reklam
reklam

Gelecek Kaygısı

Köşe Yazarı: ELİF DOĞAN   Eklenme Tarihi: 17 Eylül 2020, Perşembe - 09:36   Okunma Sayısı: 293508

Şu günlerde salgınlar, iklimsel felaketler yüzünden birçoğumuz hele ki gençlerimiz gelecek kaygısı taşıyorlar. Evet, hayat düşe –kalka bir yolculuk. Gençlerimizin derdi ise ailelerine yük olmamak. Çok sayıda fedakâr anne ve baba “Evladım bu kaygıyı taşımasınlar, bir ömür boyu yanlarımda olurum” diyorlar. Gençlerimiz kendi ayakları üzerinde durmanın daya iyi olacağına inanıyorlar. Onun için uzun bir yolun başlangıç aşamasını yaşıyorlar.

Bu türden bir kaygıyı yaşayan bir babanın ve oğlunun hikâyesini çok kıymetli Yaşar Geler hocamızdan öğrendik. İnanın ki; hem üzüldüm hem de derin düşüncelere daldım. Eğitimin hayata kattığı değerleri iş işten geçmeden fakına varıp, eğitim hayatımıza yüksek lisans hatta mümkünse doktora yaparak devam edelim. Bugün hem çalışıp hem de okuyan kardeşlerimiz var. Onlara en derin selamlarımızı iletiyorum.

***************************************************************************

“Getirsinler alayım!

Pazarcı bir hemşerim ve dostumun bir çocuğu var. Babası oğlundan mustarip ve de şikâyetçi. Bir gün çok dalgın gördüm onu.

-Hayırdır Yusuf, neden bu kadar dalgınsın, derdin ne? Diye sordum.

-Sorma hocam, bizim oğlanla başımız dertte.

-Anlat bakayım Yusuf, dert ne ki?

-Ya hocam, bu çocuk okumuyor. Okulu bıraktı kaçtı. Ne yapsam gitmek istemiyor. Bak benim halime, yıllardır karda, kışta, soğukta, güneş altında ne çektiğimi ben biliyorum. Ama bu çocuk anlamıyor. Benim gibi olsun istemiyorum. Okusun hayatını kurtarsın istiyorum ama nafile.

-Peki, sen oğlanı getir de ben bir konuşayım.

Ertesi hafta tekrar pazar tezgâhında alış veriş yaparken ayak üstü konuşuyoruz Yusuf’la.

-Yusuf ne oldu, getirdin mi oğlanı?

-Yok hocam ben okumam deyip duruyor. Onu, tanıdığın bir akşam lisesi falan varsa oraya verelim, bari bir lise diploması alsın. Tamam Yusuf, birkaç arkadaşımın akşam lisesi var. Oraya kaydettirelim oradan alsın. Zaten dersler de akşam sanırım oğlan sorun etmez.

-Tamam hocam, ben tekrar konuşayım oğlanla.

Bir hafta daha geçer. Tekrar pazar tezgâhında buluşuruz.

-Yusuf, durum ne? İkna edebildi mi oğlanı?

-Yok hocam onu da istemiyor. Ben, okula gitmeden alacaksam yazılırım okula yoksa gitmem, diyor.

-Anladım Yusuf, senin oğlan okumayı noktalamış. Şu oğlanı bir tanımak isterim. Bir de ben konuşayım belki ikna ederim.

Tamam hocam haftaya getireyim pazara.

Ertesi hafta olur, tekrar pazarda buluşuruz. Zaten pazar da bizim sokakta kuruluyor. Aslında pazar alış verişini pek sevmem ama sırf o çocuğu okumaya ikna edebilir miyim diye artık her hafta pazara gidiyorum.

-Kolay gelsin Yusuf, hayırlı işler. Bir şeyler alalım.

-Tabi ki hocam, ne istersiniz?

-Domates, biber, patlıcan, üzüm vs. bir şeyler alayım.

-Tamam hocam. (o arada bir kaş göz işareti yaptı ve) Hocam bu benim oğlum, pazara yardıma geldi, sana istediklerini hazırlasın.

-Olur, delikanlı seni tanımak istiyordum zaten geldiğin iyi olmuş. Ne yaptın okul işini oğlum? Karar verdin mi okul için? Bak senin için Maltepe ‘de, Gebze ‘de okullar var. İkisiyle de konuştum. Onlardan birisine yazdıralım oku.

Çocuk cevap verir:

Hocam, ben okula falan gitmem. Direk diploma verirlerse getirsinler alayım.

-Olur oğlum. Tamam da şimdi sen bana sebze, meyve veriyorsun ya!

-Evet hocam.

-Şimdi sen bunları hazırlayacaksın, para da istemeyeceksin ve bizim eve bırakıp geleceksin. Tamam mı?

-Ya hocam olur mu öyle şey. Parasız mal mı verilir, üstelik de eve teslim.

-E, sen diplomayı okula gitmeden eve istiyorsun ya, bu neden olmasın?

Çocuk da işin sıkıntılı ve ironiyle dolu olduğunu anladı ve gülüşmeler...

Sonuç; ikna edemediğim ve yaşamını pazarcı olarak sürdürmeye karar vermiş bir çocuk. Çocuğunun geleceğinden endişesi süren bir baba bırakarak ayrıldım pazar yerinden.”

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam