Birlikte yaşamak kolay mı, zor mu?

Toplumun beslenme kaynakları ne kadar sağlıklı?

Toplumsal yaşamın üzerinde güç oluşturan yapının yüzü aydınlık mı, karanlık mı?

Bu sorulara cevap aramak değil bu yazımızın konusu. Bu gibi soruları sorduran etkenlere yönümüzü çevirmek.

Cehalet maharete dönüşünce ayıbı her yere bulaşır.

Aklın kullanımını, aydınlığı tehlikeli bulan düşünceler bugün ve gelecekteki huzur ve barışın önündeki engellerdir. 

Bilgi çağında bilginin girişini engellemeye çalışanların başarılı olacakları tek nokta, toplumu yormaktır.

Yordukları toplumun bireylerinin yaşamlarında sürekli sorunlar üreterek gerçek ve en büyük sorun üzerinde sorgulama ve anlama yetilerini geciktirmeye çalışırlar. 

Dünyanın düz mü yuvarlak mı olduğunu konuşmayı ortaçağda bırakmış insanlık. 

Bilginin gerçeği masabaşı çıkar listeleri gibi değildir. Durduğu yeri ancak bilimin kendi gelişimi değiştirir.

Oysaki çıkar guruplarının her renge her an girebilme özellikleri vardır. Omurgası oluşmamış düşüncelerin örneğidir onlar.

Gücünü bilgisizleştireceği toplumdan alacağını bilen karanlık, hedefine toplumsal aydınlanmayı; düşünen, sorgulayan herkesi koyacaktır. 

Bize ne söylüyorlarne anlatıyorlara kulak verme zamanı.

Toplumu besleyen kaynakların niteliği o toplumun yapısının belirleyicisidir. 

Bizler için, bizi beslemeye çalışan kaynakları sorgulayıcı, soru sorucu olma zamanıdır. Tek korkuları bilgi olan bu karanlığa  hep birlikte bilginin ışığıyla duralım. 

Geleceğin aydınlığına hep birlikte adalet, eğitim ve toplumsal barış meşalesini taşıyarak ulaşabiliriz.

Bize ne söylüyorlarne anlatıyorlara kulak verme zamanı.