reklam
reklam

Ensemizdeki canavar KORONA (II)

Köşe Yazarı: EMİNE KALYON AVCI   Eklenme Tarihi: 26 Mart 2020, Perşembe - 10:57   Okunma Sayısı: 153965

Fakat insanları en çok korkutan şeylerden biri de belirsizliktir. Virüsün henüz bir tedavisinin bulunamaması ve bu nedenle her gün birçok ülkede ölümlerin arttığını duyuyor olmamız, ve ülkemizde görülmüş olması ciddi anlamda ölüm korkusu oluşturuyor. Özellikle de 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan kişiler için yapılan uyarılar, bu yaş grubu insanların risk alanında oldukları için kaygı ve korkularını katlamış durumdadır. Bunun önüne geçebilmemiz ve psikolojimizi koruyabilmemiz için salgına karşı farkındalığımızı arttırmamız gerekiyor.

Öncelikle artık kaçınılmaz olan bu durumu kabul edip panik halinden çıkarak  bilinçli şekilde önlemler almaya başlamalıyız. Öylesine kötü yorumlar ve videolar ortalıkta dolaşmakta ve zaman zaman çöküntüye düşüp evham yapabiliriz.  Eğer hiçbir şekilde üstesinden gelemediğinizi düşünüyorsanız bir uzmandan psikolojik destek almayı ihmal etmeyin.

Bizler yetişkiniz en azından hepimiz aynı olmasak da stresle baş etme yada kaygılarımızı hafifletme ve korkularımızı yenme gibi becerilerimiz vardır,  ya çocuklarımız? onlar nasıl baş edecekler bu korkuyla?

Küçücük yaşamlarında kollayıp koruyarak büyüttüğümüz yavrularımızın biliyorum ki bu başlarına gelen çok büyük bir olay ve bir travma unsuru bence... Sosyal medyada dolaşan bir sürü saçma sapan görüntülerin telefon yada tabletler ile onlarında gözlerinin önünden geçtiğini düşündüğümde buna maruz kalan çocuklar adına çok endişeleniyorum. Onların o küçücük mutlu, toz pembe dünyalarında böyle bir trajik olayla karşılaşmalarını hiç birimiz istemeyiz ama maalesef ki yaşandı ve yaşanıyor. Artık bundan sonra çocuklarımızın beden sağlıklarını koruduğumuz kadar ruh sağlıklarını da korumalıyız ve olaydan çok fazla hasar almadan ve bir travma yaratmadan atlatılmasını sağlamalıyız. Ebeveyn olarak yetişkin çocuklarınız sizinle birlikte bu olayı yaşarken bir yetişkin olarak idrak ediyorlar ama  ya minik yavrularımız, onlara bunu nasıl anlatırız? ruhunda hasar bırakmamak için  çok fazla derine inmeden fakat yaşanan olayların farkında olması içinde biraz da yüzeysel bir şekilde onların anlayacağı dilde anlatmalıyız.  Malum okullar bir süreliğine kapandı ve küçük çocuklara bunu mantıklı ve onun anlayacağı  şekilde anlatmalıyız, evde anne ve babalar şu an tüm aile hep birlikte ve gündemimiz korona, hal böyle olunca minikleri unutup bu olayın içine fazlaca dalarsak ve korkularımızı çocukların fark etmesinden kaçınamayız. Ne olursa olsun korkularımızı  ve endişelerimizi çocuklarımıza yansıtmamalıyız. Bunu başaramadığımızda  endişeli gözlerle anne ve babasını izleyen çocuklar en güvendiklerinin bile korku içinde olduğunu sezerse anne ve babaya karşı ve aile içinde güvende oldukları hisleri yerle bir olacaktır. Bir süre sonra çok zeki olan yavrularımız da anne ve babaları gibi endişe ve korku içinde olacaklardır ki bu onların küçük yüreklerinde kaldıramayacakları hasarlar oluşturabilir. Bunun önüne geçmek için naçizane fikrim; küçük çocuğu olan yakınlarım, biliyorum ki bir çoğunuz çalışıyorsunuz ve çocuklarınızla akşamları kısıtlı zamanlarda bir arada oluyorsunuz oysa çocukların daha fazlasına ihtiyaçları vardır. Şimdi evde olduğunuz bu zamanı, çocuklarınızla dolu dolu geçirerek onlara da bunun mutluluğunu yaşadığınızı hissettirmelisiniz ki bu kötü zamanlar korku dolu değil mutluluk dolu anlara dönüşsün.

Gelelim akraba, dost ve arkadaşlarımıza, bizler toplum olarak birbirine bağlı bir milletiz ve komşuluk ilişkilerimiz eskiye nazaran olmasa da yine devam etmektedir. Böylesine büyük bir salgında neredeyse hepimize yakınımız evlerimize çekildik ve yaşamlarımızı izole ettik. Hal böyle olunca yalnız kalan akraba yada komşularımız daha da içlerine kapandılar eminim. Zaten yaşanan kaygı ve korkular giderek artıyor ve belirsizlik çığ gibi büyüyor. Etrafımızda eşi ölmüş yada çocuğu olmayan yaşlı kişiler mutlaka vardır. Bu kötü günlerde el birliği ile onlara desteklerimizi esirgemeyip aynı anda da bu konunun önemini anlatarak bilgilendirmeli ve kişisel yardımlarını elimizden geldiğince yapmalıyız. Uzakta olan yakınlarımız ve arkadaşlarımıza da bu zor günlerde yalnız olmadıklarını hissettirmek ve moral olmak adına telefon edip hal hatır sorabiliriz. Evimizde kendimizle baş başa kaldığımızda zaten düşük olan moralimiz biraz da evham yapmamız ile hepten düşecek bu da psikolojimizi kötü olarak etkileyecektir. Şu zor günlerde ayakta kalmak için her ne kadar evlerimize çekilsek de birbirimizden kopmamalıyız ve aile, dostluk ve akraba bağlarına sarılmalıyız. Bu kötü durumun en kısa zamanda tüm dünya üzerinden silinmesi ve bir daha yaşanmaması dileklerimle hepimize beden ve ruh sağlığı tam yerinde günler diliyorum. Şu anda yaşadığımız belirsizlik içinde bu kötü olay gelip de beni bulursa ve aranızdan ayrılırsam şimdiden haklarınızı helal ediniz. Sizleri seviyorum kendinize çok iyi bakın ve sevdiklerinizi koruyun....

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam