reklam
reklam

Çivi ile Telin Aşkı Filografi Sanatı

Eklenme Tarihi: 6 Ağustos 2017, Pazar - 21:00   Okunma Sayısı: 240469

İSTANBUL- Hobi olarak başladığı filografi sanatına gösterdiği büyük  sabır ve özveri ile yaptığı 53 eserden oluşan 2 kişisel sergisini Levent metroda sergileyen filografi sanatçısı Ali Erdem’in sergisi ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. 
Ben her zaman sanatın sokakta olanını çok sevmişimdir çünkü metropol bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde gelir düzeyi olarak her seviyede insan bulunmakta ve hal böyle olunca sanat eserlerini görmek için sergilenen galerilere yada sanat evlerine ziyaret etmek her zaman mümkün olmamaktadır. Maddi imkansızlıklarımız yüzünden sanat eserlerimizi ziyaret etmekten vaz geçecek değiliz elbette ki. Belediyelerin ya da bazı sponsor firmaların da destekleriyle sanat eserleri zaman zaman sokaklarda, metrolarda sergilenmekte ve böylelikle galerilere ce sergi salonlarına gidemeyen halkın ayağına bu eserler gelmektedir. 
Ben de Levent metrodan çıkmakta iken sol tarafta tablolar olduğunu gördüm. Dediğim gibi sanatın sokakta olanını severim. Sanat ayağımıza kadar gelmiş, harika renk ve desenleri ile beni çağıyorlardı ben de bu durumda ‘’davete icabet etmemek olmaz’’ dedim ve yöneldim eserlerin bulunduğu alana. Yaklaştıkça büyülendim adeta, hangisine bakacağımı şaşırdım ve hemen sizlerin de görmesi için resimledim. O muazzam besmele-i şerif , semazenler, elif, vav, cumhuriyetimizin simgesi, Atamızın potresi ve daha bir çok değerli eser hepsi de filografi sanatçısı Ali Erdem beyin el emeği gör nuru sanat eserleri idi. 
Benim de arkadaşlarımdan bir kaçı bu tarz eserlerin çalışmalarını yapmışlar fakat buradakiler kadar beni etkilememişlerdi.  Ali Erdem beyin eserlerinde bir ruh vardı.  Sabrın ve büyük özverinin sonucu olarak yapılan her bir eserde ayrı bir estetik ayrı bir özellik ilk andan itibaren sizi kendine çekiyor ve büyülüyordu.  Her bir eserin kendine özel bir duruşu ve taşıdığı anlamları vardı. Bu yüzden sanat eserleri, yapan sanatçının yansıttığı ifadesinden öte sergileri gezen ziyaretçilerin de algıladıkları çok farklıdır. Eserlere bakan her göz kendince bir şeyler bulur. Beni çok etkileyen besmele-i şerif, semazenler ve anne karnındaki halimizi simgeleyen vav oldu. Birde gözüme adımın yazılı olduğu bir tablo takılınca bunu Ali beye sordum ve kız kardeşinin adının emine olduğunu ve doğum günü hediyesi olarak kardeşine yaptığını söyledi. Ben de buradan ALİ beyin kız kardeşi  adaşım emine hanıma sevgilerimi yolluyorum. 
Tabloları teker teker izledim ve inceledim, o kadar muntazam ve özenle yapılmışlardı ki burada yaptığı işe aşkla bakan ve bir hobiyi sanata dönüştüren bir çabanın ve emeğin izleri vardı adeta. Ali Erdem beyi sizin de tanımanız için kendisi ile küçük bir söyleşi yaptım. Şimdi size bu değerli sanatçımızı tanıtmak istiyorum. 
l Ali bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Ben 1977 Kahramanmaraş doğumluyum. Evli ve 3 kız çocuğu babasıyım. Kurumsal bir tekstil firmasında yöneticilik yapmaktayım. Boş zamanlarımda filografi sanatı ile uğraşmaktayım.
-Bu sanata nasıl başladınız ve kaç yıldır yapıyorsunuz?
Bu sanata 9 yıl önce İSMEK’in açtığı bir kurs ile başladım. İsmek’de 2 yıl filografi eğitimi aldım. Daha sonra çalışmalarımdam derlediğim eserlerimi sergiledim. Bu ikinci kişisel sergim. 53 eserden oluşan bu sergimdeki eserlerin hepsinin yapımı 3 yılda tamamlandı. 
l Türkiye’de Filografi sanatına insanların yaklaşımı nasıl?
Osmanlı döneminden kalma bir sanat fakat unutulmaya yüz tutmuş. İSMEK ve Halk Eğitim Merkezlerinin değerli hocaalrı sayesinde son 10-15 yıldır tekrar canladırılmaya çalışılmakta ve ilgi görmektedir. 
l Bir çok sanatçı eserlerinden kopamazlar sizde de böyle bir durum yaşanıyor mu?
Her sanatçıda durum böyledir sanrım ben de elbette böyle ama bir eser yaptığınızda elbette ki beğenenlerin evlerinde olmaları sizi çok mutlu eder. Ben de satışlarının yanında sevenlerime hediye etmeyi de çok severim. Eş dost ve arkadaşlarınızın evlerinde iş yerlerinde sizin eserlerinizin süslüyor olması mutluluk verici bir durum.
l Bu sanatın yaygınlaşması için çalışmalarınız var mı? Varsa Bunlar nelerdir?
Amacım kendimin ve bu sanatın daha gelişerek yaygınlaşmasıdır. Bundan sonraki kişisel sergimin gelirini Mehmetçik Vakfına bağışlamayı düşünüyorum ve çalışmalarım bu yönde olacak.
l Filografi yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir acaba?
Bu sanat büyük bir sabır ve gönül işidir. Çokça araştırmak ve yeni tasarımlar üremek gerekmektedir. Kursa başladığınızda bir süre sonra ‘bu bana göre değil’ deyip kursu bırakan arkadaşlarımız oluyor. Elbette ki zorlukları var ve büyük sabır gerekiyor bu yüzden bir süre sonra bırakmadan devam edip güzel eserler çıkarmak bu sanatın yeniden canlanmasını ve gelişmesini sağlayıp hak ettiği itibarı geri kazanacaktır. 
Bu değerli çalışmaları ile filografi sanatının tekrar popüler olması için verdiği emek ve hizmetten dolayı Ali Erdem beye çok teşekkür ederek yanından ayrıldım. 
Şimdi Filografi sanatını kısaca tanıyalım.
Filografi nedir?
 İlk olarak orta doğuda doğan bu sanat zamanla başka ülkelere de yayılmıştır. Filografi sanatının ilk doğuşunda simetrik - geometrik şekiller, çiçek ve hayvan figürleri yapılmıştır. Bu sanat Anadolu topraklarına geldiğinde ise Anadolu’daki İslam Medeniyeti ile sentezlenerek Hat Eserlerine de uyarlanmıştır. 
Filografi, çivi sanatı, yabancı ismiyle string art. Son derece göz okşayan, estetik, son zamanlarda da popülerliği artmış bir teknik. Son zamanlarda bir hobi olarak başlanıp kolayından zoruna, sabırla bir ahşap ya da sunta panonun üzerine çiviler çakıp bu çivilerin  aralarına düzgün bir şekilde teller ya da iplerle doldurma işlemiyle yapılab bir çalışmadır. Profesyonel anlamda yok olma tehlikesi yaşayan sanat dallarından biri olsa da, el işi – hobi katogorisinde yeniden canlanıp güzel eserler yapılması filografi sanatının giderek daha da yaygınlaşacak bir sanat dalı olması açısından sevindirici. Özellikle hat yazıları, çiçek desenleri ve harflerle oluşturulan panolar çok güzel görünüyor. Çivi sanatı – filografide pano üzerine, tasarlanan çizim yapılıyor. Çiviler belli sıklıklarla düzgün bir şekilde panoya bu desen üzerinden çakılıyor. Daha sonra da uygun renklerde teller ya da ipler çiviler arasından geçirilerek desen dolduruluyor. Ama tabii bunu gelişigüzel bir şekilde yapılmıyor, belli bir nizam olması gerekiyor. İpleri ya da telleri sıkı bir şekilde germek de şart. Kullanılan ahşap ya da sunta tabakanın çok kalın ya da aşırı ince olmamasına da özen gösterilmeli. Kadife, deri gibi kumaşlarla pano kaplanabiliyor da tercihe göre. Çivilerin küçük ve bu işe uygun olanlardan seçilmesi gerekiyor. Kaba saba çivilerle hem iş güzel durmaz hem de pano çatlayabilir. Telleri ya da ipleri örmek için bir çuvaldız, gerektiğinde kesmek için iyi bir kesici alet gerekir. Eğer tel kullanılarak çalışılacak ise ince bakır bobinaj teli kullanılabilir.
Filografi yapımı için gereken aletler
1.Sıkıştırılmış ham kavak tahta 2.Çekiç 3.Tornavida 4.Yan Keski 5.Pense 6.Tığ 7.Çivi 8.Tel veya İplik (Vernikli teller daha kullanışlı oluyor) 9.Mandal (Çivileri çakarken boyutlarını eşitlemeye yardımcı oluyor) 10.Kadife kumaş, deri kumaş gibi esnek olmayan her türlü kumaş kullanabilirsiniz. 
Unutulmaya yüz tutmuş olan bu sanatımızın yeniden canlandırılması ve hak ettiği değeri kazanması için sizler de kurslara katılıp kendi özgün eserlerinizi yaratabilir sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. Hatta eğitiminizi ve çalışmalarınızı yoğunlaştırıp günün birinde sizlerde kişisel sergilerinizi açabilirsiniz.

Editör: EMİNE KALYON

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam