reklam
reklam

Antik Kentler Rotası yazı dizisi // Pergamon'dan Aigai'ye kadim izler

Eklenme Tarihi: 3 Eylül 2022, Cumartesi - 11:37   Okunma Sayısı: 107032
Ege bölgesi, kuzeyinden güney sahil şeridine kadar bir çok eşsiz Antik Kent'e ev sahipliği yapıyor. Pergamon'dan başlayarak çizdiğimiz Ege Antik kentler rotamızda özellikle Helenistik dönemin kadim izlerini görmek mümkün.

Tatil ve turizm denilince ilk akla gelen Ege sahilleri olur hiç kuşkusuz. Ancak Ege şehirleri sadece plajları ve tatil olanaklarıyla değil, aynı zamanda tarihsel ve kültürel zenginliği ile de öne çıkıyor. Her yıl yüzlerce turist, Antik Kentlerin tarihin derinliklerinden taşıdığı izleri görebilmek için bölgeyi ziyaret ediyor. Binlerce yıl önce bu bölgede yaşamış insanların kurduğu bu antik kentler, tarihin kadim izlerini taşımakla beraber aynı zamanda, o dönemin dini inanışlarını da günümüze taşıyor. Daha önceki yazılarımda Akdeniz bölgesindeki Antik kentlerin izini sürmüş, Alanya'dan Fethiye'ye kadar uzanan Akdeniz Antik kentler rotası çizmiş ve bu Antik kentleri tanıtmıştım. Bu kez Ege bölgesindeki Antik kentler için yeni bir rota oluşturdum. Ege Antik Kentler Rotası hazırlayarak tarihin kadim izlerini bu kadim topraklarda sürmeye karar verdim. İlk bölümde ziyaret ettiğimiz antik kentler daha çok Helen ve Roma dönemlerinden günümüze kalan yerleşim yerlerine ait. Binlerce yıl önce yerleşim görmüş olan bu antik kentlerden günümüze ulaşan yapılar orta çağ kalesi, agora, sütunlu cadde, kilise, hamam, anıtsal kapı, tapınak, nekropol alanındaki anıt mezarlar olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Ege Bölgesinde ağırlıklı olarak Aioller, Lidyalılar, Karyalılar, Mysialılar ve Ionyalılar yaşam sürmüş. Bu yazı dizimizde bu uygarlıkların ve medeniyetlerin kurduğu Ege bölgesindeki Antik kentleri tanıyacağız.

Pergamon Antik Kenti

Ege'de Antik kent dediğinizde ilk karşınıza çıkacak olan ve hemen herkesin en azından ismine aşina olduğu Pergamon yani Bergama Antik kentini rotamızın başlangıcı yaptık. İzmir’e 110 km uzaklıkta yer alan Bergama İlçesi’ndeki bu Antik kent, o dönemki adı olan Pergamon olarak anılıyor. Birçok kültüre ev sahipliği yapan kent, Roma döneminde güzel sanatlarda ve tıp alanında bir çok önemli isim yetiştirmiş. Kent Mısır’a taşınmadan önce 200 bin ciltlik bir kütüphaneye sahiptir. 13 bin kişilik Anadolu’nun en dik tiyatrosu, M.S. 2. yüzyılda yaptırılan Kızıl Avlu-Serapis Tapınağı ve klasik dönem kentlerinin birçok öğesini görmek mümkün. M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilerek 19. yüzyılda Almanya’ya kaçırılan Zeus Sunağı ise artık yerinde değil. Pergamon'un ilginç bir kuruluş hikayesi bulunuyor. Büyük İskender’in ölümü sonra, hazineyi Paflagonyalı bir subay olan Philyteros'un himayesine geçer. Philyteros, bu hazine ile paralı askerlerden oluşan bir ordu kurarak, bugünkü Bergama yakınlarında krallığını ilan eder. Bu krallığın başkenti ise sarp ve dik kayalık anlamına gelen Pergamon olarak belirlenir. Philyteros'dan sonra sırasıyla; I.Eumenes, I.Attalos, II.Eumenes, II.Attalos ve III. Attalos tahta çıkarak Pergamon'u 150 yıl ayakta tutarlar. Ülke daha sonraki yıllarda Roma İmparatorluğunun himayesine girdi.

 

 

Bergamalılar özellikle kültür, sanat ve eğitim alanında Helenistik Dönem'de adlarından sıkça söz ettirmişlerdir. Mısır Papirüs'lerini kullanmayarak, oğlak derisine yazı yazan Bergamalılar, buna Pergament yani Bergama kağıdı adını verdiler. Daha sonra ismi parşömen olarak zamanla değişti. Bergama'daki dört tiyatro, gladyatör dövüşleri için değil, tiyatrolar, dramalar, tragedyalar ve komedyalar, müzik şölenleri, konserler için sanatsal olarak kullanıldı. Mitolojik tanrılara inan Bergamalılar, Hera, Demeter, Athena, Zeus ve Dionysos Tapınaklarını inşa ettiler. Bergama su kemerleri ve sarnıçlarıyla da dikkat çekiyor. Antik Yunanistan'da tıp tanrısı Asklepios adına kutsanmış şifa tapınakları bulunmaktaydı. Bu tapınaklar, hastaların ister tedavi ister bir çeşit şifa olsun, ister ruhsal ister fiziksel olsun mutlaka ziyaret edilen bir yerdi. Antik çağın dört büyük Asklepion’undan bir tanesi Bergama’da inşa edilmişti. Hristiyanlık inancına göre kutsal saylan yedi kiliseden bir tanesi Bergama’da bulunuyor. İmparator Hadrian zamanında Serapis Tapınağı olarak kırmızı tuğladan inşa edilen tapınak, Hristiyanlık kabulü ile kiliseye dönüştürüldü. Serapis Tapınağı, Osmanlı zamanında cami olarak kullanıldı. Kızıl Avlu ya da Kızıl Bazilika olarak adlandırılan bölüm ise bir müze statüsünde.

Aigai Antik Kenti

Aigai Antik Kenti, Manisa’nın Yunus Emre ilçesinin Yunt Dağı Köseler Mahallesi yakınında bulunuyor. Bergama ziyaretimiz sonrası 36 kilometrelik bir yolculuktan sonra ulaştığımız Aigai, alışılmış Hellen yerleşimlerinden farklı olarak, Ege Denizi’ne nispeten uzak, dağlık bir coğrafyada kurulmuş. Aigai adı eski Yunancada keçi anlamına gelen aiya kelimesinden geliyor. Kent Temnos ile beraber deniz kıyısına kurulmamış olan iki Aiolis kentinden biri. Bunun nedeni deniz kenarında kurulmuş olan şehirleri doğudan gelebilecek istilalara karşı koruyabilmek için alan derinliğinin sağlanması ve iç kısımlarda da bu amaç ile hakimiyetin sağlanmasıydı. Kent, Pers saldırılarına karşı direnmiş ve bağımsızlığını korumuş. Ancak zamanla Seleukos Krallığı’nın ve ardından da Pergamon Krallığı'nın egemenliğine girmiş. Kent; tiyatro, Bouleuterion yani kent meclisi binası ve agora gibi görkemli yapılarla inşa edilmiş. Aigai ardından Roma hakimiyetine girmiş. Antik Yolda ilerlerken bizi şehrin mezarlığı karşılıyor. Yola devam ettiğimizde bizi önce Kuzey Hamamı kalıntıları ve sonrasında da şehrin iki girişinden biri olan Yeni Kapı karşılıyor. Aigai halkı, şehre adını da veren keçinin etinden, sütünden derisinden tüyünden, kemiğinden kısaca her şeyinden faydalanmışlar. Bunu keçi motiflerinden daha iyi anlıyoruz. Agora meydanına bağlanan bu ana yol üzerinde yer alan Bouleuterion eğimli bir arazide, doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Aigai’nin agorası üç katlı bir yapı. Zemin katta dükkanlar, birinci katında depolar, üçüncü katında ise dinlenme alanları yer alıyor. Agora'nın karşısındaki ana caddeden devam ettiğimizde bizi kentin önemli hamam yapılarından birisi olan Gymnasion Hamamı ve Antik tiyatronun kalıntıları karşılıyor. Tiyatronun konumlandırıldığı yamacın üstünde ise kent için kutsal olan Athena Tapınağı bulunuyor.

Aizanoi Antik Kenti

Bergama ve Aigai gezimi tamamladığımızda, aslında rotamızda olmayan, ancak mutlaka görmemiz gerektiği yönünde önerilerin artmasıyla rotamızı Kütahya'daki Aizanoi Antik Kenti'ne çevirdik. 305 kilometrelik yolu 4 saat 17 dakikada alarak gün batmadan Antik kente ulaşıyoruz. Kütahya ili, Çavdarhisar ilçesi sınırları içerisinde yer alan Aizanoi Antik Kenti, Zeus Tapınağı, Stadyum, Antik Tiyatro Kompleksi ve Macellumu ile Roma Döneminin en önemli kentlerinden birisi. Bir tepe üzerine kurulmuş olan ve şehrin önemli dinsel yapısı olarak görülen Zeus Tapınağı dünyanın en iyi korunmuş Zeus Tapınaklarından biri. Etrafındaki sütunla çevrili mekânın üstünün mermer kirişlerle kaplı olması nedeniyle Zeus Tapınağı bu planda yapılan dünyadki tek tapınak olma özelliğini taşıyor. Şehrin kuzeyinde 13 bin kişilik stadyum ve hemen yanında yamaca yaslanmış 20 bin kişilik Antik tiyatro yine Antik kentlerde görmeye alışık olmadığımız bir görüntü çiziyor. MS 2. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen Aizanoi Macellum’u dünyanın ilk borsalarından biri olarak kabul ediliyor. Macellum’un duvarlarında İmparator Diocletian'ın MS 301 yılında enflasyonla mücadele için tespit ettiği imparatorluk pazarlarında satılan malların fiyatlarının yer aldığı ve günümüze kadar oldukça iyi durumda korunmuş olan yazıtlar yer alıyor. Kentin, Frigyalılar'ın öncüsü olarak antik kaynaklarda geçen Azan adlı mitolojik kahramanının, Su Perisi Erato ile efsanevi Kral Arkas'ın birleşmesinden Aizanoi şehrinin ortaya çıktığına inanılmaktadır. Aizanoi antik kenti en parlak dönemini MS 2 yüzyılda yaşamış, büyük imar faaliyetleri görmüş ve bu dönemde birçok yapı inşa edilmiştir. Erken Bizans Dönemi'nde piskoposluk merkezi iken, 7'nci yüzyıldan itibaren bu önemini yitirmiştir. Tapınak düzlüğü Orta Çağ'da bir hisara dönüştürülmüştür. Selçuklular Dönemi'nde Çavdar Tatarları tarafından üs olarak kullanılmasından dolayı buraya Çavdarhisar adı verilmiştir. Aizanoi gezimizi tamamlayarak Ege Antik Kentler rotamızın ilk günü bitirmiş olduk.

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam