Bu sezon Antalya Süper Amatör Ligi'nde Mahmutlarspor ve Avsallar Belediyespor'da lisansı vizelenen Eray Bakışgan, ''Antalya'da ben futbol hayatımı bitirdikten sonra buraya öğretmen olarak döndüm. Atalar Spor Kulübü kulübüne gittim. Çünkü benim çocukluk kulübümdü burası. Antrenmana çıktım. Hedef bir takım kurulduğu için ben de çevremde futbolculuğuna, kişiliğine güvendiğim birkaç arkadaşımı davet ettim. Mevki olarak eksiklik olan bir bölge için de İbrahim Erhan Öz adındaki arkadaşımı davet ettim. O da geçmişi olan, aktif olarak da oynayan birisi. O da beni kırmadı gelmek istediğini söyledi. Futbol devam etmek istediğini söyledi. Daha sonrasında biz antrenmanlara çıktık. Eren daha sonra antrenmanlara gelemedi. Gelememesinin sebebi de ikinci çocuğu yeni oldu. İşi gücü var. Yeni doğum olduğu için çocuğunu ve eşini yalnız bırakmak istemedi. Ben de bu durumu kulübe bildirdim. Bunun öncesinde İbrahim Eren ve ben evrakları kulübe teslim etmiştik zaten'' dedi.
Bana sorun olmaz Federasyonda tanıdıklarımız var dendi
İASKF'ye verdiği dilekçede de belirttiği gibi, 2.transfer hakkının dolduğunu kulübe söylediğini belirten Eray Bakışgan, şöyle devam etti: ''Bana il dışı transferlerde bu kuralın uygulanmadığını, ayrıca Federasyonda tanıdıkları olduğunu bunun sorun olmayacağını söylediler. Daha önceden üç transfer hakkı kullanmıştım, bu nedenle 'sorun olmaz ' denmesi bana garip gelmedi. Belki de bu son birkaç senede ikiye düşmüştür. Bundan benim bilgim yok. Birçok futbolcunun da yoktur. Çünkü içinde olmuyoruz. Biz top oynuyoruz, spor yapıyoruz. Sonra transferin son günü benim evraklarım TFF'ye gitti. Arkadaşımın evraklarının iptal edildiğini düşündük. Yani öyle biliyoruz. Sonradan benim lisansımın çıktığını öğrendim. Ben çünkü yetişmediğini düşünmüştüm. Çünkü transferin son günü yetişemeyebilir gibi o dönem öyle bir şey söylemişlerdi. Arayıp hocaya sordum. Dedi ki 'lisansın çıktı maça geliyorsun' Sevindim lisansım çıktı diye''
Dördüncü maçtan sonra durumu öğrendim
25 Martta sezonun ilk maçına çıktığını söyleyen Eray Bakışgan, ''Boğaziçi 1907 ve Pendik Doğanspor maçlarında oynadım. Üçüncü maçta zaten Harb-iş maçıydı. Üçüncü maçı oynadık. Sonra dördüncü maça çıktığımda bir problem olduğunu anladım. Koşuyoluspor maçından sonra hoca herkesi odaya soktu. Kapıları kilitlediler. Dediler ki, 'kimse dışarı çıkmıyor'. Kimse kimseyle muhatap olmasın. Biz de şaşırdık. Ne olduğunu anlayamadık. Sonra kaçak bir oyuncunun olduğunu ve bir kulüp yetkilisinin lisanslara bakmak istediğini öğrendik. Ardından o kaçak oyuncunun ben olduğumu öğrendim. Dedim ki yani biz bütün takımlara karşı puan aldık. Harb-işspor durumu fark etmiş, İtirazda bulunmuş. Sonra Koşuyoluspor'da maçımıza itiraz etmiş. Öğrendim ki, benim fotoğrafımla, İbrahim Eren Öz adına lisans çıkartılmış. Diğer takımların, yani Boğaziçi 1907 ve Pendik Doğanspor'un da bunu bilmesi gerekiyor diye düşündüm. Ben bu konuyla alakalı hocayı aradım. Dedim ki hocam ben maç yaptığımız kulüpleri arayacağım. Onlarda itirazlarını yapsınlar, mağdur olmasınlar. Böyle bir durumun içindeymişim ben. Böyle bir duruma sokmuşsunuz beni. Ben kulübü bırakıyorum ve bununla alakalı diğer takımları da arayacağım. Ve herkesin itiraz etmesini söyleyeceğim. Biz etik olmayan bir şey yapmışız dedim. Tamam ben durumun içinde habersiz oldum. O da ihbar etmem halinde benim başıma farklı şeylerin gelebileceği şeklinde beni tehdit etti. Başka yöneticiler de görüştü ama şöyle. Ben konuşmadan görüştük. Tamamen tehdit, küfür şeklinde görüştüler. Aradılar işte bu takım avukat dolu. Senin iş hayatını, spor hayatını bitiririz dediler. Beni savcılığa şikayet ettiler. Kendilerini haklı göstermek için. Savcılığa verdiğim ifade de belirttim. Ben hiç bir evraka imza atmadım. Buna bakıldığında zaten deliller ışında gerçek ortaya çıkacak. Ben zaten kimlik de vermedim. Fotokopi istendi. Arkadaşım da aynı şekilde. Biz sadece isim, soy isim kısmını doldurduk. Sonra gerisini biz doldururuz diye zaten dediler. Herhangi bir sağlık kuruluşuna gidip sağlık raporu bile almadım. Benden istemediler. Fotokopi ile lisans çıkartılıyor. O da işin detayı ama dediğim gibi biz futbolcular bunu bilmiyoruz'' diye konuştu.
Sahte lisans olayının odağında Eray Bakışan, Son-An Gazetesi İstihbarat Haber Şefi Murat İlter'in sorularını yanıtladı
Rakip takımlarda benim çocukluk arkadaşlarım var
İstanbul 2.Amatör Ligi 17.grupta özellikle maç yaptıkları takımlarda kendisini tanıyan insanları olduğunun altını çizen Eray Bakışgan, ''Pendik Doğanspor'un kulüp başkanı benim 7-8 yıldır tanıdığım bir abi, çok değerli bir insan. Bizim grupta maç yaptığımız takımlardan Koşuyoluspor takım kaptanı Bahadır Girgin ile Pendik Doğanspor kaptanı Selçuk Bölükbaş ve kardeşi Oğuzhan Bölükbaşı benim çocukluk arkadaşlarım. Zaten ben kaçak oynamak istemiş olsam, bunun hemen ortaya çıkacağını bilirim. Bir çok kişi beni Eray olarak tanıyor zaten. Bir de ben güya Atalarspor'a kendime Eren denilmesini istemişim. Herkes beni Eray olarak tanırken, bana Eren denilince, bu durumun ortaya çıkmayacağını düşünmek gerçekten saflık olur. Ayrıca benim adımın esame listesinde olmadığını görecekler. Maçlar tamamlandıktan sonra TFF, esame listelerini internet sitesinde yayınlıyor. Herkes görebiliyor. Sona derece şeffaf bir durum. İstanbul futbol piyasasında bilinmiş, tanınmış birisiyim. Futbolcu kimliğinin dışında öğretmen kimliğimle, karakterimle, hayvan severliğimle, yardım severliğimle biliniyorum. Engelli öğretmeniyim, engelli çocuklarla çalışıyorum. Beni bu yönümle de bir çok kişi tanıyor. O nedenle, kendimi İbrahim Eren olarak tanıtmış olmam son derece mantıksız. Yani benim tanımama gibi bir durumum yok. Adımı, soyadımı yazdığı zaman zaten çıkıyor. Bununla alakalı da zaten herhangi bir hilenin içinde olma şansım da yok'' diye konuştu.
Tehdit edildim, bunu da ifademde belirttim
Olayın ortaya çıkmasından sonra tehdit edildiğini söyleyen Eray Bakışgan, '' Dediler işte bu kulüp avukat dolu. Farklı işler yapanlar da var. Seni her türlü mağdur ederiz. Uğraşırız senle. Yaşatmayız gibi şeyler söylediler. Göz dağı vermeye çalıştılar. Yaparlar mı yapmazlar mı bilmiyorum. Ama bu tehditlerle ilgili olarak Savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Zaten beni şikayet ettiklerinde de, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Baş Savcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosuna verdiğim ilk ifademde de tehdit edildiğimi söyledim. Ayrıca bu saatte itibaren, başıma gelebilecek her türlü olayın sorumlusu Atalarspor Kulübüdür. Bunun böyle bilinmesini istiyorum'' şeklinde konuştu.
Federasyonda itiraz sürem dolmuş
Sahte lisans olayı ile ilgili olarak Federasyona itiraz dilekçesi vermeye gittiğinde, kendisine 1 haftalık sürede bir çağrı hakkı verildiğini öğrendiğini söyleyen Eray Bakışgan, ''İtiraz dilekçesi vermek istediğimde, yasal süreyi geçirdiğimi söyleyerek, itiraz dilekçemi işleme almadılar. Kendimi savunmama bile izin verilmedi. Oysa benim fotoğrafımla adına lisans çıkan İbrahim Eren Öz'e 1 ay itiraz süresi ve 2 çağrı hakkı verildiğini gördüm. TFF'ye verdiğim dilekçede de evraklar üzerindeki imzaların tarafıma ait olmadığını belirterek araştırılmasını istedim. Federasyon tarafından 1 yıl hak mahrumiyeti cezası aldım'' diye konuştu.
Gerçekler ortaya çıkacaktır
Her zaman gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir özelliği olduğunun altını çizen Eray Bakışgan, ''Tüm spor dalları adına, iyi bir birey olabilmek adına, herkesi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına davet ediyorum. Herkesi, Onun 'Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim' sözünü uygulamaya davet ediyorum. Yapılan bir şeyle başkalarını mağdur etmeyen ahlaklı yöneticiler olmasını temenni ediyorum. Türk futbol adına, biri yanacaksa, ben yanayım. Ama çıkalım artık düzlüğe. Şuan devam eden maçlarda sahte kimlikle oynayan, oynatılan başka tanıdığım futbolcular da var. Dilerim ki, o futbolcular gidip, gerçekleri söylesinler. Her futbolcu bu ilke ile hareket ederse, hiç bir kulüp sahte oyuncu oynatamaz.Türk futbolunda beyaz bir sayfa açılır'' diye konuştu.
