reklam
reklam

7’den 70’e

Köşe Yazarı: SONNUR ADA   Eklenme Tarihi: 17 Kasım 2018, Cumartesi - 10:59   Okunma Sayısı: 91467

- İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur…
- Öyle deme abi, insan değişiyor…
- Bana mı söylüyorsun; bunca yıllık tecrübem var benim…
- Tamam da insanın önüne her gün öğrenecek bir şeyler geliyor.
- Yok oğlum, insan alışkanlıklarından vazgeçmiyor değişmek o kadar  kolay değil.
- Bilmiyorum abi, değişebileceğimize inanmak bana iyi geliyor.
- İyi işte, söylediklerimi dinle de kandırma kendini.

 

Yine bir metro yolculuğu, sabah saatleri toplu taşımadayız.  Yüksek sesle “insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur” diyen bir ses. Kişiyi çok net göremiyorum. Kalabalık sayılacak bir ortam. Karşısında konuştuğu kişinin yüzü daha görünür. Sohbet ederken benimle beraber dinleyici konumundaki yolcular söylenenleri çok açık duyabiliyor. Değişebilirliğe inanan daha genç görünümlü kişi kendindeki farkındalığı anlatmaya çalışıyor: “Ben eskiden daha fevriydim abi ama artık değilim konuşarak anlatıyorum kendimi” diyor. Karşısındaki kişi sanki aniden hangi durakta ineceğini merak etmiş gibi kafasını istasyonların gösterildiği ekrana çevirdi. Söyleneni duymadı ya da duyduğuna cevap verme ihtiyacı duymadı…

Diğeri söylediğinin havaya karışıp gitmesinden duyduğu rahatsızlık ve yüzüne oturan hayal kırıklığıyla etrafına bakındı. Kimbilir kafasında soru işareti de oluşmuş olabilir; gerçekten insan yedisinde ne ise yetmişinde de o mu olur diye…

Peki öyle midir?

Görünen değişimler yaş aldıkça fizikseldir ve kimse tarafından yok sayılamaz. Daha genç görünme süresini uzatmak için bu alanda çalışan sektörlere yöneliriz. Bu da hiçbir zaman yirmi yaşında olan biriyle kırk yaşında olan birinin zamanın oluşturduğu fiziksel farkı kapatmaz. Bu durum hepimiz tarafından hoşumuza gitse de gitmese de kabul edilir.

Peki hayata bakışımız, duygularımızı değerlendirme biçimimiz, düşüncelerimiz neden değişmesin? Neden 7 ve 70 gibi çocuk ve ileri yaş benzetmeleriyle kilitleriz inancımızı?

Değişim, içinde öğrenebilmeye devam etmek kendimize ve hayatımıza emek verip gerçekten özen göstermeyi barındırır.

Bütüne bakınca duygu ve düşüncelerimizin değişemeyeceğini söylemek deneyimlerimizi reddetmek demektir.

Oysa yukardaki örnekte daha deneyimli olduğunu söyleyen kişi, değişimi kabul etmeyerek kendiyle olan çelişkilerini onayladı benimle birlikte dinleyen herkesin önünde.

Yirmi yaşından kırk yaşına kadar geçen süreçte edindiğimiz deneyimler bizde değişime sebep oluyor.

Değişime gösterdiğimiz direnç, değişimin gerçekleşmediği anlamına gelmez. Değişimi görmezden gelip ezberlerle yola devam etmek istediğimizi gösterir.

Geliştirilmiş inançlarımız var bir çoğumuzun. Bunlardan kimisine farklı bakıp değiştireceğimize inanıyoruz. Arkasından o inançlarla var olan kişilerle karşılaşıyoruz ve bir mücadeleye giriyoruz.

Umarım öğrenmenin emeğin ve yaşamlarımıza gösterdiğimiz özenin önünü açacak inançlarla çıkarız birbirimizin karşısına.

İLETİŞİM UZMANI:[email protected]

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam