reklam
reklam

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ:TÜBİTAK RAPORLARI CEP TELEFONU BAZ İSTASYONLARININ ZARARSIZ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR

Eklenme Tarihi: 31 Ekim 2019, Perşembe - 11:47   Okunma Sayısı: 253952
Cep telefonu operatörleri müşterilerine daha iyi hizmet vermek adına baz istasyonları kurmakta olup kurulan bu istasyonlar sayesinde arama, ses ve internet bağlantı hız kalitelerini arttırmayı amaçlamaktadır. Genelde binaların çatılarına kurulan baz istasyonları elektromanyetik enerji yaymaları nedeni ile etrafında yaşayan kişileri tedirgin etmektedir. Peki, baz istasyonları zararlı mı, kaç metrede zararı var?Bilim insanları, her geçen gün görülme sıklığı artan kanser türlerinin nedenlerini bulmaya, hastalığa ilişkin yeni tanı ve tedavi metotları geliştirmeye çalışırken, bir yandan da cep telefonlarının ve baz istasyonlarının kanserle ilişkini tartışıyor.

İSTANBUL (ÖZEL)

YAPILAN ARAŞTIRMALAR ZARARLARIYLA İLGİLİ KESİN KANITLAR ORTAYA KOYMUYOR

Cep telefonunun sık kullanımının kansere yol açabileceği ve baz istasyonlarının çevresinde yaşayanların kansere yakalanma riskinin diğer kişilere oranla daha yüksek olabileceği iddialarına karşın, yurt dışında yapılan araştırmalar bu konuda kesin kanıtlar ortaya koymuyor.
Alanda uzman hekimler, cep telefonu ve baz istasyonlarının kanserle ilişkisinin, sigara kullanımı, obezite, dengesiz ve sağlıksız beslenmenin yanında küçük bir risk faktörü olabileceğini, bunların kanser yaptığına dair henüz bir bilimsel araştırma sonucu bulunmadığını belirterek, "Baz istasyonlarının kapatılmasının çözüm değil, sorun teşkil edebileceği" uyarısında bulunuyor.

Türk Radyasyon Onkoloji Derneği resmi sitesinde bu tartışmalı konulara şu şekilde cevap veriyor;

BAZ İSTASYONLARIYLA İLGİLİ ULUSLARARASI GÖRÜŞLER

Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında Cep Telefonları ve Baz İstasyonları ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belgede ?Alınacak önlemler? bölümünde şu ifade yer almaktadır: ?Mevcut bilimsel deliller, cep telefonu kullanımı için herhangi bir özel önlem alınması gerekliliği öngörmemektedir. Bireyler endişe duyuyorsa, arama sürelerini kısıtlayarak ya da cep telefonlarını baştan ve vücuttan uzak tutmak için ?hands-free?e (uzaktan konuşma) özelliği olan cihazları kullanarak kendileri ve çocuklarının RF maruz kalma oranlarını kısıtlamayı tercih edebilirler.?

İKNA EDİCİ HERHANGİ BİR KANIT BULUNAMIYOR

Dünya Sağlık Örgütü 2006 yılında baz istasyonları ve kablosuz teknolojiler ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belge, baz istasyonları çevresinde kanser kütlesi oluşumu ve uyku ve kardiyovasküler problemler gibi semptomların görülmesine ilişkin bilimsel delilleri özetlemekteydi. Sonuç bölümündeki ifadeye göre; son derece düşük yayılım seviyeleri ve bu güne kadar toplanan araştırma sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, baz istasyonları ve kablosuz şebekelerin yaydığı zayıf RF (radyo frekans) sinyallerinin olumsuz sağlık etkilerine yol açtığı yönünde ikna edici hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

Bağımsız uzmanlar tarafından çok sayıda inceleme yapılmıştır ve hiçbirinde, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlenen limitlerin altında kalan seviyelerde radyofrekans alanlarına maruz kalınmasının, sağlık üzerinde olumsuz etkisi olduğu yönünde bir sonuca ulaşılmamıştır. Cep telefonları ve baz istasyonları, insanların öngörülen seviyelerin üzerinde bir seviyede radyofrekans alanına maruz kalmamasını teminen tasarlanmıştır ve işletilmektedir. (BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, dünya genelinde iyonize olmayan radyasyon limitlerini belirleyen, dünyada en çok tercih edilen, en güvenilir otorite olan ICNIRP?ı referans almaktadır.)Frekans spektrumun çok çeşitli kısımlarına maruz kalmanın sağlık üzerindeki muhtemel etkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmıştır. Bugüne kadar yapılan tüm incelemeler, ICNIRP EMF (Elektro Manyetik Alan) Talimatlarında tavsiye edilen limitlerin altında kalan ve 0?300 GHz frekansları aralığını kapsayan maruziyetlerin, sağlık açısından bilinen olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermektedir. Ancak, sağlık açısından riskleri tespit etmek için daha iyi bir değerlendirme yapmadan önce, bilgilerdeki eksikliklerin tamamlanması gerekir.

BAZ İSTASYONLARININ KANSER YAPICI ETKİSİ VAR MIDIR?

Mikrodalga, dalga boyu 0.1-100 cm - frekansı 0.3-300 gigahertz (Ghz) olan elektromanyetik dalgalardır. Cep telefonları ile baz istasyonları arasında sistem mantığı gereği ısı ve radyasyon yaymaz. Baz istasyonları çalışma mantığı olarak ısı ve radyasyon yaymadığından mikro dalga etkisi yoktur. Bu nedenle insan sağlığı üzerinde kanıtlanan hiçbir etkisi yoktur. Dünya sağlık örgütü, TÜBİTAK raporları cep telefonu baz istasyonlarının zararsız olduğunu desteklemektedir.Baz istasyonlarının neden oldukları ışınım iyonlaştırıcı olmayan radyasyon sınıfında olup baz istasyonları nükleer radyasyona neden olmazlar. İyonlaştırıcı radyasyon bölgesindeki dalgaların frekansları baz istasyonlarının çalışma frekanslarından yaklaşık milyon kere daha yüksektir. İyonlaştırıcı radyasyonun hücrelerin genetik malzemesini (DNA) etkileyerek mutasyon ve kansere yol açtığı bilinmekle birlikte, RF dalgaların benzer etkiler yaptığı kanıtlanmamıştır. Günlük yaşamda maruz kalınan RF seviyelerinin baş ağrısı, uykusuzluk gibi sorunlara yol açtığı kesin olarak gösterilememiştir. Ancak çeşitli çalışmalarda, ICNIRP'nin belirlediği sınır değerlerin altında mobil telefon sinyallerinin beynin elektriksel aktivitelerinde ve algılama fonksiyonlarında (dikkat, hatırlama, tepki verme gibi) kısa süreli değişimlere neden olduğu gösterilmiştir. Fakat bu değişimlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Bütün vücudun ısınmasına yol açacak derecede RF dalgaların etkisinde kalmak düşük doğum ve sakat doğuma neden olabilir. Ancak baz istasyonu antenlerinin yaydığı güç, bu tür bir ısınmaya neden olmak için çok düşüktür. Baz istasyonları antenlerinden yayılan RF dalgaların yol açtığı ve halkın etkilendiği güç seviyelerinin düşük doğuma ya da sakat doğuma yol açtığını gösterir hiçbir laboratuvar ve epidemiyolojik kanıt yoktur.

Baz istasyonlarındaki antenler dar bir bölgeyi etkileyen yönlü antenlerdir. Bu antenler arkalarında ya da diplerinde ışımanın çok az olacağı biçimde tasarlanmışlardır. Bu nedenle bulundukları binada yaşayanları yüksek risk grubu haline getirmezler. Ancak antenin konumu, antenin ışıma örüntüsünün kurulduğu binayı içine almayacak şekilde belirlenmelidir. Ayrıca, anten için yer seçimi ve antenin kurumu sırasında yakın alandaki binaların risk altına alınmamasına dikkat edilmelidir. Anten yeri, çalışma frekansı ve çıkış gücüne göre hesaplanacak güvenlik mesafesi içinde insanların istem dışı ve sürekli maruz kalmayacağı şekilde seçilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ZEHRA EVCİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam