecek. Sağlıklı karbonhidrat yiyeceğiz. Kuru fasülye, mercimekte de vardır. Yumurta en önemli besindir.

Editör: HALİME ŞAHİN

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam