Sanatı meraktan dolayı bu kadar çok seviyorum. Bir resme başladığımda neye benzeyeceğini % 10 oranında biliyorum ve sonrasında doğaçlama yaparak bütününü ortaya çıkarmam gerekiyor.
Dr. Kalus’un kaleminden
Kolombiyalı Ressam ve Heykeltıraş Fernando Botero, 20’nci ve 21’inci yüzyılda sanatta ortaya çıkan eşsiz istisnalar arasında yalnızca kendine özgü kişiliğine özgü üslubuyla öne çıkmıyor. Sanatçı, kesintisiz olarak devam eden bir kabul görme ve hiç eksilmeyen ilgiyle karşılaşıyor. Bunun sebebi, sanat camiasında ilk başarılarını kutladığı 60’lı yıllardan itibaren sanat çalışmalarını asla ara vermeksizin bir yaşam biçimi ideali olarak benimsemiştir.
Eserlerini, global ölçekte en fazla pozitif değerlendirmeye sahip vücut yapısı olarak kabul edilen “zayıflık ile çarpıcı bir çelişki içinde olan fiziksel vücut yapılarına sahip insanlara adamasıdır.
Botero, dolgunluğun ve şişmanlığın egemen olduğu plastik ve gösterişli biçimlerin, doludizgin bir yaşamın şehvet dolu zevklerini inkâr etmek isteyen tüm sofu ve haz karşıtı doktrinlere karşılık cesur ve dik duruş sergiledikleri azgınca yayılabildiği biçimsel bir anlayışın prensipleri konusunda israr etmiştir.
Botero, yaratıcılığını tetikleyen duygusal güdünün altında yatan başlıca vitalistik niyetini, çalışmalarına dair çeşitli yorumlarında sık sık yorumladı. Bir keresinde,
“Her şeye hacim veriyorum” demişti. Bir hayvana, bir erkeğe, bir ata, bir manzaraya, ne olursa olsun her şeye… Benim için cömertlik ve bolluk ile şehvet arasında sıkı bir bağlantı bulunuyor” diye açıklama yapmıştır.
Çok anlamlılık
Botero’nun sanatının bir karakteristiğidir çok anlamlılık… Botero bunu bilinçli olarak yapar. Baş ve yüzler gibi ana formlar ile gözler, burunlar, ağızlar gibi diğer detaylar arasındaki orantılar ve boyutlandırmalarla yaptığı oyunlar buna örnek olarak verilebilir. Zira çoğu zaman göz, burun, ağız gibi fizyonomik unsurları, şişirilmiş yüzlerin boyutlarına oranla aşırı derecede küçültülmüş olarak yansıtır.
Kendi anlatımına göre, üslubunun temelini oluşturan bu özel yöntemin keşfi, 1956 yılında Meksiko’da bir natürmort için objelerin aranjmanını yaparken gerçekleşiyor… Bu buluştan öylesine etkileniyor ki, resim sanatında bunu ne şekilde değerlendirebileceği üzerine kafa yoruyor ve bundan hareketle son derece bilinçli olarak icra ettiği bir yansıma şeklinde kendine has kişisel estetiğini ve karakteristik üslubunu geliştiriyor.
Kadın tasvirleri
Özellikle kadın tasvirlerinde yüzleri biçimlendirirken büyük oranda minimalize edilmiş gözlere ve burunlara yer veriyor. Çoğu zaman tam gelişmemiş bir şekle sahip minicik ağız bölümlerini tercih ediyor.
Bundan beklediği sonuç, son derece hacimli bir şekilde yuvarlattığı baş ve yüz biçimlerinin bu küçük tutulan uzuvlara oranla daha da aşırı bir ölçüde cüsseli ve küremsi görünmesini sağlamaktır.
Eserleri hakkında
Anna Laudel Contemporary, özgün üslubuyla dünya çapında büyük bir ilgiyle karşılanan Kolombiyalı Ressam ve Heykeltraş Fernando Botero’yu daha önce Türkiye’de sergilenmemiş çalışmalarının yer aldığı iddialı bir seçkisidir.
Darmstadt’taki Mathildenhöhe Enstitüsü’nün eski Direktörü Dr. Klaus Wolbert küratörlüğünde gerçekleşen “Günlük Yaşamın Şiiri – Hayattan Sahneler” sergisi resim, bronz ve mermer heykeller, desen ve çizimler dahil olmak üzere üç bölümden oluşmuştur. Sergi, Botero’nun önemli eserlerini yakından görme ayrıcalığı sunar.
Toplumsal figürler
Çağdaş sanatın yaşayan en önemli resim ve heykel sanatçıları arasında kabul edilen, insanları ve toplumsal yaşamı benzersiz üslubuyla yorumlayan Botero, tüm dünyada dolgun vücutları betimleme konusundaki başarısıyla tanınır.
85 yaşındaki sanatçının aynı zamanda kendi kültürünün toplumsal yapısını yansıttığı çalışmaları, siyasi otorite, mafya babaları ve orta sınıfa has kendini beğenmişlikler dahil olmak üzere toplumun karakteristik tüm figürlerini canlandırır.
Siyasi varoluş ve yaşam koşullarını keskin bir zekâ ve hicivli üslubuyla ve tüm çıplaklığıyla ortaya koyar.
