reklam
reklam

UNUTULMAYAN GAZETECİ ”UĞUR MUMCU”

Eklenme Tarihi: 24 Ocak 2019, Perşembe - 10:59   Okunma Sayısı: 184244
26 yıl önce 24 Ocak 1993 günü araştırmacı gazetecimizi , demokrat bir aydınımızı, Uğur Mumcu’yu, henüz 51 yaşında iken hain bir suikast sonucu kaybetmiştik.

İSTANBUL

SÖNMEYEN MUM “UĞUR MUMCU”

UĞUR MUMCU’NUN 26. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ

Soğuk bir kış gününde arabasına yerleştirilen bombayla öldürülen, cesur kalem, usta gazeteci Uğur Mumcu’yu sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Araştırmacı gazeteci kimliği ile fikirleri, yazıları, savunduğu ideolojileriyle demokrasiyi, insan haklarını ve hukuk devletini savundu. Toplumun ve biz gazetecilerin örnek aldığı gerçek ve özgürlükçü bir aydındı. 

Uğruna hayatını kaybettiği düşünceleri hala milyonlarca kişi tarafından sürdürülmektedir.

Mumcu’nun ölüm yıl dönümünde, BBC Türkçe 1984 yılında yapılan çok özel bir röportajı sizler için çözümleyip derledik . Mumcu röportajda bu sefer siyaset değil, günlük yaşantısından kesitler anlatıyor.

Uğur Mumcu, 1984'te, Londra'da BBC Türkçe' den Ayça Abakan ve Nuri Çolakoğlu'yla siyaseti değil ama müzikten şiire, edebiyattan tatile özel yaşamını konuşuyor. İşte o röportaj.....

 

 

Nasıl bir şey sizin için gazetecilik?

Gazeteciliği tek başına gazetecilik olarak almıyorum. Gazetecilik siyasi işlerin bir parçasıdır. Onun bir parçası olarak görüyorum ve siyasi kavganın ve siyasi mücadelenin bir yeri ve kürsüsü olarak görüyorum.

Bu kadar yoğun bir tempoda dinlenmeye vakit buluyor musunuz?

Çok buluyorum desem yanlış olur. Yazın plaja gidiyorum. Orda okuyucularla karşılaşıyorum. Okuyucularla sohbete başlıyoruz. Saatlerce yüzme yerine eski konulara kulaç atıyoruz.

Müzikle aranız nasıl?

Müziğin her türlüsünü dinlerim. Akşamları kendi başıma kaldığımda plak dinlerim. Arabamda Türk, batı ve klasik müzik dinlerim.

Bir gününüz nasıl geçiyor?

Çok sıkıcı anlatayım. Sabah kalkarım kahvaltı yaparım. Sonra BBC’nin 8 haberlerini dinlerim. Ne var ne yok bakarım. Daha sonra 9 bültenini dinlerim. Sonra günlük gazeteleri okurum. Günlük yazımı yazarım. Gazeteye giderim. Gazetede bir kaç saat okurlarla görüşürüm. Öğleden sonra ya eve çalışmaya giderim ya da meclis kitaplığına gidip çalışırım. Akşam yemekten sonra da ya TV izlerim ya da video veya arkadaşlar gelir onlarla sohbet ederiz.

Çalışmalarınızın büyük bir bölümü araştırmalara dayanıyor. Bu araştırmaları nasıl yapıyorsunuz?

Bir çok kaynak var Ama önce kaynak insan yani tanık. Bu kişileri konuşturmakta çok zorluk çekiyoruz. Bir kısmı korkuyor bir kısmı siyasi yargılar nedeniyle konuşmak istemiyor. Zaman zaman çok güçlük çekiyorum. Ama güçlükleri aşmaya çalışıyorum. Aştığım içinde başarılı oluyorum.

Aşamazsam başarılı olamam. Doküman inceliyorum. Bana gelip siz bu belgeleri nereden buluyorsunuz derler . Ajan mısın derler. Bakın çok basit eğer bir dava dosyası ciddi bir şekilde okunursa bütün belgeler ortaya çıkar. Benim kaçakçılık ile ilgili araştırılarım son 20 yılın araştırmalarına dayanıyor.

Bunları okuyarak gözlüğümün derecesi arttı. Bizde konulara genel yaklaşım yapılıyor. Abdi İpekçi olayı onun dosyasını 10 kez okudum açığını yakalayabilmek için. 500 sayfadan fazla o ifadeler. Yani zaman ayırmak gerekiyor. Bizde gazetecilik köşende oturup çayını içeceksin yazını yazacaksın bizde böyle anlaşılmış. Oysa gazetecilik haber demek ve her gün yenilenen bir olay. Gazeteci eğer kedini yenilemezse gazetecilik yapamaz .

 

 

 

Kendinizi yenilemeden söz ediyorsunuz bunu nasıl yapıyorsunuz?

Bütün olayları izlemeye çalışıyorum. Dünyayı izliyorum. Çok okuyorum. Yazdığımdan daha çok okuyorum. Bizde gazetecilerin çoğu okumaz yazarlar. Daha çok kendi yazdıklarını okurlar. Ben her konuda araştırma yapıyorum. Ben görüş olarak sosyalist biriyim. Bir inşan kendi ülkesinin devrimcisi olmalı. Benim görüşüm bu. Ulusal bağımsız sol.  Ben sol sosyalist eğilimliyim. İşçi sınıfının ve emekçi sınıfı tabakasının demokratik yollarla iktidara gelmesini istiyorum. Bu görüşümden hiç bir zaman vazgeçmedim.

 

Yıpratıcı bir iş mi gazetecilik?

Yıpratmaz olur mu son uğraştığım olay beni çok yıprattı. Kaçakçılık olayı.

 

Kaç kitabınız var?

Genel  olarak 11 tane 4’ü terör üzerine.

Boş vakit bulursanız ne yapmak istersiniz?

Kış ayı ise Uludağ’a çıkmak, Yaz ise bir ege sahiline gitmek isterim .İkisi birlikte olmuyor. Ege’ye gidiyorum. Çok fazla dinlenemiyorum. Çok yoruluyor insan. Dinlenemeyen insan iyi çalışamaz. Çok yorulduğum zaman evde dinleniyorum.

 

Çalışmalarınız dışında kitap okumaya vakit bulabiliyor musunuz, şiir ve edebiyatla ilgileniyor musunuz ?

Şiiri çok severim. Çok okurum . Şair olarak Atilla İlhan ve Nazım Hikmet’i severim. Son zamanlarda en çok satılan Latife Tekin ve ve Vedat Türksoy okurum.

 

UĞUR MUMCU ESERLERİ

ilk eserleri arasında Mobilya Dosyası, Suçlular ve Güçlüler isimli kitapları yer almaktadır. 1978’de Büyüklerimiz adlı kitabını yayımlayan Mumcu, 1979’da Çıkmaz Sokak ve 1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak amacıyla yazdığı “Silah Kaçakçılığı ve Terör” adlı kitap. 1983’de Ağca’yla ceza evinde bir röportaj yapan Mumcu, Papa-Mafya-Ağca adlı kitabını yayımladı. 1987’de büyük ses getiren ve araştırmacı gazeteci kimliğini zirveye taşıyan Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları yayımlanan Mumcu’nun, 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 adlı kitabı yayımlandı. Uğur Mumcu’nun diğer önemli eserleri ise; Bir Pulsuz Dilekçe (1977), Büyüklerimiz (1978), Tüfek İcad Oldu, Söz Meclisten İçeri (1981), Terörsüz Özgürlük, Liberal Çiftlik, Devrimci ve Demokrat, Aybar ile Söyleşi, İnkılap Mektupları, Rabıta, Söze Nereden Başlasam, 12 Eylül Adaleti, Eğilmeden Bükülmeden, Bir Uzun Yürüyüş, Bomba Davası ve İlaç Dosyası, Tarikat-Siyaset-Ticaret, Kazım Karabekir Anlatıyor, 40’ların Cadı Kazanı, Gazi Paşa’ya Suikast, Bu Düzen Böyle mi Gidecek? ve Sakıncasız’dır.


-22 Ağustos 1942, Kırşehir'de doğdu. 

-1961- 1965 Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. 

-26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı.

- 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.

-1972-1974 yılları arasında Ağrı'da askerlik görevini tamamladı. 

-1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet Gazetesi'nde yazmaya başladı. “Gözlem” başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 

-1977'de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. 

-1981'de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. 

-1 Şubat – 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992’de Cumhuriyet’e döndü.

-24 Ocak 1993’te Ankara’da Karlı Sokak’taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi. 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ZEHRA EVCİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam