reklam
reklam

KİMLİKSİZ BİR GÜNDE YAŞANANLAR

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 27 Şubat 2021, Cumartesi - 10:52   Okunma Sayısı: 95352

Sene 1980 aylardan Kasım sonu Ingilizce Kursu'ndan akşam saat 21:00 de çıkan Nisa, Fındıkzade dolmuş durağına gitti. Uzun bir süre beklemesine rağmen dolmuş gelmedi. Aynı semtte oturan kız arkadaşı bu gün kursa gelmemişti, tek başına sokakta olmak tuhaf bir duyguydu. Kızılelma caddesinden KocaMustafaPaşa istikametine hızlı adımlarla yürüdü. Sokaklarda hiç kimse yoktu ve tenha sokaklar Nisa'nın kalbinin endişe ile atmasına sebep oluyordu. Saat 21:45'de Sümbülefendi Camiinin Balıkçılar kapısına geldiği anda kalbi gümbürtülerle atmaya başladı. Sokak büyük bir askeri araç tarafından kapatılmıştı. Bir asteğmen etrafında asker ve polislerle kimlik kontrolü yapıyordu.

Nisa tam yanlarından geçerken asteğmen Nisa'yı çantasını kontrol etmek için durdurdu, çantadan kitapları ve defterleri çıkarttı ve önünde durdukları dükkanın vitrin ışıklarına tutarak defterin sayfalarını okumaya çalıştı. Bu arada. Nisa'ya sorular soruyordu. Asteğmen çantada bulduğu  plastik çakmağı aldı ve cebine attı. Nisa çakmağı geri istediğinde ise asteğmenin yüzü asıldı. Nisa'nın yanında kimliği yoktu. Bu sebeple askeri araca binmesini söyledi. Nisa arkası açık askeri araca baktığında dolu olduğunu gördü ve tenha sokaklarda bu kadar insanı nasıl bulup araca aldıklarına şaşırdı.  Kimliksiz kim varda şüpheli gördüklerini araca almışlardı.
Nisa'ya sinirlenen asteğmen.
-kimliğin yok, on yedi yaşında bir öğrenci olduğunu ve kurstan geldiğini söylüyorsun, senin doğru söylediğini nereden bileceğiz? Git askeri araca otur, yoksa ayakta kalacaksın. Bu gün Cuma sizi Ayazpaşa'ya götüreceğiz,  Pazartesi gününe kadar hakkınızda işlem yapılmaz. Haftasonu bizimle olacaksınız, size bulaşık yıkatalım da kimliksiz gezmek nasıl oluyor öğrenin. Pazartesi gününe kadar ailenizle bağlantı kuramazsınız.

Nisa evlerinin çok yakın olduğunu ve kimliğinin evden getirebileceğini söylemesine rağmen, asteğmen tuhaf bir şekilde ısrarlı davranıyordu.

Bu sırada yoldan geçen ve aynı sokakta oturan ortayaşlı bir adam. Yavaşça Nisa'ya yaklaştı, "ben sizin evi biliyorum şimdi sizin zile basar, kimliği evden getirtirim" dedi ve hızla kayboldu. Nisa onun ardından korku ve endişe ile baktı. Asteğmene kendisini bırakması konusunda ısrar etmeye devam etti. En çok ailesi onu merak eder diye üzülüyordu. Annesi merak ve endişeden çıldırırdı.

Bir kaç dakika sonra ağabeyi sokağın başında gözükünce rahatladı ve asteğmene "ağabeyim kimliğimi getiriyor" dedi.  Asteğmen Nisa'ya döndü. 
-zaten seni götürmeyecektim, gözünü korkutmak istedim. Artık kimliksiz bakkala bile gitmezsin. Dedi. Nisa hızla bu garip ortamdan uzaklaşıp ağabeyinin yanına gitti.

Aradan çok uzun yıllar geçmesine rağmen ne o koyu karanlık, rüzgarlı günü, ne de o tuhaf asteğmeni unuttu. Bir daha kapıdan yanında kimlik olmadan gerçekten de bakkala bile çıkmadı.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam