reklam
reklam

1. Örgütlerin Yönetimi Uluslararası Kongresi Çevrimiçi olarak gerçekleşti

Eklenme Tarihi: 12 Aralık 2020, Cumartesi - 14:13   Okunma Sayısı: 111738
1. Örgütlerin Yönetimi Uluslararası Kongresi İstanbul’da Arel Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Nişantaşı ve Kent Üniversitesi’nin desteği ile 27 ve 28 Kasım Günü çevrimiçi olarak düzenlendi.

Kongreye izleyicilerin ilgisi yoğun olurken, kongrenin yerel yönetimler başlıklı açılış oturumunda İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık konuşma yaptılar.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu “Bugüne geldiğimizde; görev dağılımı yaparak, paylaşarak, kaynakları etkili kullanarak süreci yönetebilme kabiliyetine erişmek, medeniyet tarihimizin en önemli görünmez başarı odağı diyebilirim. Çünkü, insanların örgütlü olmadığı takdirde, başarı elde edebilmesi mümkün değil. Bu başarıya ulaşabilmek için bazı ilkelerin oluşturulması şart”

Kongrenin, ilçe belediyelerinin yönetimi ve büyükşehir belediyeleri ile ilişkiler konulu panelinin moderatörlüğünü Prof. Dr. Harun Demirkaya üstlendi. Açılış konuşmasını İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı oturum, online olarak gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında insanlığın; örgütlenebilme, bir arada çalışabilme macerasının binlerce yıldır var olan bir süreç olduğunu belirten İmamoğlu, “Bugüne geldiğimizde; görev dağılımı yaparak, paylaşarak, kaynakları etkili kullanarak süreci yönetebilme kabiliyetine erişmek, medeniyet tarihimizin en önemli görünmez başarı odağı diyebilirim. Çünkü, insanların örgütlü olmadığı taktirde, başarı elde edebilmesi mümkün değil. Bu başarıya ulaşabilmek için bazı ilkelerin oluşturulması şart” dedi.

“Kendi alanımda; yeni nesil siyaset ya da yeni nesil yerel yönetim terimini uzun yıllardır kullanıyorum” diyen Başkan İmamoğlu, “Çünkü, bu yüzyılda yeni nesli anlamak ve ona dönük bir alt yapıyla süreci hazırlamak şarttır, diye düşünüyorum. Buna; yeni nesil liderlik, yeni nesil örgütlenme modeli ve içine, bugünün çocuklarının, gençlerinin yarınlara doğru giderken ne beklediklerini ne arzuladıklarını keşfederek, analiz ederek metotlar belirlenmesi şarttır, diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. Farklı yapılarda örgütsel yöneticilik deneyimlerinin olduğunu belirten İmamoğlu, iyi bir liderliğin insan kaynağını en etkin biçimde kullanmaktan geçtiğini ifade etti.

Şeffaflığın, her kurumda için her sorunun çözümünde “ilaç” olduğuna inandığının altını çizen İmamoğlu, kongreden bir gün önce (26 Kasım Perşembe) gerçekleşen UKOME toplantısından bir örnek vererek şunları söyledi: “Şeffaflık, katılımcılığı ve demokratik bir yönetim anlayışını da teşvik ediyor. Bunun, kendi örgütlenme modelim içerisinde ciddi anlamda faydasını görüyorum. Karar aşamasında birçok konuyu İstanbullunun önüne taşıdığımızı ve bunun bazen, bilinçli ya da bilinçsiz, kamu yöneticileri tarafından da garipsendiğini, reddedilmeye çalışıldığını da görüyorum üzülerek. Bunlardan en yakını; dün, İstanbul’da bir UKOME toplantısı yapıyoruz. Tümüyle kamuyu ilgilendiren, tümüyle kamunun önünde olması gereken, doğruyu, yanlışı herkesin analiz etmesi gereken bir ortamın, şeffaf bir biçimde yayınlanmasını sağlıyoruz uzun bir süreçtir. Bunu engelleme adına, Türkiye’nin önemli bir kamu kurumunun, önemli bir yöneticisi, önerge veriyor: ‘Bu engellensin.’ Niye? ‘Biz, kamu görevlisiyiz, memuruz…’ E niye geldiniz buraya ve neyi konuşuyorsunuz? ‘İstanbul’un ulaşım koordinasyonuyla ilgili alınacak kararları.’ Her birisi İstanbul halkını ilgilendiriyor mu? ‘Evet.’ O zaman, hayatı bu kadar ilgilendiren bir meselenin, vatandaşın önünde tartışılması kadar, iletişimin böylesi güçlü olduğu bir ortamda bu şekilde yapılmasına karşı gelmek, aslında bugünün örgütlenme modelinde bence olmaması gereken bir birey tavrı. O tarz bireylerin, üst düzey yönetici haline gelmiş olması da kamu adına talihsizliktir diye altını çizmek isterim.”

Kamu kurumlarının tek odağının, özel sektör kuruluşları gibi, “kar odaklı” bir yönetim biçimi geliştiremeyeceğine dikkat çeken Ekrem İmamoğlu, göreve geldikleri andan itibaren İstanbul’a, şeffaf anlamda bütüncül bir örgütlenme yapısı olarak baktıklarını vurguladı. Bu örgütlenme modeli içinde, ana unsurları sürecin içine katmayı hedeflediklerinin altını çizen İmamoğlu, amaçlarını, “Bir bireyin, ‘Her şeyi biliyorum’ edasına, İstanbul hiçbir zaman fırsat tanımasın” sözleriyle özetledi.

İstanbul’un kültür, sanat, ticaret, yaşam, mücadele gibi kavramlarla tanımlanabileceğini belirten İmamoğlu, “Bir insanın tek başına bütün bunlarda uzman haline gelmiş olması mümkün mü? Değil. Bu mucizevi bir durum. Mümkün mü? Değil. Tak aksine; iyi bir örgütlenme modeliyle, iyi bir liderlik, yeni nesil bir liderlik, özgür alanlar, fikrini söyleyebilen yöneticiler, hatta fikrini söyleyemeyen, konuşmayan yöneticin oturmadığı ortak akıl masaları… Tam aksine; ortak akıl masasına kendisini emanet etmiş bir lider ve bunu halkıyla buluşturma konusunda moderatör görevini iyi yapan bir lider, güçlü bir örgütlenme modelini var eder, diye düşünüyorum. Bizim de şu anda, gerçekten İstanbul’da var etmek istediğimiz, yürütmek istediğimiz örgütlenme modeli bu.

 

 

Kartal Belediye Başkanı Gökhan YükselYerel yönetimlerden beklentiler bugünün şartlarında değişti. Belediyecilik artık çöp toplamaktan çıktı. Temel hizmetleri verdikten sonra ilçe belediyelerine yatırım için çok büyük bütçeler kalmıyor. Fakat hayatın her alanındaki eksiklerden siz sorumlu olduğunuz için oralara yetişmeye çalışıyorsunuz. Belediyelerin bu konuda söz sahibi olması için yerel yönetimlere aktarılan payların artırılması gerekiyor. Genel siyasetin ve hükümetin yerel yönetimlere verilen kaynakları mutlaka artırması noktasında adım atması gerekiyor.”

Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, 27-28 Kasım 2020 tarihinde Arel Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Nişantaşı ve Kent Üniversitesi’nin desteği ile online olarak düzenlenen “1. Örgütlerin Yönetimi Uluslararası Kongresi”ne katıldı. Kongrede akademisyenler ve belediye başkanları ile İstanbul'un ihtiyaçlarına dikkat çeken Başkan Gökhan Yüksel, uygulanabilecek çözüm yöntemleri üzerine bir konuşma gerçekleştirdi.

Dünyada ilk kez kar amaçlı ve kar amaçlı olmayan örgütlerin birlikte yönetim ilkeleri ve uygulamaları bakımından irdelendiği bir kongre olması nedeni ile önem arz eden etkinlikte Başkan Yüksel de panelist olarak yer aldı. 140 bilimsel bildirinin sunulduğu ve Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ile Ortadoğu’dan çok sayıda katılımcının yer aldığı kongrede Başkan Gökhan Yüksel, yerel yönetimlerdeki finansman ihtiyacı ile alakalı bir konuşma gerçekleştirdi.

Başkan Gökhan Yüksel’in konuşmasının satırbaşları şunlar;

*Yerel yönetimlerde yıllık bütçenin büyük bir bölümünü personel bütçesi kapsar. Yerel yönetimlerden beklentiler bugünün şartlarında değişti. Belediyecilik artık çöp toplamaktan çıktı. Bugün belediyelerden Covid-19 ile mücadele etmeleri bekleniyor. Onun dışında geçmişin eski yapı stokunun da yenilenmesi, mevcuttaki veya yeni belediye başkanlarına kalmış durumda.

*Temel hizmetleri verdikten sonra ilçe belediyelerine yatırım için çok büyük bütçeler kalmıyor. Fakat hayatın her alanındaki eksiklerden siz sorumlu olduğunuz için oralara yetişmeye çalışıyorsunuz. Örnek veriyorum; ilçedeki okulların, sağlık ocaklarının ve devletle alakalı kurumların ufak tefek ihtiyaçlarından büyük bakım-onarımlarına kadar siz uğraşmak zorundasınız. Ama bunun dışında vatandaşın sizden beklentisi, yeni yaşam alanlarının oluşturulması, yeni parkların ve çocukların nefes alabileceği yeni yerlerin yapılması. Bunları gerçekleştirebilmeniz için de belli bir harcama yapmanız gerekiyor. Altyapı yatırımları da ciddi masraflı işlerdir. Çocuklarımızın eğitimi ile ilgili kreşler ve etüt merkezi ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Bunların her biri bir maliyet ve maliyetleri her gün artıyor. Gider kalemleriniz sürekli artarken, gelir kalemleriniz yerinde sayıyor. Her yıl gelir ve gider dengesi arasındaki artan makası borçlanma ile karşılamak gerekiyor. Görev süreniz 5 yıl olduğu için de ucuz finansman bulma imkânınız çok düşük.

*Neden bunları anlatıyorum, eğer biz hem altyapı sorununu, hem depremle mücadeleyi kökünden çözmek istiyorsak, uzun vadeli ucuz finansman modeli ile kredi ihtiyacımızı karşılamamız gerekiyor. Sadece İstanbul'da dönüşmesi gereken bina sayısı 100 binin üzerinde. Bunların dönüşebilmesi için ucuz krediye ihtiyaç var. Ucuz kredilerle toplu konutlar yapılabilir. İşte TOKİ'den ve bakanlıktan beklentimiz de bu. Ancak vatandaş direkt sizi gördüğü için belediyelerden de çözüm bekliyor. Belediyelerin bu konuda söz sahibi olması için yerel yönetimlere aktarılan payların artırılması gerekiyor. Genel siyasetin ve hükümetin yerel yönetimlere verilen kaynakları mutlaka artırması noktasında adım atması gerekiyor.

*Kısacası şunu tanımlamak istiyorum. Artık geçmiş dönem belediyeciliğinin altyapı çalışmalarını yapan ya da çöp toplayan sisteminden, vatandaşların beklentilerinin yükseldiği bir döneme gelmiş bulunmaktayız. Vatandaşların bu beklentisini karşılayabilmek için bir finansman modeline ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum. Bir sonuç çıkarmamız gerekirse; daha güçlü ve finansmanı bol yerel yönetim, daha çok hizmet veren bir yerel yönetimi doğurur. Fakat bu finansman sağlanırken de denetimin de daha çok artırılması gerekir.

 

Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine varmak için kadınların, gençlerin, engellilerin, çocukların ve yaşlıların aktif katılımının sağlanmasını özümsüyoruz. Bahçelievler’de yaşayan vatandaşların yaşam kalitesini daha da artırabilmek için tüm paydaşların istek, ihtiyaç ve beklentilerini imkanlar ölçüsünde karşılamak ve bunların ötesine geçmek için çalışıyoruz.”

Oturumda konuşan Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır da , kongrede yaptığı konuşmada sürdürülebilir kalkınma hedeflerine varılması için belediye hizmetlerine; kadınların, gençlerin, engellilerin, çocukların ve yaşlıların aktif katılımının sağlanmasının önemini vurguladı.

Belediye olarak hizmet sunumundaki temel prensiplerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gönül belediyeciliği yaklaşımı ile şekillendiğini belirten Hakan Bahadır, hedeflerinin gönüllerde sürdürülebilir olmak olduğunu ifade etti. Gönüllerde sürdürülebilir olmanın bilimsel ve teknolojik gelişmelerin neden olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve yönetsel değişimleri takip etmeye de bağlı olduğunu belirten Bahadır, bu nedenle özellikle yerel yönetimlerin idaresine ilişkin bilimsel faaliyetlere imkânlar ölçüsünde katıldığına değindi.

Bahçelievler Belediyesi olarak bir taraftan mevcut hizmetleri daha etkin ve yaygın sunmak için çalıştıklarını, diğer taraftan ise yeni kamu hizmetlerini tespit ederek bunları sunmaya çaba sarf ettiklerini belirten Başkan Bahadır, vatandaşın güven ve memnuniyetini elde etmek için belediyenin karar alma süreçlerinden bu kararların uygulanmasına ve uygulama sonuçlarının değerlendirilmesine kadar tüm süreçlerinde vatandaşların aktif katılımını sağlayacak araçları kullandıklarını ifade etti.

Bahçelievler’de yaşayan vatandaşların yaşam kalitesini daha da artırabilmek için tüm paydaşların istek, ihtiyaç ve beklentilerini imkanlar ölçüsünde karşılamak ve bunların ötesine geçmek için çalıştıklarını ifade eden Bahadır, yerel hizmeti en kısa zamanda ve en az maliyetle sunduklarını belirtti.

 

 

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık “Nüfustaki artış, hızlı haraketlilik, nüfusun kontrol altına alınamayışı en büyük sorundur. Fakat bu yeni yapıların imara açılmasıyla çözülebilecek bir konu değil. İstanbul'un bir kapasitesi var, Türkiye'nin dört bir yanına yatırım yapmak gerekiyor. Böylece yeni göçleri önlemiş oluruz. Deprem kuşağındayız. Olası bir depremde İstanbul ve Türkiye çok ciddi zarar görür. İstanbul'a yoğunlaşmayı düşürmeliyiz."

Panele konuşmacı olarak katılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, "Bugün İstanbul'un yönetiminde siyasi çıkarları değil, 16 milyon insanın çıkarlarını gözeten bir anlayışın hâkim olduğunu söylemek isterim. Bunu İstanbul'un 39 ilçesine ayrılan bütçe ve yapılan yatırımlardan çok net bir şekilde görebilirsiniz. Örgütsel yönetim bağlamında Büyükşehir ve İlçe belediyeleri arasındaki sorunların giderilmesinin tek yolu eski siyasi alışkanlıklarımızı bir kenara bırakarak halkın çıkarlarını en üst noktaya çıkarmamızdır. Ancak bu şekilde gerekli eşgüdüm ve iyi bir ilişki ortaya koyulabilir." dedi.

2014 Yerel Seçimleri öncesi yapılan mevzuat değişikliği nedeniyle ilçe belediyelerinin hizmet aktarımının kısıtlandığını ifade eden Çalık "2014'te Büyükşehir Belediyelerine bağımlı kılınan İlçe Belediyeleri siyaseten de daha güçsüz hale getirildi. 2019'a kadar Büyükşehir Belediyesi ile aynı kanatta olan ilçe belediyeleri bu bağımlılıktan bir hayli faydalanırken diğer ilçe belediyeleri maalesef tek başına bırakıldı. İlçe belediyelerinin ise hizmet aktarımının kısıtlanmasına yer açacak mevzuat değişiklikleri yapıldı" dedi.

Beylikdüzü'nde Yakuplu Mahallesi'nin kültür sanata çok ihtiyacı olan bir bölge olduğunu, yatırım yapmak istediklerinde geçmiş dönemlerde onaylanmadığını belirten Çalık, "Siyasi farklılıkların olduğu belediyelerde ulaşım, altyapı, imar ve bütçe gibi konular Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki gerilimi arttırdı." dedi.

İlçe belediyelerinin kendi sınırları içinde güçsüz hale getirilmesine değinen Çalık "2010 yılında yapılan kanun değişikliği ile kentsel dönüşüm yetkisi sadece Büyükşehir Belediyelerine verildi. Bu konu da ilçe belediyelerinin politikalarını uygulayamaz hale gelmesine sebebiyet verdi. Siyasi çıkara kurban edilemeyecek kadar kıymetli bir meseleden bahsediyoruz. Gürpınar Siteler Bölgemiz var örneğin. Burada kentsel dönüşüme muhtaç 3 bin konut var. Geçen dönem, kentsel dönüşümün önünü açan plan notunu gündeme aldığımız için Büyükşehir Belediyesi ile davalık olduk. Maalesef o dönem hayata geçiremedik. Bu dönem Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız uzlaşı neticesinde ilk etap kentsel dönüşüm çalışmalarına başladık ama 4 yıl kaybettik" ifadelerinde bulundu.

İstanbul'un en önemli sorunu nedir? sorusuna cevap olarak "İstanbul'un en önemli problemi nüfustur" diyen Çalık, "Nüfustaki artış, hızlı haraketlilik, nüfusun kontrol altına alınamayışı en büyük sorundur. Fakat bu yeni yapıların imara açılmasıyla çözülebilecek bir konu değil. İstanbul'un bir kapasitesi var, Türkiye'nin dört bir yanına yatırım yapmak gerekiyor. Böylece yeni göçleri önlemiş oluruz. Deprem kuşağındayız. Olası bir depremde İstanbul ve Türkiye çok ciddi zarar görür. İstanbul'a yoğunlaşmayı düşürmeliyiz." diye konuştu.

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: YUSUF KEMAL YILDIZ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam