2019 teklif çağrısı döneminde T.C. Dış İşleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından uygulamaya değer görülen Eskişehir-Odunpazarı Halk Eğitim Merkezinin koordinatörlüğünü üstlendiği ‘'Çok Kültürlü Ortamlarda Güçlü  İletişim ve Önyargısız Eğitim'’ projesinin 1. ayağını Portekiz’in Braga şehrinde 10-14 Şubat 2020  tarihleri arasında gerçekleştirilmişti.

Projenin 2. Ayağı ise 13-17 Ekim 2021 tarihleri arasında Almanya’da gerçekleştirildi. ‘'Çok Kültürlü Ortamlarda Güçlü  İletişim ve Önyargısız Eğitim'’ projesinde konsorsiyum üyesi olarak Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu ile Gaziosmanpaşa Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu yer aldı. Böylece proje sayesinde oldukça fazla sayıda göçmene ev sahipliği yapan iki ülkenin bu alanda ki çalışmaları incelenerek, ülkemizde göçmenlere yönelik yetişkin eğitimi sistemine katkı sunulması amaçlanıyor.

Almanya’nın, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin başkenti Düsseldorf’a bağlı  Dorsten şehrinde 13 katılımcı 13-17 Ekim 2021 tarihleri arasında yapılandırılmış kursa katıldı. Kadıköy Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu’ndan Esra Önay NAMAZOV, Seçil KUŞÇU, Erdoğan ÖZTÜRK ve Gülten OKTAY katılımcı olarak yer aldılar. Kurs kapsamında ‘’Çok Kültürlü Sınıf Ortamında Etkili İletişim Becerileri’’ ve ‘’Çok Kültürlü Ortamlarda Göçmenlerin Entegrasyonu’’ konusunda Almanya’da geliştirilen strateji, politika ve uygulamalar yetişkin eğitimi boyutunda incelendi.

2020 Dünya Göç Raporu’na göre sığınmacıların en çok tercih ettikleri ikinci ülke Almanya’dır. En çok sığınmacının geldiği ülkeler olan Afganistan, Eritre, Irak, İran, Nijerya, Pakistan, Somali ve Suriyelilerin Mayıs 2020 itibarı ile istihdam oranı % 34 olarak kayıtlara geçmiştir. Almanya Federal İstatistik Ofisi'nin açıkladığı verilere göre 83.2 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 26'sından çoğu (21.2 milyon) göçmen kökenli kişilerden oluşmaktadır. Ülkedeki göçmen kökenli vatandaşların yüzde 65'ini Avrupalı milletler oluştururken, en büyük azınlık ise yüzde 13 ile Türk gurbetçiler oluşturmaktadır. Polonya ve Rusya asıllı vatandaşlar ise Türklerden sonra en kalabalık ikinci ve üçüncü azınlıktır. Göçmen kökenli vatandaşların yüzde 51 ise (11.1 milyon) Almanya'da doğup büyüyen kişilerdir.

Göçmenler ülkeye giriş yaptıklarında Göçmen Merkezi’ne alınarak temel ihtiyaçları olan barınma, gıda, hijyen, giyinme ihtiyaçları karşılanmaktadır. Göçmen Merkezi’nde 18 ay boyunca kalan göçmenler burada dil eğitimini de almaktadırlar. Merkezde kalan göçmenlerin A2 düzeyinde Almanca öğrenmesi zorunlu tutulmaktadır. Dil eğitimlerinin sonunda sınava tabi tutularak ölçme-değerlendirme yapılmaktadır. Sınavda başarısız olan göçmenler eğer çalışıyorlarsa işe devam ederken derslere devam zorunlulukları bulunmamaktadır ama sınava girip dil yeterliliklerini belgelendirmeleri  gerekmektedir. İstihdam konusunda ise eğer ülkeye gelen göçmenler meslek sahibi iseler işe yönlendirilmektedirler. Meslek sahibi olmayan göçmenler ise mesleki eğitime tabi tutularak aldıkları mesleki eğitim sonunda istihdam edilmektedirler. İstihdamla birlikte kültürel uyum ve sosyalleşmede gerçekleşmektedir.

Katılımcılar göçmenlere hizmet veren Kültür ve Toplantı Merkezini  (Kultur und Begegnungszentrum) ziyaret ederek yerinde inceleme yaptılar. Yapılan incelemede göçmenlerin burada barınma, eğitim ihtiyaçlarını karşılarken yemeklerini de kendilerinin yaptıkları görülmüştür. Böylece merkezde barınan göçmenler arasında da kültürel farklılıklara saygı ve bir arada yaşama kültürü oluşmaktadır.

Dil kurslarının uzun süreli olması ve dil yeterliliğinin belgelendirilmesi konusunda gösterilen titizlik göçmen entegrasyonunda en göze çarpan unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Spor ve sanat kurslarında ders araç gereçlerinin çeşitliliği katılımcıların dikkatini çekti. Marangozluk kurslarının ise oymacılık ağırlıklı olarak yürütülmesi, İstihdam konusunda cinsiyet farkı gözetilmeksizin kişinin ilgi, yetenek ve isteğine göre seçenekler sunulması da dikkat çekiciydi.