reklam
reklam

'Cumhurbaşkanına hakaretin cezasız kalması toplum düzenini bozar'

Eklenme Tarihi: 9 Ocak 2018, Salı - 12:00   Okunma Sayısı: 151804

ANKARA 

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki paylaşımları nedeniyle "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan yargılanan sanığın beraatine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetti.

Uşak'ta bir kişi, 2015 yılında farklı tarihlerde Facebook'tan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik paylaşımlarda bulundu.

Hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan dava açılan ve Uşak 5. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan sanığın beraatine karar verildi. Yerel mahkeme kararı temyiz edilmediğinden sanık hakkındaki beraat kararı kesinleşti.

Bunun üzerine Adalet Bakanlığı, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 309. maddesi uyarınca beraat kararının kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvurdu.

Yazıda, "Sanığın ifadelerinde Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldığı, ifadelerin niteliği itibarıyla Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, CMK 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur." ifadesi kullanıldı.

Kanun yararına bozma talebini yerinde gören Yargıtay 16. Ceza Dairesi, sanığın aleyhine sonuç doğurmamak üzere yerel mahkemenin kararını kanun yararına bozdu.

Gerekçeden

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin oy birliğiyle aldığı gerekçeli kararının, "hukuksal değerlendirme" bölümünde, Anayasası'nın 104/1 maddesine göre, Cumhurbaşkanının devletin başı olduğu ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin birliğini temsil ettiği anımsatıldı.

Kararda, bu nedenle Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, kişiler ve şerefe karşı suçlar içerisinde değil, devlete karşı işlenmiş suçlar bölümünde düzenlenerek, devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığının korunmasının amaçlandığı kaydedildi.

Gerekçede, suç, doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı işlenmekte ise de suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen hukuki değerin, devletin siyasal iktidar yapısı, ceza himayesinin konusunun da devlet kuvvetlerinin korunması olduğu belirtildi.

Suçun failinin herkes olabileceği ifade edilen gerekçede, Cumhurbaşkanlığı sıfatının seçimle değil, ant içmeyle başladığı ve suçun görevin devamı sırasında işlenmesi gerektiği tespitleri yapıldı.

Hakaretin, "bir kişiye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle, onur, şeref ve saygınlığa saldırılması" olarak tanımlandığı gerekçede, eylemin yüze karşı ya da yoklukta işlenmesi arasında fark bulunmadığını da vurgulandı.

Failin bir kişinin duyabileceği şekilde yoklukta hakaret etmesi halinde suçun oluşacağı kaydedilen gerekçede, suçun, sözler, imalı şarkılar, yazı, çizim, resim, nefreti gösteren hareketler ve bunun gibi davranışlarla işlenebileceği anlatıldı.

Gerekçede, aynı şekilde suçun, telefon, mektup, basın yayın araçları veya medya yoluyla diğer iletişim araçlarıyla gerçekleştirilmesinin de olanaklı bulunduğu bildirildi. 

"Kaba sövme eleştiri olarak kabul edilemez"

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin gerekçesinde şu tespitler yapıldı:

"İfade hürriyeti bakımından eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre, kişilerin ifade hürriyeti ile mağdurun birey olarak onur ve şerefi arasındaki denge de gözetilmek suretiyle hakim tarafından belirlenmelidir. Kaba sövme hiçbir koşulda eleştiri olarak kabul edilmemelidir.

Türk toplumunun önemli bir kesiminin kendilerini siyasi liderlerle özdeşleştirdiği, bu kişilere yapılan ve kamuya yansıyan hakaretlerin kendilerine yapılmış gibi tepkilere sebebiyet verip toplumdaki kutuplaşmayı artırdığı, adi olaylarda dahi birçok öldürme ve nitelikli yaralama ile sona eren eylemlerin başlangıcında hakaret ve sövme fiillerinin olduğu gözetildiğinde, bu fiillerin yaptırımsız bırakılmasının demokratik toplum düzenini bozacağı gözden uzak tutulmamalıdır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın kendi Facebook sayfasında aynı suç kastıyla ve birden fazla kez Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kastettiği açıkça anlaşılacak şekilde, 'katil, yezit, hapisten korktuğu için zulmeden, teröristleri besleyen' gibi doğrudan Cumhurbaşkanını halk nezdinde küçük düşürücü, onur ve saygınlığını zedeleyici isnatlarda bulunmak suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve hukuk düzenimizin koruduğu düşünce özgürlüğü kapsamında kalmayan, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sloganik tarzda aşağılayıcı ve hakaret kastıyla söylenmiş paylaşımlardan ibaret eyleminin, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesi isabetli görülmemiştir."

Kaynak: AA
Editör: AA

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam