reklam
reklam

KIZLAR ANALARININ KADERİNİ YAŞAR (III)

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 22 Ocak 2019, Salı - 11:41   Okunma Sayısı: 100562

Geçen süre içerisinde ise babasından kalanların büyük bir kısımıda kaybedilmiş ve servetleri küçülmüştü.
Kızı yirmi yaşında iken anne de kırk yaşındaydı ve gene bir kaza sonucunda baba ve kayınpeder ölmüştü. Onların ardından daha kırkı çıkmadan da babaanne ölmüştü.

Ana kız koca dünyada yapayalnız kalmışlardı . Ne iş yaşamını biliyor ne de kendilerine destek olacak , güvenebilecekleri bir yakına sahiptiler. Ayrıca anne daha önceki yıllardan dolayı hiç kimseye güvenmiyor ve herkesten kuşku duyuyordu . 
Kısa süre sonra şirketleri devrettiler ve ana para ile pek çok ev, işyeri  alıp kiraya verdiler . Kendileri de yurt dışında yaşamaya başladılar . Kız moda okumuştu ve küçük bir moda evi  işletiyordu. Amaç para kazanmak değil kendisini oyalamaktı.
 Ne isim yapabildi ne de bu konuda başarılı oldu. Sadece kendisini oyaladı...

Annesi bu sebeple hep ona da kızıyordu . Ona göre herkes babasının parasını yiyordu . Senelerce kocası kayınpederi yemişti. Şimdide kızı para kazanmayı beceremiyor gene onun babasından kalanlarla yaşıyordu ..

Kız oturduğu koltukta uzunca bir süre düşündü. Neden evlenmek istemediğini ve neden yaşamında başarılı olamadığını düşündü durdu.
Annesi sürekli kötü giden evliliğinden söz etmiş ve onu evliliğe , erkeklere karşı nefret duyguları ile yetiştirmişti. Her yaptığını eleştirmiş ve hiç bir yaptığını beğenmemişti . Tüm çabası annesini mutlu etmekti. Oysa annesi hiç bir şeyden  mutlu olmuyordu . Görünüşe göre yaşamlarında herşeyleri vardı lakin huzurları yoktu ve aslında hiçte mutlu değillerdi ...
Acaba annem babamdan nefret ettiği için beni de sevmedi mi diye düşündü. Bu sebeple mi onu hep beceriksizlikle suçlayıp, kendine mahkum etmişti. Neden hep kanatlarını kırıp uçmasına engel olmuştu???

Annesi ise tekerlekli sandalyeden camın kenarındaki koltuğa  oturdu. Karşıdan geçen gemileri , yolcu vapurlarını, muhteşem görünümlü yatları ve uçan beyaz martıları izledi. 
 "Asalak sülale ne olacak. Babası ne ki kızı ne olsun. Bak hepsi de benim babamın malı ile yaşadılar. Diye söylendi.
Odasında uzunca bir süre yalnız oturdu . Yalnızlıktan  canı sıkıldı ve aklına eski günlerden bir şey geldi ve kızı ile konuşmak için salona doğru ilerledi . Yardımcıları evde işleri bitirdikten sonra bahçedeki müştemilata çekiliyor ve ihtiyaç duyduklarında telefon ile çağırıyorlardı. Aynı evde aileden olmayan insanlarla uyumak istemiyordu . Son kattan birinci kata asansör ile indi.

Koskoca salon  bomboştu , diğer odalara baktı kapıları açıktı en son mutfağa baktı kızı bu katta yoktu.  Akülü arabayı asansöre doğru sürdü , asansör üçü gösteriyordu. Demekki kızı onu burada görmemişti ve son kata çıkmıştı . Çağrı butonuna bastı gelen asansöre bindi ve üçüncü kata çıktı.
Nedense içinde tuhaf bir duygu vardı. Kızını salonda göremeyince içinde bir kuşku ve korku oluşmuştu. Acaba hep yaşamın olumsuzluklarından söz edip, onu kötü mü etkiliyorum diye düşündü. Az önce kızına ağır sözler söylemişti , şimdi gidip gönlünü almayı düşünüyordu .. Kızı olmadan yaşamanın hiç bir anlamı olmayacaktı. Kızı ile nefes alabiliyordu .. Kızının odasının kapısına geldi ve kapıyı vurdu. İçeriden ses gelmedi. Tekrar kapıyı vurdu, telaşlanmış bir şekilde kapıyı açtı. Oda bomboştu. Hemen geriye döndü ve asansöre gitti. Asansör şuanda birinci katta gözüküyordu. Kızı ne ara bu kattan birinci kata inmişti.  Çağrı butonuna bastı ve asansöre bindi. 
Birinci katta asansörün kapısı açıldığında karşısında yabancı bir adam duruyordu .. Yüreği korku ile çarptı .. Kafasını yukarı kaldırarak sert bir ses tonuyla sordu ,,
"Sen kimsin .....??? Burada ne arıyorsun ???
Adam ona doğru adım attığında , salonda başka bir adamın daha olduğunu fark etti.
İçinde tuhaf bir duygu oluşmuştu. Bu adamlar salonda ne arıyordu ??? Kızı ona bu gün gelecek olan birilerinden söz etmemişti. Ayrıca yardımcıları neredeydi. Genelde evde yapılacak iş olunca yardımcılar başında dururdu. Bu durum normal değildi.

Panikle asansöre geri bindi ve üçüncü kat düğmesine bastı. Adamın merdivenlerden yukarı koşacağını  tahmin etti. Biran önce son katta bir odaya girmeli ve kapıyı kapatıp yardım istemeliydi. Yürüyemediği için kendi kendisine bir kez daha yüreği sızladı. Şimdi yürüyebilseydi, koşar ve belki de kendisini kurtarabilirdi. Oysa bu tekerlekli sandalye ile yeterince seri hareket etmesi mümkün değildi. Ayrıca yaşı yetmişin üzerindeydi ve eskisi kadar hızlı da değildi ... 
Kızı hep telefonu yanında  taşı diyordu . Hiç yanına telefon almıyordu. Oysa telefon alsaydı dışarı ile bağlantı kurması kolay olacaktı. Kızı neredeydi ??? neler oluyordu ??? Bu yabancı adamlar salonlarında ne arıyordu!
Bunları düşünürken asansör son  kata geldi. Kalbi gümbür , gümbür atıyordu . Göğsü daralmış ve zor nefes almaya başlamıştı .  Asansörün Kapısı  açıldı ve karşında duranı görünce şaşkınlıktan dilini yutacaktı ..  Sen ... Sen ... 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam