Koku Kültürü ve Turizmi Derneği tarafından organize edilen ‘Parfümün Yolculuğu: Antik Çağlardan Günümüze Kokunun Tarihçesi’ isimli sergiye Üsküdar'daki Nevmekân Selimiye ev sahipliği yaptı. Eski Mısır, Mezopotamya, Roma ve Osmanlı'daki koku yapımı, üretimi ve kokuya dair hammaddelerin yapay zeka ile canlandırıldığı serginin açılışını Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül yaptı. Antik Çağ medeniyetlerinin ilk koku formülleri ile Osmanlı dönemindeki koku karışımlarını baz olarak tasarladığı kokuların formülünü davetlilerle paylaşan Ergül, etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Kokunun Tarihte Kültürel ve Psikolojik Etkileri’ konulu söyleşiye de katıldı. Ayrıca ‘Teniniz Hangi Kokuyla Eşleşir?’ isimli atölye çalışması hakkında bilgiler veren Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, kokunun tenle uyumunu, tene uygulanan kokuyu hangi faktörlerin etkilediğini gibi birçok sırrı davetlilerle paylaştı. Selimiye Nevmekân'da düzenlenen etkinlikte ziyaretçiler, Antik Çağ medeniyetlerinden parfüm formüllerini deneyimleme imkanı buldular. Eski Mısır parfüm tanrıçası olarak bilinen Nefertem için koku karışımından tasarlanan parfüm, eski Roma’nın parfümü Rhodium, 17’nci yüzyılda Osmanlı Sarayı’nda görev yapan çamaşırcı başı Yusuf Ağa’ın formülü, eski Mısır’ın en koku formülü Kypi, dünyanın ilk kadın kimyageri ve parfümörü olarak bilinen Tapputi’nin koku formülü ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Sanat ve koku kültürü ile bir ilke daha imza attık

Parfümün yolculuğu l Antik çağdan günümüze koku sergisi 16 Temmuz tarihine kadar açık kalacağını söyleyen Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, ''Teknoloji sanat ve koku kültürü ile bir ilke daha imza attık. Anadolu coğrafyasında o kadar zengin koku kültürü mevcut ki sadece sahip çıkmak yeterli. Kültürün her alnında ciddi sahip çıkan ve destek olan bu eşsiz sergiye ev sahipliği yapan Üsküdar Belediyesi kıymetli başkanımız Sayın Hilmi Türkmen ve tecrübeli ekibine sonsuz teşekkür ederiz. Ayırca, tecrübelerinden feyiz aldığım bizler büyürken gelişirken tüm sevincimizi çabamızı ve dahi zorluklarımızı tüm samimiyeti ile bizlerle hisseden benim ve ailem için çok çok kıymetli olan AK Parti İstanbul milletvekili Belma Satır Hanımefendiye her şeyden önce bu kadim topraklardaki koku kültürüne sahip çıkıp destek olduğu için sonsuz teşekkürlerimi sunarım'' diye konuştu.

Koku filmi gerçek olabilir.

Etkinlikte, kendisine Koku filimle ilgili yönettiğimiz soruları yanıtlayan Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, ''Filimde yaşananlar gerçekten olabilir. Çünkü şöyle bir şey var. Biz aslında kokumuzla konuşuyoruz. O nedenle Patrick Süskind'in romanındaki hikaye bir gerçek. Kimsenin alamadığı kokular bize bir mesaj veriyor bize. Hayvanlar dikkat edin kokuyla anlaşıyor. Buradaki sıkıntı şu, biz kokuyu sadece parfümden ibaret sanıyoruz'' diye konuştu. Patrick Süskind'in 'Perfume' isimli romanından 2006 yılında sinemaya uyarlanan Perfume: The Story of a Murderer, 'Koku: Bir Katilin Hikayesi' filmi 18. yüzyılda Fransa'da geçiyor. Güçlü bir koku alma yeteneği olduğunu fark eden ve parfüm endüstrisine giren Jean, hayalindeki en mükemmel parfümü yapmanın hayalini kurar. Ancak Jean'in hayalindeki parfüm, öldürdüğü kadınlardan damıttığı insan kokusundan meydana gelecektir.

Koku bir karakterdir

Kokunun yolcuğuna çıkalı 38 yıl olduğunu söyleyen Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, ''Bazı kokuların tarifi yoktur ve boyut değiştirir. Buna esmer anı denir. Hz. Eyüb'ün Eyüpsultan'daki türbesinin altındaki odaya girdiğimde aldığım kokuyu, ben bu dünyada yapmama, tasarlamama imkan yok. Müthiş bir kokuydu. Beni başka bir dünyaya götürmüştü. Ayrıca, Hz.Hamza'nın şehit edildiği yerdeki koku beni çok etkilemişti. Tarif edilemez bir kokuydu. O koku benim için bir dönüm noktası oldu. Bir de Mustafa Kemal Atatürk'ün odasından çıkartılmış olan ve kendisinden bu jel koklama şansının olmasıydı. Tarihe yön vermiş olan karakterleri çalışırken, onların kokularının onlarla özdeşleştiğini gördüm. Ve o kokuyu duyduğunuz an ne diyorsunuz -Ahmet Bey ya da Esra Hanım. Onlara ait kokuları çalıştığımda o boyut değiştirme kısmı farklı, gözümde canlandırmak beni, benden alıyor. O nedenle kokunun bir karakter ayıracı olduğunu söyleyebiliriz'' dedi. 

Dünya Güzel Koku Günü UNESCO'nun onayına sunuldu

Geleneksel Osmanlı kokularının teknik olarak farklılık ihtiva ettiğini söyleyen Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, ''Geleneksel Osmanlı kokuları teknik olarak kokulu sular, kokulu yağlar ve galiye gibi macunlardan oluşur. Alkol, 19.yüzyılın son çeyreğine dek Osmanlı kokuculuğunda yer almamıştır. Uçucu yağlara, yani esanslara alkol ve su ekleyerek Avrupa tarzı kolonyalar, losyon ya da parfümler imal etmek, ancak Avrupa'dan ithal edilen örneklerle karşılaştırıldıktan sonra mümkün olabilmiştir'' diye konuştu. Koku Kültürü ve Turizmi Derneği'nin kurucusu Bihter Türkan Ergül, 8 yıldır 25 Haziran'da kutlanan Dünya Güzel Koku Günü'nün Türkiye adına UNESCO tarafından tescillenmesi için çalışmaların hızlandığını söyledi. Ergül, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Olmayan Kültürel Miras İhtisas Komitesine sunum yaptığını hatırlatarak, Dünya Güzel Koku Günü'nün tüm dünyada kutlanmasının n tescillenmesini beklediklerini dile getirdi.

Koku ile ilgili arkeolojik bulgular yapay zekâya yüklendi

Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Dünya Güzel Koku Günü’ne özel yapay zekâ ve kokunun buluştuğu ‘Parfümün Yolculuğu: Antik Çağlardan Günümüze Kokunun Tarihçesi’ isimli sergiyi açtıkları için çok mutlu olduğunu söyleyen Parfüm tasarımcısı ve Koku Kültürü ve Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, ''Eski Mısır, Mezopotamya, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu’ndaki koku yapımının, üretiminin ve ham maddelerinin yapay zekâ ile canlandırıldığı, binlerce yıl öncesine ait parfüm formüllerinin gün yüzüne çıkartıldığı sergi, 16 Temmuz’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Antik Çağ medeniyetlerinin ilk koku formüllerinden hareketle tasarlanan 3 yeni parfüm ve Osmanlı Sarayı’nda 17. yüzyılda görev yapmış çamaşırcı başı Yusuf Ağa’nın koku karışımının da içinde bulunduğu 4 özel koku bu sergi ile gün yüzüne çıktı. Arkeologların üzerinde çalıştığı kil tablet, replika ve el yazmalardaki bilgileri yapay zekâya yükleyip gün yüzüne çıkarttık. Yapay zekâdan elde ettiğimiz bilgiler aynı zamanda el yazmaları, kil tabletlerinde olan bilgiler ile birleştirildi ve ortaya muhteşem bir sergi çıktı” dedi.