reklam
reklam

ANADOLU FENERİ “Tarihten Gelen Işık”

Eklenme Tarihi: 9 Mart 2021, Salı - 18:09   Okunma Sayısı: 95473

Kitapla ilgili görüşlerim

 

Yazarlarımızdan Sayın Cengiz Baysu’nun Anadolufeneri hakkında yazılmış bir kitapla ilgili görüşlerini açıklayan yazısı Tünaydın gazetesinde yayımlanınca 2020 yılında bu köye gittiğimiz ve gezdiğimiz yerler aklıma geldi. Kaleyi gezmiş ve deniz kenarındaki mevzilere bakarak resimlerini çekmiştik.

Aslında köyün dört dörtlük bir tanıtım broşürü bile yoktu elimizde. İnternet ortamından topladığımız bilgilerle yetinmiştik. Bilgiler daha ziyade yeme içme yerleri ağırlıklıydı. Buraya turist gelse sadece kendi çektiği resimlerle yetinecek, köyün tarihi hakkında pek bilgisi olmayacaktı…

Yazarımız bu kitaptan bir tane de bana armağan etti. Kendisine ve kitabın yazarı Ali Bey’e çok teşekkür ederim. Nihayet akıcı ve sürükleyici derli toplu bir kitaba sahip oldum. Bu yazıları da gazete kupürü şeklinde kesip kitabın arasında saklayacağım.

Gezenlerin genellikle cami, kule, kale ve manzara resimlerini çektiklerini, ancak deniz kıyısındaki mevzileri hiç dikkate almadığını fark ettim. Hatta birkaç kişiye de göstererek resim çekmesini sağlamıştım. Ben de geçen yıl çektiğim resimleri bu yazının tamamlayıcı bir unsuru olması bakımından gazeteye dahil ettim.

 

Önerilerim

 

*Kültür Bakanlığımızın bu kitaptaki bilgileri kendi yayınlarında da göstermesini,

*Kitabın üniversite kütüphanelerine, şehir kütüphanesine, Beykoz Belediyesi arşivine ve Anıtlar Kurulu’na alınmasını,

*Köy ile ilgili tanıtım broşüründe kitaptaki önemli bölümlerin dahil edilmesini teklif ediyorum.

                                                                               (Başak Ertekin-Son An Yazı İşleri Müdürü)  

 

Tarihten gelen özellik

 

(Yazarlarımızdan Cengiz Baysu’nun görüşleri)

Sizlere yeni okuduğum bir kitabı tanıtmak istiyorum: “Anadolufeneri-Tarihten Gelen Işık” Tünaydın gazetesinde konuyla ilgili yazacağım kendi görüşlerimi de ortaya koymak ihtiyacını hissettim. Bir roman özelliği taşımadığı için dikkatle okumam gerekiyordu. Kitaptaki coğrafi mevki isimlerini askeri haritalardan teyit ettim. Kronolojik sıraya riayet edilmiş ve konu geçişlerinin birbirleriyle uyumlu şekilde ele alınmış olması kitaba gerçek bir müracaat eseri havası da vermiştir. Olayları desteklemek amacıyla;

 

   *Osmanlı arşiv belgelerine yer verilerek geçmişle bağ kurulmuştur.

   *20’nci yüzyıl başındaki resimlerden temin edilerek sonraki yıllarda özellikle binaların restorasyonu için veri oluşturulmuştur.

   *Mezar taşları ve kitabe bilgileriyle konulara tarihsel derinlik kazandırılmıştır.

   *Öykülere, manilere yer verilmiş olması ve bazı bölümlerde anlatımların şiirsel niteliğe büründürülmesi okuyucuya ferahlık sağlamaktadır.

   *Hayatta olan yaşlı insanların ve yerlilerin anılarına yer verilmiş olması ise kitabın özenle hazırlandığını göstermektedir.

   *Yazarın entelektüel birikimi ve köye karşı sevgi dolu duyguları her sayfada hissedilmektedir.

 

Semtin adı ve tarihteki yeri

 

Anadolufeneri ve Rumelifeneri, Karadeniz’den gelen gemilere Boğaz girişini işaret eden, geceleri ve sisli havalarda gemilere yol gösteren iki güçlü ışık kaynağına sahip kulelerdir. Bulundukları semtin bu adlarla anılmalarına sebep olmuşlardır.

 

İki imparatorluğa başkentlik yapmış koca şehir İstanbul… Marmara Denizi’ni, Haliç’i ve Karadeniz’den gelişi yani İstanbul Boğazı’nı gören ve kontrol eden tarihi yarımada, Bizans’taki gibi Osmanlı Devleti’nin de saltanat merkezi olmuştur. Kadim İstanbul şehrini ve hükümet merkezini savunmak hiç de kolay olmamıştır.

 

Yakın savunma hattı Haliç girişine çekilen zincir, ok ve basit top atışı mesafesi olarak kabul edilmişken, Rus ve Kazak saldırılarına karşı uzak savunma hattı Boğaz girişindeki Anadolu ve Rumeli Kavak ve Fener köyleri olmuştur. Bu nedenle 16, 17, 18 ve 19’uncu yüzyılların askeri tarihi, Boğaz girişindeki köylerin genel tarihinin önüne geçmiştir.

 

Seyr ü sefer emniyetini sağlayacak şekilde yapılan “fener düzenlemesi”nin yanında savunma planlarında da yerini alan Anadolu ve Rumeli Fener köyleri, Boğaz’ın Marmara’ya doğru Anadoluhisarı-Rumelihisarı hattına kadar kale, kalekol, karakol ve gözetleme noktaları gibi bir seri savunma hattı, ikaz sistemi ve tabyalarla güçlendirilmiştir.

 

Anadolufeneri

 

   *Köy, göç almamış olması nedeniyle homojenliğini korumuştur,

   *Öz kültüre sahip müziğimize katkı sağlayan insanlar yetiştirmiştir,

   *Üçüncü Köprü’yü saymazsak arazi halen bakirdir,

   *Karadeniz’in rüzgârına ve nemine rağmen eski eser durumunda olan yapılar az ölçüde tahribata uğramıştır.

 

Osmanlı arşiv kayıtlarına göre

 

   *Osmanlı hükümet merkezinden uzak olması nedeniyle asayiş zaman zaman aksaklığa uğramış, Lâz ve Rum çeteleri taciz, gasp ve hırsızlık gibi olaylara yönelmişlerdir.

   *Kalelerin onarımları, su tedariki, kalelere giden yollar, kuyular, pınarlar sık sık elden geçirilmişlerdir.

   *Kaleler, 1826 yılına yani Yeniçeri Ocağı’nın yıkılışına kadar kale muhafızlarını barındırmış ve kale muhafızları tarafından bakım ve onarımları yapılmış ise de, Yeniçerilerin disiplinsiz davranışları ve ek kazanç kapıları yaratmaya çalışmaları halkı bezdirmiştir. Yeniçeri Ocağı’nın yıkılışından itibaren kaleler sahipsiz kalmışlardır. Dolayısıyla yaklaşık iki asırdan beri insan eli ve iklim koşulları gibi sebeplerle tahribata uğramışlardır.

   *Karadan ulaşma imkânının oldukça zor olduğu, açılan toprak yolların her yağmurdan sonra bozulduğu, ulaşımın daha ziyade denizden at kayıkları ve peremelerle yapıldığı Anadolufeneri köyü Kocaeli Yarımadası’nın Boğaz’a ulaştığı uç noktadadır. İstiklâl Harbi’nden sonra âsude bir köşe olarak kalmıştır.

 

 

Kitabın yazarı

Avukat Ali Soysal hakkındaki biyografik bilgiler kitabında mevcuttur. “recep Dede” başlıklı bir yazım Tünaydın gazetesinde yayımlanmış, Ali bey bu yazımı kitabına dahil etmek istediğini bildirmiştir. Memnuniyetle kabul ettiğim bu olay, tanışmamıza da vesile olmuştur. Sonrasında kendisiyle iki kez daha görüşmemiz olmuştur.

Gayet nazik, birikimli, insanlara ve doğaya karşı çok saygılı, konuksever bir insan… Kendisiyle tanışmış olmaktan son derece memnuniyet duydum. Şarkıya konu olmuş bir şiirini de dinledim, gıpta ettim. Kitaplarını zevkle okuyacağımı söyledim kendisine… “Anadolufeneri-Tarihten Gelen Işık” isimli kitabını imzalayarak bana takdim etti. Bu kitaplardan birini de gazeteye bırakacağım.

Kendisine sağlıklı günler diliyor, hazırlayacağı yeni eserleri zevkle okuyacağımı ve sıraya girdiğimi belirtiyorum. (E. Yarbay Cengiz Baysu)

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: BAŞAK ERTEKİN

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam