reklam
reklam

İstanbul'un kadim semtleri - Ortaköy

Eklenme Tarihi: 24 Temmuz 2022, Pazar - 21:28   Okunma Sayısı: 113624
İstanbul'un farklı kültürlerini yüzyıllarca bünyesinde barındırmış, tarihin farklı dönemlerine mihenk taşı olmuş Ortaköy, tarihi yapıları, yan yana günümüze kadar gelmiş olan cami, kilise ve sinagogu ile İstanbul’un sembol semtlerinden biri

 

İSTANBUL-İstanbul'un tarihinde, kültüründe, sanatında, sporunda derin izler bırakmış, bir çok kültüre ve dini inanışa ev sahipliği yapmış kentin kadim semtlerini tanıttığımız 'İstanbul'un Kadim Semtleri' yazı dizimizin üçüncüsünde bu kez durağımız Bizans dönemine kadar uzanan tarihi ile Ortaköy olacak. Ortaköy, Boğaziçi Köprüsü’nün Avrupa ayağının hemen altında tarihi kadim geçmişini günümüzün çağdaş modern hayatıyla harmanlayan mistik bir semt görünümünde. Rumların, Yahudilerin ve Müslümanların birlikte yaşamasından dolayı cami, kilise ve sinagog bir arada hoşgörünün ve sevginin bir timsali olarak yer alır. Ortaköy dendiği zaman hiç şüphesiz ilk akla gelen semt ile özdeşlemiş olan Ortaköy Camii gelir. Güzel, renkli, canlı çarşısı ile kültürün ve sanatın bir arada harmanlandığı Ortaköy İstanbul’un gözde semtlerinden biri. Barındırdığı barlar, cafeler, meyhaneler ve restoranlar ile boğazın serin esintisini eğlencenin her türlü rengiyle buluşturan semt, ayrıca kumpircileri, İskele meydanındaki hediyelik eşya, el sanatları ve takı tezgahlarıyla oldukça popüler. Antik çağlardaki ismi Arkheion olan Ortaköy,  Bizans döneminde ise Klidon olarak anıldı. Bölgede yaşamış ve yaşamaya devam eden Yahudi, Rum ve Müslüman topluluklarının izlerini, onların kadim eserlerini görmek mümkün.

Ortaköy Camii

Ortaköy’e geldiğinizde ilk göze çarpan sahil ile bitişik duran ve muhteşem bir mimariye sahip olan Ortaköy Camii olacaktır. Aslında camiinin asıl adı, Büyük Mecidiye Camii. 19. yüzyılda Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılan Camii, Ortaköy’ün en önemli simgelerinden birisi. Denize doğru bir rıhtım üstünde bulunan camii, Osmanlı mimarisinin günümüze kadar gelebilen ender yalı camilerinden biri. Barok üslupla yapılan camiinin giriş kapısının üstünde Sultan Abdülmecit'in tuğrası dikkat çeker. Taş oymacılık sanatının en ince ayrıntılarını görmenin mümkün olduğu camiinin sütunları ve freskleri boğaz görüntüsüyle uyumlu bir şekilde tasvir edilmiş. Kubbe duvarları pembe mozaikten yapılan camiinin iç levhalarının ve minberinin üzerinde kelime-i tevhid yazısı bizzat Sultan Abdülmecit tarafından yazılarak imzalanmış. Mihrap mozaik ve mermerden, minber ise somaki kaplı mermerden yapılmış. Caminin birer şerefeli iki minaresi de  ince ve zarif taş oymacılığının eşsiz bir örneğini sergiler.

Ortaköy Meydanı

İstanbul’un en popüler buluşma noktalarından birisi olan Ortaköy Meydanı, eğlence mekanları, cafe, restoran, bar ve alış-veriş mağazasıyla haftanın her günü, günün her saati dopdolu. Sahilin hemen yanı başında Ortaköy Camisinin dibinde yer alan meydandan boğazı seyretmek ya da kumpircilerden bir tane kumpir yaptırmak, buraya gelen herkesin yaptığı bir ritüeldir adeta. Meydana çıkan sokak aralarında kurulan takıcılar, hediyelik eşya satan tezgahlar, her yaşa hitap eden ürünlerle doludur. 

 

Esma Sultan Yalısı

Ortaköy Camii’nin hemen arkasında tüm heybetiyle ayakta duran Esma Sultan Yalısı, Ortaköy'ün bir diğer sembollerinden biri.  Sultan Abdülaziz’in kızı ve Sultan 2.Mahmut'un kızı Esma Sultan için, düğün hediyesi olarak yaptırılan yalıi daha sonra Sultan 2.Abdülhamit’in kızlarına geçti. Bir dönem Rum Okulu ve tütün deposu olarak kullanılan yalı, 1975 yılında çıkan yangında büyük hasar gördü. Günümüzde Esma Sultan Yalısı, dört duvar ve onu destekleyen cam ve çelik konstrüksiyonlar ayakta duruyor. Özel bir şirket tarafından satın alınan Esma Sultan Yalısı restore edilerek günümüzde düğün, toplantı ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Tarihi Ortaköy Hamamı

1570 yılında Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın kahyası Hüsrev Kethüda tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Tarihi Ortaköy Hamamı, zarif mimarisi ve işçiliği ile dikkati çekiyor. Klasik hamam düzeninden farklı olarak: tek bir sıcaklık yerine, kubbeli dört oda kullanılmış. Ortaköy Meydanı’nda yer alan Hüsrev Kethüda Hamamı, 300 yıl boyunca hamam olarak işletildikten sonra, 2001 yılında yapılan restorasyon sonrası lokanta ve bar olarak hizmet vermeye başladı. 2011 yılında geçirdiği ikinci restorasyon sonrası tekrar özgün haline kavuşan yapı, 2017 yılı itibari ile küçük gruplar ve özel davetlere ev sahipliği yapması amacıyla Beşiktaş Belediyesi tarafından işletilmeye başlandı. Tarihi dokusu, geniş hacmi ve manzarası ile dikkat çeken hamam iki kare bölümden ve iki kubbeden oluşuyor. Klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden olan taş hamamın 13 ayrı odacığı bulunmakta.

Damat İbrahim Paşa Çeşmesi

Sultan 3. Ahmed’in damadı ve sadrazamı Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılan çeşme meşhur Lale devrinin izlerini taşıyor. Büyük bir haznesi bulunan çeşmenin denize bakan dar cephesinin tamamı mermer kaplıdır. Dikey olarak dikdörtgen formunda olan çeşmen,n ortada kalan ana bölümü lüle, ayna taşı, kitabe ve tekne ile testi koyma setlerinden oluşuyor. İki servi ve bir rozet bulunan ayna taşının üzerinde bir kitabe yer alır. Şakir Ahmet Paşa'ya ait olan kitabe beş kıtalık bir manzumeden oluşuyor. 1990’da Ortaköy meydanı düzenleme çalışmaları esnasında çeşme, su tekkesi ile çevresindeki selvi motifli taş bulunduğu yerden sökülerek caminin karşısına taşınmış. Sahilde, ahşap temeller üzerine oturtulan çeşme, zamanla dolgu ve zemin oturması nedeniyle deniz seviyesinin altında kalmış.

Aya Fokas Kilisesi

Muallim Naci caddesi üzerinde, dükkanların hemen arkasında bulunan Aya Fokas Kilisesi, Roma döneminden kalan en önemli yapı. Kiliseye ek olarak bir manastır ve hizmet binaları eklenmiş. Bizans imparatoru Theophilos ve Piskopos İonnasis’in görkemli evleri de bu kilisienin yanında yer almaktaydı. 1719 yılında Ortaköy'de çıkan büyük bir yangından etkilenen kilise yanarak harap olmuş. Sultan 3.Ahmed yeni bir kilise yaptırtır. Ancak 1853 yılındaki bir başka yangında kilise bir kez daha tahrip olur. Bu kez da Sultan Abdülmecit yine aynı yere bir kilise yaptırılması emrini verir. Günümüzde görülen kırma çatılı ve apsis çıkıntılı kilise bu dönemde yapılan kiliseye ait. Kilise girişindeki kapının üstünde bulunan kitabede Abdülmecit’in ismi yazılıdır. Çan kulesi, metal olarak demir çubuklardan yapılan Kilisenin büyük bir avlusu bulunuyor. Sinop Episkoposu Aziz Fokas adına adanan Kilise, bir dönem Rum İlkokulu olarak da hizmet vermiş.

 

Etz Hayim Sinagogu

Yine aynı cadde üzerinde bulunan ve  Ortaköy Sinegogu olarak da adlandırılan yapı, Hayat Ağacı anlamına geliyor. 14 yüzyılda yapılan sinagog, yangın sonrası  1913 yılında yenilenmiş. Musevi ibadethanelerinde sıkça görülen kemerli ve yalın bir giriş kapısı ile girilen sinegog, değişen yapısı ile günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. 1914 tarihinde, Musevilerin büyük oruç gecesinde çıkan yangında eski yapıdan yalnızca Ehal yani Tevratın parşömen rulolar üzerine yazılmış suretlerinin bulunduğu mermer ark kurtulabilmiş. Bu dolap, günümüzde kutsal bir anıt olarak bahçede yer alıyor. Sinegog, Ortaköy'e gelen ilk Müslümanlarca, Kiliselerden farklı olarak içerisinde heykel, tablo ve resim olmadığı için Camii yapılana kadar bir süre ibadethane olarak da kullanılmış. Kentin kültürel ve tarihsel mirası için oldukça önemli bir yapı olan Etz Hayim Sinagog'u bölgedeki diğer dört sinagogla birlikte bir 'müze' ya da 'kültür merkezi' kapsamında değerlendirilmesi düşünülmekte.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam