İSTANBUL
Ortaçağdan beri şifacı olarak kullanılan sarı kantaron, geçmişi pek bilinmeyen ama her yöre de yetişebilen, üzerinde pek çok sarı renkli çiçeklerin hâkim olduğu, Amerika’dan başlayıp Asya’ya kadar namı süren, dünyanın pek çok ülkesinde filizlenmesi mümkün olan ve doğal olarak yetişen bir bitkidir. Gerginliğin ve yersiz stresin düşmanı olarak bilinen sarı kantaron, Osmanlı döneminde orduların savaşa çıkarken, kılıç yaralarını daha çabuk iyileştirdiği için yanlarına kazanlarla sarı kantaron yağını aldıkları ve bundan dolayı da bazı bölgelerimizde kılıç otu olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Halk dilinde kılıç otunun yanı sıra binbirdelik otu, kan otu, yara otu, kuzu kıran ve mayasıl otu olarak adlandırılmaktadır. Bitkinin depresyon önleyici, anti-virütik ve antibiyotik etkileri olduğu kanıtlanmıştır ayrıca yara ve yanıkların iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Tarihte sinir toniği olarak kullanılan sarı kantaron günümüzde özellikle Avrupa’da depresyon önleyici olarak kullanılıyor.
Genelde yetişme yerleri yeşilliğin hakim olduğu alanlardır. Bilhassa bayır, yayla, köy ve küçük tepeler bitkinin yerleşim merkezleridir. Çiçeklerinden ve kök kısmından faydalanılan bu bitki inanılmaz derece de sağlıklı yolların kapılarını açıyor. yazın çiçeklerin açması ile birlikte kendini belli eder ve kışın yapraklarını döker.
Sarı kantaronu araştırıp bu kadar faydalı olduğunu öğrendikten sonra biz kendimiz ‘’bu bitkinin yağını nasıl elde edebiliriz?’’ düşünmeye başladık ve bu seferde bunun yapılışının araştırmasına girdik. İş yerimde Fatma arkadaşımla birlikte bu konu üzerinde ciddi ciddi düşünürken Fatma arkadaşım, bayram için gittiği Karasu’da gezinirken bir tarlada gördüğü sarı kantaronları toplayıp iş yerimize dönmesiyle sarı kantaron yağı yapma serüvenimiz başlamış oldu. En azından deneyip kendimiz görecektik. Fatma arkadaşım, akşam evine götürdüğü sarı kantaronları güzelce temizleyip, iyice kuruladıktan sonra cam bir kavanoza koyup üzerine sızma zeytinyağı eklemiş. Bundan sonrası güneşli bir yerde kavanozumuzu bekletmeye kalıyor. Yaklaşık 45 gün ile 3 ay arasında değişen bir sürede yağın kırmızı renk alana kadar bekleme süresi varmış. Biz de yağımızın bu bekleme sürecini birlikte bekleyip göreceğiz.
3 Şimdi kısaca bu yağın nasıl yapıldığından bahsedeyim; Öncelikle satın almış ya da kırlardan topladığımız kantaron çiçeğini güzelce yıkayıp, kurutuyoruz. Çiçekleri ve sapını elimizle parçalara bölüyoruz ve bir cam kavanozun içerisine atıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli şey ise, asla çiçekleri bölerken makas ya da bıçak kullanmamak olacaktır. Saf zeytin yağı kullanarak, kavanozumuzun içini dolduruyoruz. Kavanozun ağzına bir tülbent koyuyoruz ve sıkıca kapatıyoruz. Kavanozun içerisinde bulunan kantaronların mayalanması, özlerini daha kolayca salabilmesi için mutlaka 5 gün boyunca güneşte bekletmeliyiz. Böylece kantaron çiçeklerimiz özlerini daha kolayca zeytinyağına salacaklardır. 5 günün bitiminde, kavanozun ağzını kapak ile kapatıyoruz ve hava almamasını sağlıyoruz. 45 gün boyunca, güneşte bekletiyoruz. 45 gün bitiminde, kavanozun içerisinde bulunan zeytinyağı ve kantaron çiçeği özünü salacağı için rengi koyulaşacaktır. Kırmızımsı bir renk gelene kadar güneşte bekletiyoruz. Belli aralıklarla kontrol edip bu süreyi siz belirleyebilirsiniz, yukarıda bahsettiğim gibi 45 gün ile 3 ay arasında bekletilen yağımız kırmızımsı bir hal aldığı zaman, koyu renkli bir şişeye koyup karanlık bir yerde saklamamız gerekmektedir.
3 Şimdi sıra geldi bu şifalı yağın faydalarına;
• Psikolojik hastalıklar için birebir olmaktadır.
• Özellikle de panik atak rahatsızlığı olanların tüketmesi gerekmektedir.
• Eklem iltihapları gibi bir rahatsızlık olursa ya da romatizmanız varsa çok faydalı olacaktır.
• Kadınlarda var olan regl sancısını giderecektir.
• Endişe ve sıkıntılarınızı daha kolay atlatmanızı sağlayacaktır.
• Midenizde reflü varsa ya da sık sık mide ağrınız varsa mutlaka tüketiniz
• Mide ağrılarına ve mide bulantısına çok iyi geldiği bilinmektedir.
• Her türlü kanser tedavisinde, kanserle savaşmak için tüketilmektedir.
• Damarların açılmasında, hücrelerinizin yenilenmesinde son derece faydalı olacaktır.
• Yara ve yanık tedavisinde uygulandığı zaman hem daha çabuk iyileşecek hem de iz kalmasını engellemiş olacaktır.
• Bakterilerin ve mikropların vücuttan atılmasını sağlar
• Grip ve soğuk algınlığına iyi gelmektedir
• Kantaron Yağının daha birçok rahatsızlığa ve hastalığa iyi geldiği bilmektedir.
Kantaron yağının yüz yıllar boyunca her hastalıkta kullanıldığı bilinmektedir. Yapımı yukarda anlattığım kadar basit olan bu şifalı yağı en kısa zamanda yapıp evinizin bir köşesinde bulundurmanız ve kullanmanız dileğimle acil şifalar dilerim herkese.