Ülkemizin pek çok şehrinde olduğu gibi Avrupa'da da sokak lezzetlerinin tadı bir başka olmakta. Hatta öyle ki, bu değişik tatlara duyduğumuz özlemle girdiğimiz mutfaklarda yapılan yemekler ise aynı tadı vermemekte. Ayrıca sokakta, ayak üstü ya da tezgah başında yenilen yemeğinde ayrı bir tadı ve lezzetinin olduğu da kuşkusuz. Avrupa, en küçük ülkesinden en büyük ülkesine kadar keşfedilmeyi bekleyen, birbirinden lezzetli sokak yemekleriyle dolu. Eğer siz de bir şehri en iyi tanımanın yolunun benim gibi yürüyerek gezmek olduğundan yanaysanız, sokak lezzetlerini çok daha kolay keşfedebilirsiniz. Avrupa'nın gözde şehirleri Prag, Berlin, Amsterdam ve Roma'dan vereceğim örnekleri, Avrupa'nın başka şehirlerinde de zenginleştirebilirsiniz. Üstelik bu sokak lezzetleri pahallı restoranlara göre oldukça uygun fiyatlarla sunuluyor. Bir Avrupa şehrinin kültürünü ve coğrafyasını en iyi şekilde keşfetmenin yolu meşhur sokak lezzetlerinden geçiyor. Özellikle de şehirlerin sokak yemekleri, toplumun damak zevkinin kültürle birleşmesinin bir ürünü. Sokak lezzetleri , yeni şehirler, yeni yerler keşfettiğimizde, o yerlerin sadece tarihi ve kültürel güzelliklerini değil, aynı zamanda yöresel tatlarını da keşfetmemizi sağlıyor. Avrupa'nın değişik şehirlerinde rastladığımız sokak tezgâhlarındaki birbirinden ilginç tatlar, aynı zamanda seyahatinize de renk katıyor.

Prag'ın sevilen tatlıları

Prag'ın en büyük meydanı Old Town Square'da Çeklerin sokak lezzetleriyle tanışabilirsiniz. Uzaktan Kokoreç'e benzese de Trdelnik, hamur işi bir Slovak tatlısı. Şekerli bir hamuru kalın çubuklar etrafına sarıp fırında pişiriyorlar, özellikle kışın pek rağbet görüyor. İçinde tarçın var ve tadı da oldukça güzel. Ballısı ve etrafı fındıkla çevrilmişi veya karamelli olup etrafı bademle çevrilmiş olanı da makbul ve kesinlikle sıcakken yeniyor. Çekler tatlı konusunda kendilerini fazlasıyla aşmış bir millet.

Çek yöresel yemeklerinde tatlının özel bir yeri var. Ne yaparlarsa yapsınlar çeşitlerden bir tanesi mutlaka ballı oluyor. Çekler balı çok seviyor. Medovnik dedikleri Ballı kekleri çok güzel. Ayrıca yolu Prag’a düşenler Jablecny zavin denilen Elma dolgulu kurabiyeye bayılacaklar. Mutlaka tadılması gereken çek tatlılarından bir diğeri de Trhanec. Kek parçacıklarının üzerine dondurma eklenerek servis edilen bu tatlı, krema ile tüketildiğinde gerçekten harika bir lezzet bırakıyor damaklarda.

Roma sokak lezzetleri

Avrupa'daki sokak lezzetleri içerisinde belki de en zengin mutfağa sahip olanı İtalyan sokak lezzetleri. Roma sokak lezzetleri dememize rağmen, bu yemekleri, bir çok İtalya şehrinde bulmak mümkün. İtalya’da karşınıza çıkacak ilk sokak lezzeti Arancini. Haşlanmış safranlı risotto pirinciyle kaplı, erimiş parmesan ve jambonlu versiyonu olduğu gibi mozzarella ve kıymalı olanı da tercih ediliyor. Roma havaalanında bile gördüğüm Arancini, hiç alakası olmamasına rağmen İtalyanca portakal anlamına geliyor.Zencefilli tavuklusu son derece güzel. Lavaşın arasına domates sosu, İtalyan peyniri ve kekik ile yapılan Piadina'nın içerisine soğan ve domates de ilave edilebiliyor. Ama sadesini biz daha çok beğendik. Kızartılmış, içerisine tatlı ve İtalyan lor peyniri olan ricottanın eritilerek hamurun içine konmasıyla yapılan Cannoli'nin içine ayrıca kıyılmış Antep fıstığı, çikolata parçaları ve şekerlenmiş meyve parçaları da katılıyor. Kıtır ekmeklerin zeytinyağında pişirilmesi ile yapılan Focaccia'nın peynirlisi, domateslisi ve biberlisi de bulunuyor. Pizza hamurunu andıran bir hamurdan yapılan Focaccia’ları İtalya’da birçok köşe başında bulabileceğiniz bir sokak lezzeti.

Amsterdam sokak lezzetleri

Eğer yolunuz bir gün Amsterdam'a düşer de sokaklarında yürürseniz. French Fries kokusunun sizi kendisine çektiğini fark edeceksiniz. Hemen her köşe başında karşımıza çıkan patatesçilerin önünde uzun uzun kuyruklar oluşuyor. Karton külahlarda servis edilen patates kızartmalarının en zevkli anı ise  hangi sos ile yiyeceğinize karar verdikten sonra başlıyor. O kadar çok sos çeşidi var ki, hepsi de French Fries'e ayrı bir lezzet veriyor.Bir başka Amsterdam sokak lezzeti ise Flemenkçe’de kuaför anlamına gelen Kapsalon. Bu ilginç yiyecek patates, döner, peynir, salata ve sosun aynı tabakta sistematik sıraya dizilişi sonucunda yapılıyor. Ancak Amsterdam sokaklarının en sevilen lezzeti ise Bitterballen. Kıyılmış dana etinin minik toplar halinde un, tereyağı, köri tozu ve havuç rendesi ile kızartılmasıyla yapılan Bitterballen'in ağızda dağılan bir tadı var.

Yunan sokak lezzetleri

Yunanistan denildiği zaman hiç kuşkusuz mitoloji, tarih, müzeler, Yunan Adaları ve deniz-plaj akla gelir. Ancak Yunanistan'ın farklı şehirlerinde bulabileceğiniz farklı sokak lezzetleri de bulunuyor.  Yunanistan'ın bir çok şehrinde bulabileceğiniz bir lezzet olan Souvlaki Kalamaki, aslında bizim çöp-şişe benziyor. Farkı ise etlerin biraz daha büyük olması ve yenirken üzerine limon sıkılması.  Yunanistan’da yemek seçerken dikkat etmeniz gereken ilk konu, yemek isimlerinin birbirine benziyor olması. Soutzoukakia da bunlardan biri. Bizim salçalı köfteye benzeyen, ancak baharatı bol bu yiyecek, oldukça seviliyor. İlk kez Atina'daki meşhur Plaka bölgesinde yediğim Moussaka, kıyma, patates, patlıcan ve beşamel sos ile yapılan bir yemek. Bizim musakka ile bir ilgisi yok. Oldukça büyük bir porsiyon olarak gelen Moussaka oldukça doyurucu. Ona asıl lezzeti veren ise zeytin yağısı.  Seles gezimiz sırasında otelde sabah kahvaltısında salatalık ve yoğurt yediğimi gören bir garson bana ''İsterseniz getireyim size bir Tzatziki'' dediğimde tanışmıştım. Bizim cacığa benzese de aslında oldukça farklı. Yunan cacığı, bizdeki cacık gibi sulu değil, aksine katı. İçine kattıkları limon, sarımsak, dereotu ve tabi ki zeytinyağı müthiş bir lezzet veriyor. Tzatziki, genellikle, krakerle, pita ekmeği üzerinde veya ızgara etin yanında sos gibi yeniyor. O yüzden sabah kahvaltısında benim kaşık, kaşık Tzatziki yememi Yunanlılar biraz garip karşılamıştı. Yüzde 30 keçi, yüzde 70 koyun sütüyle yapılan bir Yunan peyniri olan Feta, tuzlu ve keskin bir yapısıyla bildiğimiz beyaz peynire fazlasıyla benziyor. Feta Me Meli de bu peynirin önce tavada kızartılıp üzerine bal dökülmesiyle yapılıyor. Üzerine serpilen susamlar ise ayrı bir lezzet veriyor.

Berlin sokak lezzetleri

Alman mutfak kültüründe sosis çok önemli bir yiyecek. Bu nedenle Currywurst son derece sevilen bir atıştırmalık. Hindi ya da tavuk etinden de yapılan sosisin ketçap ve köriyle kaplanıp tercihen patates kızartmasıyla servis edilmesi ile yenen Currywurst o kadar çok seviliyor ki Berlin’de Berlin-Mitte'de Schützen caddesinde bir Currywurst müzesi bile bulunuyordu. Müze dört yıl önce kapatıldı. Bu lezzeti Berlin'de Türk mahallesi olarak da bilinen Kreuzberg'de Curry 36 adlı restorantta yemenizi tavsiye ederim. Pretzel olarak da bilinen Laugenbretzel, aslında bir düğüm haline getirilmiş hamurdan yapılan bir çeşit kraker. Dışı sert ve çıtır, içi ise yumuşacık bir dokuya sahip. Alman simidi de diyebileceğimiz Pretzel pekmeze benzeyen Barley malt özü ile tatlandırılıyor. Berlin'de yediğim belki de en sıra dışı lezzet için Carmer caddesinde tattığım Königsberger Klopse'dir diyebilirim. Tercihe göre sığır eti kullanılarak da yapılan Klopse'yi farklı kılan kendine özgü sosu ve köftelerin içinde yer alan ançuez. Hazırlanan köfteler et suyunda pişiriliyor. Servisi için ise kapari, limon ve kremadan oluşan bir sos kullanılıyor. Bu yemek aslında bir Prusya yemeği. Yemeğe ismini veren Königsberger de zaten bir Prusya kenti.  Kartoffelpuffer ise rendelenmiş patates, yumurta, muskat, un ve soğan ile hazırlanıyor. Bizim mücvere çok benziyor. Yanında elma püresi ile servis ediliyor. Bu lezzeti Berlin’in tüm sokaklarında karşılaşabileceğiniz seyyar satıcılarda ya da mahalle arası kafelerde de rahatlıkla bulabilirsiniz.