Çok kıymetli okurlarımıza “Merhabalar” dileyerek başlıyorum. Artık sizlerle gazetede buluşmanın heyecanı içindeyim. Bu fırsatı verdikleri için, gazetemize çok teşekkür ediyorum. İnşallah da, bu köşeden sizlerle buluşmayı sürdüreceğiz.
Kendi hayat hikayemden yola çıkarak beyin tümörüm olduğu zamanlarda edindiğim tecrübeyi paylaşmak istedim ilk olarak...
Dua ile şifaya her zaman teslim olmak ve her zaman inanmak, bunu esas almak doğduğum andan itibaren bana öğretildi ve iyi ki de öğretildi. İyi ki de öğretildi. En çıkmazda olduğum zamanda yardımıma tevekkül, dua ve teslimiyet koştu.
Dua’lar şifadır. Hem dua hem tevekkül bize evrenin sonsuz kapılarını açar. Saatlerce, günlerce aylarca dua ederiz sanki karşılığını görmüyormuşuz gibi hissederiz. Âmâ yanıldığımızı yaratanın bizim için en hayırlı zamanda karşımıza çıkardığı dualarımızın tevekkülümüzün karşılığı, şüküre döner.
En kötü zamanımda yerin dibinde olduğum insanlar öleceğime inandığı zaman ben tevekkülle Rabbim ’in adına sığındım. Sığındıkça iç enerjimi karartmak yerine açıldığını hissettim.
Rabbim ‘in o kadar güzel isimleri, duaları var ki her okuyuş bir teslimiyet, tevekkül ve kurtuluşa ermektir.