reklam
reklam

Oyun parkından

Köşe Yazarı: SONNUR ADA   Eklenme Tarihi: 16 Eylül 2022, Cuma - 22:50   Okunma Sayısı: 86552

   • Dikkat et düşersin
   • Düşersin demedim mi
   • Alma onu yerden
   • Mikrop kapacaksın
   • Toprak ellenmez
   • Ellerin çok kirli dokunma üstüne.
   • Çıkamazsın o merdivenleri
   • Tutunarak kay
   • Elindekini düşürme bir daha almam
   • Aylak aylak bakınma
   • Oynamayacaksan çıkalım buradan
   • Ben bakıyorum sen kay
   • Boyun yetişmez uğraşma

Dur- yapma - olmaz - bağırma - sus – yeter...


Çocuk parkının bankında otururken, yaklaşık yarım saat boyunca bir yetişkinin çocukla kurduğu iletişimine tanık oldum. 

Yukarıdaki olumsuz, uyarıcı cümleler sadece not alabildiklerim. Çocuğuyla eğlenmeyi öğrenememiş anne ve babaların çocuklarının keyif alanlarında aldıkları rol.

Her cümlenin olumsuz yüklemi çocuğumuzun kendine olan inancıyla kuracağı ilişkiye engeldir. Özgüven tanımında ikileme düşürüp, dışarıdan gelen geri bildirimlere bağımlı kılar. Bu da çocuğun kendi potansiyeli ve becerisini keşfetmesini olumsuz etkiler.

Ebeveyn orada olma süresine zorunluluk olarak ya da görev olarak yaklaştığında tahammülsüz ve kızgın bir profil çiziyor. 

Öğrendiğini öğreten profilden sakınmalıyız kendimizi. Yenilenmesi gereken, işe yaramayan kalıp yaklaşımlardan kurtulmalıyız. 

“Dikkat et” şeklindeki negatif uyaran cümlesinin yerine, “benim oğlum-kızım dikkat eder” olumlu uyaran cümlesini kullanmalıyız. 
“Boyun yetişmez” şeklindeki sınırlayıcı cümle yerine, ”deneyebilirsin” diyerek, keşfetme ve güven kapısını açabiliriz.

“Oynamıyorsan çıkalım buradan” diyen yetişkine dönen çocuk, “düşünüyorum ben” dedi.
Yetişkin, ‘’niye oynamıyorsun?’’ diye üsteleyince de çocuk ‘’kayayım mı sallanayım mı diye düşünüyorum...’’ yanıtını verdi. ‘’Git sallan işte, sonra da kayarsın. Gideriz, geç oldu.’’ dedi yetişkin. Ve çocuk ‘’tamam’’ diyerek salıncaklara doğru yöneldi.

 


   • Dikkat et düşersin
   • Düşersin demedim mi
   • Alma onu yerden
   • Mikrop kapacaksın
   • Toprak ellenmez
   • Ellerin çok kirli dokunma üstüne.
   • Çıkamazsın o merdivenleri
   • Tutunarak kay
   • Elindekini düşürme bir daha almam
   • Aylak aylak bakınma
   • Oynamayacaksan çıkalım buradan
   • Ben bakıyorum sen kay
   • Boyun yetişmez uğraşma

Dur- yapma - olmaz - bağırma - sus – yeter...


Çocuk parkının bankında otururken, yaklaşık yarım saat boyunca bir yetişkinin çocukla kurduğu iletişimine tanık oldum. 

Yukarıdaki olumsuz, uyarıcı cümleler sadece not alabildiklerim. Çocuğuyla eğlenmeyi öğrenememiş anne ve babaların çocuklarının keyif alanlarında aldıkları rol.

Her cümlenin olumsuz yüklemi çocuğumuzun kendine olan inancıyla kuracağı ilişkiye engeldir. Özgüven tanımında ikileme düşürüp, dışarıdan gelen geri bildirimlere bağımlı kılar. Bu da çocuğun kendi potansiyeli ve becerisini keşfetmesini olumsuz etkiler.

Ebeveyn orada olma süresine zorunluluk olarak ya da görev olarak yaklaştığında tahammülsüz ve kızgın bir profil çiziyor. 

Öğrendiğini öğreten profilden sakınmalıyız kendimizi. Yenilenmesi gereken, işe yaramayan kalıp yaklaşımlardan kurtulmalıyız. 

“Dikkat et” şeklindeki negatif uyaran cümlesinin yerine, “benim oğlum-kızım dikkat eder” olumlu uyaran cümlesini kullanmalıyız. 
“Boyun yetişmez” şeklindeki sınırlayıcı cümle yerine, ”deneyebilirsin” diyerek, keşfetme ve güven kapısını açabiliriz.

“Oynamıyorsan çıkalım buradan” diyen yetişkine dönen çocuk, “düşünüyorum ben” dedi.
Yetişkin, ‘’niye oynamıyorsun?’’ diye üsteleyince de çocuk ‘’kayayım mı sallanayım mı diye düşünüyorum...’’ yanıtını verdi. ‘’Git sallan işte, sonra da kayarsın. Gideriz, geç oldu.’’ dedi yetişkin. Ve çocuk ‘’tamam’’ diyerek salıncaklara doğru yöneldi.

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam