reklam
reklam

İstanbul Demiryolu Müzesi gönüllüsü Ruhan Çelebi

Eklenme Tarihi: 22 Haziran 2017, Perşembe - 09:00   Okunma Sayısı: 317266

İSTANBUL

Bir demiryolu çalışanı olan Ruhan Çelebi’nin kişisel çabaları ile 2005 yılında açılan müzede, işçilerin ve çalışanların anıları yaşatılmaya devam ediyor. İki adet demiryolu müzesi bulunan Ankara’dan 1981 yılında İstanbul’a geldiğinde burada bir müze bulunmamasının sıkıntısını hep içinde yaşadığını söyleyen Çelebi, müzeyi kurmayı o günlerde düşünmeye başlıyor.
Çelebi, müzeyi 2009 yılında ziyaret eden 56 bin kişinin yarısının turist olduğuna dikkat çekerek bunu da Sirkeci Garı’nın Orient Express’in son istasyonu olmasına bağlıyor. Çelebi “Müzemizde de Orient Express köşesi var. Orient Ekspress’in izini arayanlar geliyor. Garı görenlerin kimi çok etkileniyor kimi hayal kırıklığına uğruyor. Çünkü Sirkeci Garı’nın eski şaşalı havası yok. Haydarpaşa gibi ön planda değil” diye konuşuyor.
İstanbul Demiryolu Müzesi, Sirkeci Garı'nın içindeki 150 metrekarelik mütevazi salonunda Trakya hattı ve İstanbul Garı'nın hikayesini kapatılan atölyelere, hastanelere, meslek liselerine ait eşyalar ve fotoğraflar eşliğinde anlatıyor
Kapatılan atölyeler, hastaneler
Çelebi, müze işi başlayınca herkesin işyerinde elinde ne varsa gönderdiğini dile getirerek, “Mesela Yedikule Yol Atölyesi kapanıyordu, hemen gidip oradaki malzemeyi aldım. Hastaneler kapanıyordu gidip demirbaşları yine aldık. Aldığım her şey hurdaya ayrılmış, depolarda çürümeye bırakılacak değerli şeylerdi” diye konuşuyor.
 Endüstriyel miras
Çelebi, Yedikule’deki cer ve yol atölyelerinin çok önemli bir endüstriyel miras olduğuna dikkat çekerek, “Oralar TOKİ’ye devredildi. Benim tüm hayalim oranın müze olarak kullanılmasıydı. Hem endüstriyel mirasımız hem de çok geniş bir alan. Orada istediğiniz gibi müze açabilirsiniz, tren bile çalıştırabilirsiniz. Tüm hikayenin anlatıldığı bir alandı orası....O atölyelerdeki tükenişi her yıl gördüm. Yaşayan alan çok kısa sürede metruk hale getirildi. Eşyalar yok olduğu gibi o eşyaların anılarını anlatacak insanlar da yok oluyor” diyor.
TCDD’nin Kurucu Genel Müdürü Behiç Erkin’in Türkiye’de daha doğru düzgün demiryolu bile yokken yayımladığı yönerge ile müze kurulması için çalışma yapılması talimatını da verdiğini anımsatıyor Çelebi. Bu yönergede,“elinizdeki her objenin bir örneğini müze için ayırın, her evrağın bir kopyasını alın, mezuniyet törenlerinin fotoğraflarının bir kısmını müzeye gönderin” talimatları bulunduğunu kaydeden Çelebi, “Bunun üzerine başka bir yönerge çıkmamış ama tam anlamıyla da uygulanmamış ve sürekliliği de olmamış” diye yakınıyor. İstanbul Demiryolu Müzesi’ni “buluşma noktası” olarak niteleyen Çelebi, “Anılar burada büyüyor. Kurucu Genel Müdürümüz Behiç Erken, İskender Sayıner gibi isimlerin unutulmaması gerek, onlara vefa borcumuz var. İsimlerini ve anılarını burada yaşatmaya çalışıyoruz” diye konuşuyor.

Editör: EMİNE KALYON

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam