Osmanlı Devleti'nin kuruluşuna giden yolda pay sahibi olan Ertuğrul Gazi'nin adını taşıyan okul, "Bilecik İdadisi" adıyla eğitim öğretime başladığı 1905'ten 1972'ye kadar, şu anda Bilecik Belediyesinin yer aldığı taş binada hizmet verdi. Lise mevcut binasında ise yarım asırdır faaliyet gösteriyor.

Yangından zarar gören, Kurtuluş Savaşı'nda Yunan askerlerince tahrip edilen, 2. Dünya Savaşı döneminde askeri hastane olarak da kullanılan ilk binanın 1924'te onarımdan geçirildiği, okuldan 1954-1972 yıllarında 3 bin kişinin mezun olduğu biliniyor.

Lisede 1934'ten sonra görev yapan idareci ve öğretmenler ile öğrencilerin kayıtlarının bulunduğu belgeler, muhafaza altında tutuluyor. Kuruluştan itibaren çekilmiş fotoğraflar ve bazı materyaller, okulun koridorlarında sergileniyor.

2010 yılında Anadolu Lisesine dönüştürülen, 18 derslikli ve pansiyonlu binasında 510 öğrencisi bulunan okulda, 37 öğretmen görev yapıyor.

Şair Cemal Süreya, Orgeneral Necip Torumtay, iş adamı Sabri Ülker...

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selma Göktürk Çetinkaya, AA muhabirine, Ertuğrul Gazi Lisesinin milli eğitim tarihi bakımından önemli yer teşkil ettiğini söyledi.

Osmanlı mirası bu okulun, Cumhuriyet döneminde ülke genelinde açılan 42, Marmara Bölgesi'nde ise 14. lise olduğunu belirten Çetinkaya, "1905'te kurulurken maddi ve manevi bakımından halk tarafından destekleniyor. 1924 yılındaki onarımda da halkın desteği olmuştur. 1922'de Yunanlılar çekilirken yağmalanmış. İsmi aslında hem Ertuğrul Gazi'den hem de Bilecik'in eski adı olan Ertuğrul'dan geliyor." dedi.

Çetinkaya, lise binasının 1909'da yangından zarar gördüğünü dile getirdi.

İşgal yıllarına değinen Çetinkaya, "Gençlerimizin sayısı azaldı, okuma yazma oranımız çok düştü. Varımızla yoğumuzla bu milleti tekrar ayağa kaldırmaya çalıştık. Bunu Cumhuriyet'in değerleriyle gerçekleştirmeye çalıştık. Bu değerler, okulda yaşamaya devam etmekte. İdareci, öğretmen ve öğrencilerle alınan kararlarla kendisini gösteriyor. Demokratik bir ortam var. Bu demokrasi tabii ki Cumhuriyet'in bir getirisi." ifadelerini kullandı.

Ertuğrul Gazi Lisesinin köklü bir okul olduğuna işaret eden Çetinkaya, "Çok fazla tanınmış sima burada yetişiyor. İlk olarak akla şair, yazar ve çevirmen Cemal Süreya geliyor. Kendisi parasız yatılı okuyan bir öğrenci. 20. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay da bu okulumuzun mezunlarından. Sanayici ve iş adamı Sabri Ülker de buranın öğrencilerinden, o da parasız yatılı olarak eğitim görüyor, ortaokul sürecinde." diye konuştu.

Arşiv belgelerine göre, 1941'de binanın askerler için hastane olarak kullanıldığını anlatan Çetinkaya, okulun 1954'te Ertuğrul Gazi Lisesi adını aldığını söyledi.

"Nereye giderseniz gidin Ertuğrul Gazi mezunlarını görebiliyorsunuz"

Okul Müdürü Zaim Akbulut ise tarihi eğitim kurumunda 2014'te idareci olarak göreve başladığını belirtti.

Lisede öğretmen, öğrenci ve veli ilişkisinin Ertuğrul Gazi kültüründen geldiğini vurgulayan Akbulut, şunları kaydetti:

"Nereye giderseniz gidin Ertuğrul Gazi mezunlarını görebiliyorsunuz. Mezun olan öğrencilerimiz, okulumuzla devamlı diyalog halindeler ve geldiklerinde okulumuzu ziyaret ediyorlar, anılarını tazeliyorlar. Mezun olan önemli simaları öğrencilerimiz öğrendikçe 'Neden biz de olmayalım?' diye düşünüyorlar. Kültürü ve ağırlığı olan bir okul. İlin sosyalleşmesinde, gelişmesinde ve modernleşmesinde etkisi olan bir okul."

11. sınıf öğrencilerinden Beyzanur Karip, "Eski ve köklü bir okul olduğu için burada okumanın ayrıcalıklı olduğunu düşünüyorum." dedi.

Aynı sınıftan Yusuf Çelebi de yatılı öğrenim gördüğünü aktararak, "Okulumun adını Ertuğrul Gazi'den alması çok önemli. Öğretmen ve öğrenciler arasında çok güzel bir aile bağı var." değerlendirmesinde bulundu.