reklam
reklam

Balıkçılar “Vira Bismillah” dedi

Eklenme Tarihi: 12 Eylül 2023, Salı - 18:03   Okunma Sayısı: 47455
Denizlerdeki av yasağının son bulması nedeniyle bir çok ilçede balıkçılar 'Vira Bismillah' diyerek denize açıldı. Balık ve su ürünleri av sezonunun başlangıcı, düzenlenen gelenekselleşmiş etkinlikler ile kutladı.

İstanbul, gerek Marmara bölgesinin, gerekse ülkemizin en önemli balıkçılık merkezlerinin başında geliyor. Geçmişten günümüze derin bir denizcilik ve balıkçılık kültürüne sahip olan İstanbul'un bir çok ilçesinin denizle bağlantısı bulunuyor. Boğaziçi'nde Fatih, Beyoğlu, Beşiktaş , Sarıyer, Kadıköy, Üsküdar ve Beykoz yüz yıllardır balıkçılıkla uğraşan insanlara ev sahipliği yaptı. Bunun haricinde Kadıköy, Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla, Zeytinburnu, Bakırköy, Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece ve Silivri ilçelerinin ise Marmara Denizine kıyısı bulunuyor. Beykoz ve Sarıyer'in hem boğaza, hem Karadeniz'e kıyısı var. Şile, Arnavutköy ve Çatalca ise sadece Karadeniz'e komşu.

İstanbul'da her mevsim balık var

İstanbul oldukça fazla balık çeşitliliğine sahip bir şehir. Mevsime göre eşkina, levrek, sarıkanat, lüfer, kalkan, minakop, istavrit, mezgit, zargana ve palamut gibi balıkları İstanbul'da avlayabilirsin. Özellikle Galata Köprüsü civarındaysan bol miktarda istavrit ve çinekop da tutabilirsin. İstanbul'un belli başlı noktaları olta balıkçılığına çok müsaittir. Boğazın en keyifli ve sakin noktalarından birisi olan Anadolu Kavağı'nda kıyıdan istavrit ve kefal avlamak mümkün. Olta balıkçılığı için çok geniş bir alana sahip olan Avcılar sahilinde ise mevsimine göre bolca istavrit ve kefal yakalanabilir. Bebek sahilinde 12 ay boyunca istavrit tutulabilir. Ayrıca Eylül ve Kasım ayları arasında lüfer ve çinekop avı yapmak da mümkün. İstanbul’un en güzel lokasyonlarından birisi olan Beylerbeyi balık severler için de güzel bir alternatif oluşturuyor. İstavrit, izmarit, kefal ve zargana, sarıkanat,  lüfer hatta zaman zaman Palamut yakalana biliyor. Galata köprüsü İstanbul’un en meşhur amatör balıkçılık noktası. Özellikle istavrit ve çinekop açısından çok verimli bir yer. Meşhur Tarabya Oteli civarında bolca istavrit ve izmarit avlanabilen bir bölgedir. Kıyıdan olta ile palamut avı da yapılabiliyor. Tuzla sahili de geniş bir balık av yeri. Bu özelliğinden dolayı olta balıkçıları tarafından en sevilen balık avı yerlerinin başında geliyor. Lüfer ve palamut avlanabilir.

En lezzetli balıklar İstanbul'dan geçiyor

Okyanuslara en uzak deniz olan Karadeniz, bu özelliği sayesinde dünyanın en az tuzlu denizi olma özelliğini taşıyor. Bu nedenle göç eden balıkların tamamı Boğaziçi’nden geçmek zorunda kalıyorlar. Böyle bir durumda İstanbul Boğazı, dünyanın en lezzetli balıklarına ev sahipliği yapma imkanı buluyor. İstanbul, her dönem balık çeşitlerinin bolluğu ile ün yapmış bir kenttir. Farklı özellikleri olan iki deniz ve bunları birbirine bağlayan Boğaz, bu çeşit fazlalığının başlıca sebebi. Ancak günümüzde bazı türler neredeyse tükenme noktasına geldi. Buna rağmen İstanbul yine de en önemli balık merkezlerinin başında geliyor. İstanbul'da yerli balık ve göçmen balık olarak iki sınıf balık bulunur. Göçmen balıklar her yıl bahar aylarında Karadeniz'e çıkarak burada üredikten sonra, güz aylarında kışı geçirmek üzere Marmara ve Ege'ye dönerler. Bu balıklar İstanbul'da Boğaz'dan geçit yaptıkları dönem av döneminin başladığı günleri işaret eder. İstanbul'un yerli balıkları yıl boyunca İstanbul sularında gezinir dururlar. Bunlar; lüfer, palamut, uskumru, kolyoz, tekir, barbunya, kefal ve bol bol avlanan istavrittir.

Bizans'tan günümüze köklü bir gelenek

Dört tarafı denizlerle çevrili olan İstanbul'da balıkçılık tarih boyunca her zaman önem verilen bir konu oldu. Gerek beslenme, gerekse ticaret açısından tarihinin bütün dönemlerinde balıkçılık İstanbul'un bir çok semtinde önemli bir yer tuttu. Bizans'tan günümüze dek süregelen köklü bir balıkçılık geleneği günümüzde de yaşatılmaya çalışılıyor. Asırlar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılan tecrübeler sonucunda İstanbullu balıkçılar, İstanbul'un ve çevresinin balık ihtiyacını karşılamak için her yıl av sezonun başlamasıyla 'Vira Bismillah' diyerek denize açıldı. Bir dönem sadece Rumların yaptığı balıkçılık, zaman içinde Türklerin zanaatlarından biri haline geldi. 

Tekneler dualarla denize uğurlandı

Av sezonun başlamasıyla yüzlerce balıkçı teknesi, sabırla bekledikleri limanlardan ayrıldılar. Düzenlenen törenlerde  balıkçı tekneleri “Vira Bismillah!” diyerek dualar eşliğinde denize uğurlandı. Tekneleriyle denize açılan balıkçılar, bol ve bereketli bir sezon dilekleri ile ağlarını Marmara'nın ya da Karadeniz'in sularına bıraktılar. İstanbul'un denizcilik kültürünü ve balıkçılığını yücelten bu anlamlı etkinlik, bol ve bereketli bir av sezonunun müjdecisi oldu

Tüm Esnafımıza Şimdiden Bereketli Bir Av Sezonu Diliyorum

Balıkçıların 'Vira Bismillah' diyerek denize açıldıkları Şile de İstanbul'un en önemli balıkçılık merkezlerinin başında geliyor. Palamudu ile ünlü Şile'de de balıkçılar düzenlenen törenle dualar eşliğinde Karadeniz'e açıldılar. Düzenlenen törende konuşan Şile Belediye Başkanı İlhan Ocaklı; “Bu gece itibariyle başlayacak olan balıkçılık av sezonu öncesinde dualar eşliğinde balıkçılarımızı ve ekmek teknelerimizi Karadeniz’in maviliklerine uğurladık. 72 Km’lik sahil bandıyla, özellikle sonbahardaki eşsiz gün batımıyla, doğal güzellikleri ve lezzetli deniz mahsulleri mutfağı ve bir marka olan Şile Palamudu ile bir deniz ve turizm kenti olan Şile’den tüm komşularımıza ve misafirlerimize selam ediyoruz. İnşallah bu yılda diğer bir marka değerimiz olan Şile Palamudumuz bol olur ve biz de Şile Palamudu Festivalimizin ikincisini daha görkemli şekilde icra eder, balığımızı kıymetli hemşehrilerimizle de paylaşabiliriz” dedi.

“Denize ve Balığa Adanmış Hayatlar”

İstanbul’un en önemli balıkçılık merkezlerinden olan Şile, geçmişten günümüze derin bir denizlik kültürünü de beraberinde getiriyor. Şile Belediyesi, su ürünleri av sezonunun başlamasıyla beraber, uzun yıllardır ömrünü denize ve balığa adamış balıkçılarla yapılan röportajların yer aldığı “Denize ve Balığa Adanmış Hayatlar” videosunu sosyal medya hesaplarından yayınladı. Video, Şile'nin denizle bütünleşmiş yaşam tarzını yansıtan balıkçılar ve ailelerinin samimi röportajlarına dayanıyor. Sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar süren özverili çalışmalarını ve denizle kurdukları özel bağı anlatarak, denize ve balığa adanmış bu hayatları gözler önüne seriyor. Şile Belediyesi, deniz ve balığa adanmış bu yaşamları koruma ve bu önemli kültürel mirası gelecek kuşaklara aktarma çabalarına devam ediyor.

Artık bir gelenek halini aldı

Vira bismillah, denizcilerin ve özellikle balıkçıların kullandığı bir ifade. Vira bismillah sözündeki Vira aslında Rumca "Çapa kaldır" anlamına geliyor. Bu kelimenin ardına Türkler, Bismillah ekleyerek bugünkü halini almasını sağlamışlar. Vira Bismillah balıkçıların, balığa çıkarken, 'Haydi Hayırlısı' anlamında kullandığı bir söz. Buna karşın Vira kelimesi tüm dünya denizciliğinde kullanılan genel bir terim. Genellikle 'Yol al' anlamında kullanılıyor. Ülkemizde ise sonuna besmelenin ilk üç hecesi eklenerek farklı bir anlam kazandırılmış. Ülkemizde Vira bismillah tabiri iyi bir başlangıç, iyi bir dilek ve iyi bir temennisi için kullanılıyor. Vira bismillah denilerek balık avlamaya çıkılması artık bir gelenek halini aldı. Bu nedenle tüm denizciler, Vira bismillah diyerek denize açılır.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam