İSTANBUL

MSG (Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği) üyelerinden bir grup eser sahibi, Mart ayındaki seçimlere katılmak üzere, tüm müzik türlerinin temsilcilerinden oluşan yeni ve dinamik bir kadro kurmak için kolları sıvadı. 

MSG’nin dijital ve teknolojik altyapısında “yeniden yapılanma” amacını güden üyeler, bu sayede gelirleri artırmak, hakkaniyetli ve hızlı dağıtım yapmak ve tüm hizmetleri şeffaf olan bir MSG kurmak yolunda bir “Değişim Hareketi” başlattı.

Destekçilerinin arasında farklı müzik türlerinden önemli müzik üreticilerinin bulunduğu grup, harekete önderlik etmesi için Candan Erçetin'e teklif götürdü.

Candan Erçetin, bugün severek dinlenen, ortak kültür mirasımız haline gelmiş eserlerin sahiplerinin birçoğunun sosyal güvencelerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi verdiğine ya da ekonomik sıkıntılar çektiğine şahit olmanın, bu teklifi kabul etmesinin en büyük nedeni olduğunu ifade etti.

“Müzik yeteneğin yanısıra emek ister ve her emek gibi bir değeri vardır. Eser sahibinin; tek ve en iyi bildiği şeyi üretmeye devam ederek, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hakettiğini kazanması ve hayatta kalması zorunluluğunu görmezden gelemeyiz.” diyen Erçetin, değişim ihtiyacının oluşmasını ise şöyle açıkladı: “12 yıldır yani 6 dönemdir devam eden mevcut yönetim değerli isimlerden oluşuyor. Fakat bununla beraber kan değişimine, çağın dinamizmine ayak uydurmaya ihtiyacımız var. Türkiye’nin kanayan yarası olan telif gelirlerinin sahiplerine hak ettikleri şekilde dağıtılıp dağıtılmadığı konusunu bir yana bırakın, daha henüz gelirin toplanma aşamasında dahi problemler var. Mevcut eksikler ve çözülemeyen problemler üzerinde 6 aydır çok geniş bir kadro, yapıcı çözümlere odaklı çalışıyor.

Başkanlık ve yönetim sürelerinin de bu hareketin önemle üzerinde durduğu meselelerden biri olduğuna dikkat çeken Erçetin, “MSG koltuğunun bir makam değil, hizmet koltuğu olabilmesi için amacımız yönetim kurulunda en fazla 2 dönem prensibi oluşturmak. Bu, ben ve benden sonra gelecek meslektaşlarım için de geçerlidir.” dedi.

Erçetin, “Değişim Hareketi”nin, eser sahiplerinin olduğu kadar müzik kullanıcılarının da menfaatine olduğuna dikkat çekti: "Müzik yalnızca kültür-sanat olgusundan ibaret değildir; müziği salt eğlence aracı olarak görmek ise sağduyu eksikliği olur. Müzik, hayattan çıkardığınızda etkilerini kestiremeyeceğiniz kadar büyük bir endüstri ve ekonomik değerdir. Günümüzde, oturduğumuz kafede ödediğimiz hesaptan, tatilimizden, ticari tanıtım faaliyetlerimizden tutun da taraftar olarak gittiğimiz tribünlere kadar dinlediğimiz müzik hepimizin cüzdanına yansımaktadır ve müziği kimsenin cebini incitmeden herkese ulaştırmak mümkündür. Örneğin, makul olmayan telif talepleri, işletmeleri kaldıramayacakları maliyetler sebebi ile ya hiç ödememeye ve eser sahibini mağdur etmeye ya da bunu müşterilerine yansıtıp dinleyiciyi mağdur etmeye itmektedir. Meseleye bir de bu açıdan bakmak ve bu hareketi kamuoyu nezdinde sahiplenmek gerekir.”