Son zamanlarda alışveriş merkezlerinde, düğünlerde, caddelerde ve okul mezuniyet törenlerinde on sekiz yaş altı kızlara hiç dikkat ettiniz mi?
Dekolte giysili, kadınsı, ağır makyajlı, saçları boyalı ve işlemli, topuklu ayakkabı giyen ellerinde pahalı son model telefon düşmeyen bu kızların gerçekten 15 İle 17 yaş civarında olduklarına inanmanız mümkün mü acaba?
Estetik merkezlerine gidip kontür kaş yaptırıp, dudaklarına silikon yaptırdıklarını, bedenlerinde fazlalık gördükleri yağları aldırmak için gittiklerini durdunuz mu?
Yabancı manken ve artistlerin fotoğraflarındaki dudak ve göğüs ölçülerine ulaşmak en büyük hayalleri olduğu ve 34 bedene sığmak için neler yaptıklarını biliyor musunuz?
Son üç yıldan beri bunun çok daha fazla moda olduğu ve kızların 34 beden manken giysilerini giyebilmek için, mankenler gibi mücadele ettiği, tam büyüme ve gelişme çağında 500 kaloriyle salata, yoğurt yiyerek aç dolaştığı gerçeğini söylüyor konunun uzananları. Bu yanlış beslenme sebebiyle vücutları demir, sodyum eksikliği içinde birkaç yıl içinde ciddi sağlık sorunları yaşadıklarını söylüyor uzmanlar.
Harçlıklarından Biriktirdiği 300 - 500 milyonla gelip 'Dudağımızı şişir' diyenleri 'Bırakın dudağınızı da gidin kafanızı şişirin' diye geri yollayan uzananlar olduğu gibi bu işlemi yapanlarda var elbet.
Televizyon, internet ve hepsinin ellerinden düşmeyen cep telefonları İle dünyanın diğer ucundaki bir kişi İle anında iletişim kurabilme durumları var artık.
Elinde telefon olan çocuğu kontrol etmek eskisi kadar kolay değil. Bu iletişim araçlarını iyi kullananlar elbette mevcut fakat zararlı şekilde kullananlar da büyük bir çoğunlukla.
Yenilen besinler ve iklim koşulları değiştikçe genç nüfusta hızla bir cinselliğe uyarılma var. Genç kızlar annelerinin zamanına göre daha erken regl oluyor.
Okulda, çevrede ve medya iletişim kanalları vasıtasıyla cinsel teşhir yaygınlaştı ve kabul görülebilir ölçülerde algılanmaya başlandı.
Şimdi artık kentin merkezi, uzak mahallesi, kasabası, köyü kalmadı herkes aynı anda Ne istiyorsa ulaşıyor. Özellikle inletmek ve iletişim araçları vasıtasıyla Baştan çıkarıcı klipler, uyarıcı filmler, cinsellik yüklü diziler, çıplaklığa çağıran reklamlar, beyinde ergenliği erken uyandırıyor, cinselliğin keşfini hızlandırıyor.
Özellikle varlıklı kesimden gençler, lise çağında, özentiyle büyük ve seksi görünme derdine düşüyor. Karşı cinsi de sadece bir seks nesnesi olarak görüyor.
Yoksul semtlere ise özenme daha da fazla ve küçük kızlar genç kız görünümde olup sınıf atlama telaşı İle seksi görünme peşinde. Beyinlerini beslemiyor bu çocuklar bedenlerini beslendikleri gibi sadece sanal görsellik peşindeler. Hedeflerinde meslek sahibi olmak, okumak, çalışmak mücadele etmek Yok. Kısa yoldan zengin koca bulup o hayal edilen rahat yaşama kavuşmak istiyorlar. Birde özgürce cinselliği yaşama arzusu baskın olanlar var.
Gelelim bu kızların annelerine. Anneleri mi? Onlar da kızlarının ponponlu çorapları, renkli genç model giysiler, lastik ayakkabılarıyla genç kız gibi görünme çabasında, onlarda sürekli diyetteler. Tek ortak nokta zayıf görünme sevdası.
Küçükler büyük, büyükler küçük görünmek için yarışıyor adeta. Anneler kızları İle abla gibi görünmek için ne bedeller ödüyor, estetik operasyonlar, genç giyim bedenlerine sığmak için aç geziyor adeta.
Annelerin tüm sohbeti ve kendini geliştirme yönü güzel görünme ve genç kalma üzerine. Kimse kariyer yapma, meslek edinme veya kendi ayaklarının üzerinde durma telaşında değil. En varsıl adamla evlenip onun parasıyla lüks yaşama derdinde olmuş gençliğinde, şimdide bu durumu korumak için mücadele ediyor.
Evlilik biterse de alacağı tazminat ve nafaka İle aynı lüks hayatı sürdürmek amaç.
Kadın kendini süs bebeği konumuna ve vitrine kendi kendine çoktan koymuş.
Kitap okumuyor artık kadınlar, sadece moda ve güzel görünme peşindeler.
Kariyer yapmak ve kendi ayakları üzerinde durmak güzel olmayan kadınların hedefi olmalı, biz güzeliz ve çalışmamız gerekmiyor diye düşünüyor olmalılar. Bunun için annenin kızı yaşındaki rakipleri İle mücadele etmesi gerekiyor. Tek hedef genç ve güzel görünmek aksi halde o zengin kocayı elde tutmak da zor. Ortalık genç para avcısı İle dolu.
Kimseyi suçlamayalım; bu tablo bizim eserimiz: İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki? Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara "Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt" öğüdü verebiliriz ki? Yasak çare değil... Beyin faaliyetine itibar kazandırmaya ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var.. "
Bir ülke her vakit savaşla, topla, tüfekle yıkılmaz ve parçalanmaz. Aileyi, kadını hayata bakış açısını yıkıp, kendi istediğin şekilde yönlendirirsen, beyinleri boşaltıp içine uzun vadede işe yaramayacak bilgiler doldurursan o ülke yıkılır. Her ülkenin kendi gelenek görenek ve inancı var, kutsal kabul ettiği değer yargıları var. Geçmişi ve geleceği siler sanal bilgiler yüklersen beyinlere, o boşaltılan boş beyinleri yönlendirmek kolay olur.
Asıl önemlisi anne İle kız yer değiştirirse hayatta önce aile sonra da vatan yıkılır.
