Şiiri için çok kıymetli yazar ve şair Durmuş Türker hocamıza teşekkür ederiz.
**************************************************************************
Ne kadar ele avuca sığmaz
Ve ne kadar tutulmaz bir şey
Zaman dediğin.
Sen istesen de istemesen de akıp gidiyor,
Yetişemiyorsun ya kimi zaman hızına;
Şımarık çocuk gibi seninle alay ediyor.
Başparmağını bastırıp burnuna;
Açıp öteki dört parmağını,
Başlıyor sallamaya.
Sonra da dilini çıkarıyor.
Bakar mısınız şuna!
Bizi alaya alıyor, alaya!
Belki de haklı ama...
O geçerken hep aynı hızla;
Biz ayak uyduramadık onun hızına.
Tembellik ettik besbelli ki;
Bir türlü ardından yetişemiyoruz şimdi.
Bir de şurası var ama:
O kadar kötü ki ayar verememek zamanın hızına!
Hiç geçmesin dediğin yerde çok hızlı;
Geçmesini istediğin yerde yavaş mı yavaş.
Sevdiğinlesin...
Ele ele ve göz gözesin...
İstiyorsun ki bu hal bitmesin.
Yok öyle şey; bir de bakmışsın gün akşam;
Sanki göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş zaman;
Yalnız Abbas’a değil sana da vakit tamam.
Bir de zorda olanı düşünün öte yandan:
Söz gelişi hücrede kalanı düşünün...
Ona göre yıl kadar uzundur bir an
Ama o ister ki ışık hızıyla geçsin zaman.
Zaman böyle bir şey işte:
Ne başı belli ne sonu.
Dağı çıkarsanız önüne engelleyemezsiniz geçişini.
Neşeyle de geçer kederle de ama
Sevincinizde hızlandı sanarsınız,
Zor zamamanlarınız da iyiden iyiye yavaşlar sanki.
Oysa bir yanılsamadır sizinkisi;
Zamanın hızı değişmez ki...
İşte bunu bilememek yorar bizi...
Us’umuz varsa başımızda;
Zamanın geçişine yerinmek yerine;
Zamanın geçişine uydurmalıyız kendimizi...
Zaman böyle bir şey...