Çiçeğin yolculuğundaki geleneksel duraklar hala geçerli. Terfiler, doğum günleri çiçekle kutlanıyor, hastaneler odaya çiçek çıkartmama konusunda son derece kararlı olsa da geçmiş olsun temennileri çiçekle iletiliyor, kırılan kalpler için özürler yine çiçekle dileniyor ama tabii her zaman işe yarar mı, bu bilinmez.
Yaşamda hiçbir şey tesadüf değil bence, açmamış bir çiçeğin bardağa girmesi gibi.
Çocukluğumdan kalma bir alışkanlık, nerede bu tür güzel pamuğa benzeyen bir bitki görsem, uçmasını izlerdim, bazen üfler, bazen tekme atardım, bir yandanda acaba günaha girermiyim diye de düşünürdüm.
Günlerden bir gün yine yol kenarlarında, çimenlerin arasında, açmamış çiçeklerden topladım, sarı sarı açmamış birbirinden güzel çiçekler, iki veya üç gün sonra bir sabah açtıklarını gördüm, o da neydi, yıllardır tekmelediğim uçmasını sağladığım bitkiler, birer pamuk olarak, bardakta pamuk gibi açmışlardı.
O zaman hep aklıma takılan o sorunun cevabını bulmuş oldum, KISSADAN HİSSE “Sen beni beğenmiyorsun tekmeliyorsun ama, öyle bir şey olur ki, senin karşına öyle bir çıkarım ki, şaşar kalırsın” diye dile geldi sanki çiçek ve düşündürücü bir durum olduğunu hissettirdi.
Beğenmediğim sadece uçsun diye tekme attığım bitki, birer pamuk çiçek olarak bardakta çok nadide duruyordu ve kendi kendime söz verdim bir daha size o meşhur tekmeden atmayacağım, diyerek güldüm geçtim.