İnsanın yapıp etmelerinin
tümüdür, Kültür. Dil, din, tarih, gelenek
ve g.renek; bir topluma ait
maddi ve manevi tüm değerler
manzumesidir kültür. Bir halkın
yaşam bi.iminin tamamı; bireyin
kendi grubundan elde ettiği toplumsal
kalıt; bir düşünme, hissetme ve
inanma yolu; davranıştan bir soyutlama;
antropolog a.ısından bir
grup insanın ger.ekte davranış
bi.imleri konusunda bir kuram;
toplu h.lde .ğrenme i.in bir depo; yeniden su yüzüne .ıkan
sorunlar karşısında bir .l.ünleştirilmiş y.nelimler seti; .ğrenilmiş
davranış; davranışın düzgüsel düzenlenişi i.in bir
mekanizma; hem dış .evreye hem de diğer insanlara uyum
sağlamak i.in bir teknikler seti; bir tarih ..keltisi; ayrıca, belki
de umutsuzluk sonucu, bir harita, bir elek, bir dizey olarak
benzetmelere d.nüş. Kültür ayrışmayan bütünsel bir yapıya
işaret etmektedir. Kültür “bir cemiyetin sahip olduğu maddi
ve manevi kıymetlerden teşekkül eden .yle bir bütündür ki,
cemiyet i.inde mevcut her nevi bilgiyi, alakaları, itiyatları,
kıymet .l.ülerini, umumi vaziyet, g.rüş ve zihniyet ile her
nevi davranış şekillerini i.ine alır. Bütün bunlarla birlikte, o
cemiyet mensuplarının ekserisin de müşterek olan ve onu
diğer cemiyetlerden ayırt eden hususi bir hayat tarzı temin
eder” . Bu a.ıdan kültürün bütünsel bir yapı olarak g.rmek,
maddi ve manevi unsurlar arasındaki kopmaz ilişkiye d.hil
etmek gerekmektedir. Buradan yola .ıkarsak kültüre etki
edebildiğinde, insan davranışlarına da etki edebilirsin
sonucu ortaya .ıkar. Medya toplumda insana etki edecek
manipülasyon s.ylemlerini kültür .imentosuyla yaptığında
başarılı olma olasılığı daha da fazla olacaktır.
Tüketim ve Kültür
Ontolojisini “kaynakların sınırlı, ihtiya.ların ise sınırsız”
olduğu yaklaşımına dayandıran modern iktisat, sürekli ve
daha fazla tüketimle beslenen kapitalist bir k.r d.ngüsünün
de zemini oldu. Sürekli k.rla hayatta kalabilen bu kapitalist
d.ngü, .yle ya da b.yle her zaman daha fazla üretmek ve
ürettiği ürünlerin tüketilmesini sağlamak durumunda.
S.mürgecilik d.nemindeki yeni pazar arayışlarını kan d.kmek
yoluyla sürdüren bu kapitalist d.ngü, 20. yüzyılın .zellikle
ikinci yarısından itibaren daha “yumuşak” ara.ları
kullanmaya başladı. Bu “yumuşak” ara.ların başında gelen
medya, bugün başlı başına bir tüketim dünyası oluşturdu.
Artık yaşamak i.in tüketen değil, tüketmek i.in yaşayan insanların
olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Tek kanallı ve siyahbeyaz
başlayan televizyon serüveni, bugün internetle
birleşen ve yüzlerce farklı kanalın olduğu devasa bir reklam
pastasına d.nüşürken; Medyada yaşanan yakınlaşma ile
beraber artık değerli olan her hik.ye anlatılmakta, her marka
satılmakta ve her tüketiciye farklı medya ara.ları üzerinde
ulaşılarak etkilenmeye .alışılmaktadır.
Tüketim Modası
Tüketimin bir kültür halini aldığı, neyi tükettiğimize g.re
birbirimizi sınıandırdığımız, üzerimizdeki markalarla konuştuğumuz
ve modayı takip etmenin adeta sosyal bir statü
g.stergesi olarak kodlandığı bir zaman diliminde tüketme
alışkanlıklarındaki “anormallikler” üzerine s.z s.ylemek hi.
de kolay değil. Hele de bu tüketim kültürünü zihinlerimize
g.rsel ve yazılı bombardımanlarla her an işleyen medya üzerine
konuşmak belki daha da zor. .ünkü yaşadığımız
“küreselleşen” dünyaya tüketim kültürü hükmediyor ve bu
durum dünyanın büyük b.lümünde artık i.selleştirilmiş durumda.
Tüketim Medyası
Medya ara.ları sayesinde dünyanın farklı iki ülkesindeki
insanlar aynı reklamları izlerken ortak bir tüketim hırsına
davet ediliyor. Sorun şu ki, .rneğin bir Afrika veya Uzak
Asya ülkesindeki insanlarla ABD veya Avrupa ülkelerindeki
insanların sahip oldukları hayat standartları aynı olmadığından
ve medya sürekli olarak “gelişmiş Batı’nın yüksek hayat
standartlarını” empoze ettiğinden “az gelişmiş” veya
“gelişmekte olan” ülkelerdeki insanlarda tüketim kültürüne
adapte olmak Batılılar gibi yaşamakla aynı anlamı taşıyor.
Hal b.yle olunca McDonald’s’tan menü almakla, Levi’s’tan
giyinmekle veya Armani parfüm kullanmakla hayat standardının
Batılılara yaklaştığını düşünmeye başlayan toplumlar
kendi sosyal yapılarına neyin uyduğuna bakmadan daha
fazla tüketiyor. Dolayısıyla bir bakıma tüketim alışkanlıklarının
transferi, aynı zamanda kültür transferini de
barındırıyor.
Tüketimin Yeni Medyası, Sosyal Medya
Yeni medya, “bir b.lümü bilgisayarlara .zgü işlemleri, bir
b.lümü ise iletişim ara.larına (haberleşme,
telekomünikasyon ve yayıncılık) .zgü yapıları barındıran
ikiyüzlü ‘melez’ bir medya” olarak tanımlanmaktadır.
Günümüz yeni medyasını doğuran gelişmeyi yakın tarih
boyunca birbiri ile paralel olarak ilerleyen bilgisayar teknolojisi
ile iletişim ara.larının bir araya gelmesi olarak a.ıklanabilir.
19. yüzyılın tamamında ve 20. yüzyılın ilk yıllarında
sanayi devrimine destek olan, üretimde otomasyonu ortaya
.ıkaran hesap makineleri gelişirken bir yandan da g.rüntü,
ses ve metinlerin farklı ortamlarda saklanmasına, iletilmesine
imk.n veren teknolojiler de gelişme g.stermiştir.
Günümüzde kullanılan bilgisayarların bu iki farklı alanda
yaşanan teknolojik gelişmeleri bünyesinde toplamasıyla ortaya
bugünün yeni medyası ortaya .ıkmıştır. Yeni medyayı
bilgisayar gücünün oluşturduğu medya olarak tanımlarsak,
kullanıcı medyaya maruz kalan pasif konumdan, kullanımlarına
ve doyumlarına y.nelik tercihleri doğrultusunda aktif
medya kullanımına bir ge.iş sürecinden bahsedebiliriz
Medya; kültürümüzü de manipüle ederek bizi daha da .ok
ele ge.irmekte ve beyinlerimizi yıkamaya devam etmektedir.