reklam
reklam

Hacı Arif Bey (1831-1885) 

Köşe Yazarı: OSMAN UZUN   Eklenme Tarihi: 18 Ekim 2018, Perşembe - 10:39   Okunma Sayısı: 113561

Türk besteci. Şarkı bestecisi olarak Türk musikisinde yeni bir çığır açmıştır. 

İstanbul'da 1831 senesinde Eyüp semtinde doğdu. Eyüp Şeri'ye Mahkemesi Baş katibi Bekir Efendi'nin oğludur. Tam isimi Mehmed Ârif olup, Ârif Bey veya Hacı Ârif Bey diye tanınmıştır. Daha ilköğrenimi sırasında güzel sesiyle dikkati çekmiştir.  Kendisiyle önce Zekai Efendi (Dede) ilgilenmiş  ve onu besteci Eyyubi Mehmed Bey'e götürmüştür.

Arif Bey ilk musiki zevkini, bilgisini Mehmed Bey'den aldı. Altı yaş büyüğü olan, geleceğin değerli bestecisi Zekai Efendi, onu hocası Dede Efendi'yle tanıştırdı; musikiye karşı büyük yeteneği olduğunu Dede Efendi de görmüştü. Arif Bey 1844'te Mehmed Bey'in yardımıyla Bab-ı Seraskeri'ye memur olarak girdi. Bir yandan çalışıyor, bir yandan da musikiye vakit ayırıyordu. Bir süre Mehmed Bey'in Muzika-yı Hümayun'daki derslerine dışardan devam etti. 

Bir tesâdüf neticesindede kendisini dinleyen Sultan Abdülmecîd Han onu saraya mâbeyinci olarak almıştır. Hacı Ârif Bey sarayda bulunduğu sırada bestelerde yapmaya başladı. Kendisinin bulduğu kürdilihicâzkâr makamındaki şarkı besteleriyle dikkatleri üzerine topladı. Bir müddet saraydan ayrılıp beste yapmaya devâm etti. Hiçbir çalgı çalmadığı ve nota bilmediği halde bestelerini gâyet ustalıkla hazırlamıştır. Sultan Abdülazîz Han devrinde tekrar saraya girerek bestelerini devam etti. Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrinde ara ara Muzika-i Hümâyûnda ders vermiştir. İran Şahı tarafından Tahran Sarayına çağrıldıysa da, İran’ a gitmemiştir.

Arif Bey, tek başına şarkı şeklini Türk müziğinin en önemli kolu haline getirmiştir. Şarkıları teknik bakımdan çok düzgündür; ifade, eda bakımlarından olağanüstü güzel, kibar bir üslûbu vardır. Eserlerinin büyük bölümü, parlak bir müzik dehasına örnek gösterilecek derecededir. Kendisinden sonra gelen besteciler arasında Arif Bey’in etkisinde kalmamış olanlar pek azdır.

Hacı Ârif Beyin yakışıklı, kibar, nâzik bir o kadar da kaprisli, aksi bir kimse olduğu halde belleği çok kuvvetliydi. Zeki ve iyi konuşan bir kimseydi. Bir gecede sekiz şarkıyı ansızın bestelemiş, bir gecede bir güfteye yedi ayrı beste yapmıştı. Mecmua-i Ârifî isimiyle 600 sayfalık bir güfte mecmuası yayımladı.

Dede Efendiden sonra gelen ve 19. asrın tanınmış bestecisi olan Hacı Ârif Bey 1000’den fazla şarkı ve bir çok da ilahi bestelemiştir. Fakat günümüze kadar gelen bestelerinden 327 şarkı, 7 ilahi, ve bir yürük semâiden ibârettir. Hiçbir bestecinin bu sayıda şarkısı ve bestesi yoktur. Hacı Ârif Bey ölümünden sonra gelen hemen bütün bestecilerine tesir etmiştir.

1884 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerini yummuştur. Beşiktaş’ta Yahya Efendi Dergâhı bahçesine defnedilmiştir

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam