reklam
reklam

“Hayatı Seviyorum Kalbimi Dinliyorum”

Eklenme Tarihi: 2 Ekim 2017, Pazartesi - 10:00   Okunma Sayısı: 160101

İSTANBUL

Türk Kardiyoloji Derneği; 21 Mayıs 1963 tarihinde kurulmuş olup, 2636 üyesi, 23 Yönetim Kurulu Alt Birimi, 8 Çalışma Grubu ve 2 Proje Grubu ile faaliyet göstermektedir. Toplumsal ve mesleki eğitimler ile araştırmaları destekleyerek Türk halkının kalp-damar sağlığını korumayı amaçlayan dernek, hekimlere yönelik kardiyoloji alanında hazırlamış olduğu kılavuzlar, bilimsel ve eğitimsel aktiviteler, bilimsel yayınlar ve uluslararası organizasyonlar ile etkinliklerini gerçekleştirmektir. Türk Kardiyoloji Derneği, Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC), Dünya Kalp Federasyonu (WHF) ve Türk Dünyası Kardiyoloji Birliği (TDKB) üyesidir. 
Daha fazla bilgi için: http://www.tkd.org.tr 
Türk Kardiyoloji Derneği, 29 Eylül Dünya Kalp Günü nedeniyle düzenlediği bilgilendirme toplantısında kalp hastalıklarına dikkat çekerek, kamuoyunda farkındalığı artırmaya yönelik olarak hayata geçirdiği “Hayatı Seviyorum, Kalbimi Dinliyorum” kampanyasını tanıttı. 
Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katılımıyla düzenlenen toplantıda, Türkiye’de sigara içme, obezite ve kardiyovasküler risk oranlarının çok yüksek olduğu ve toplumumuzda kalp krizi görülme oranının diğer ülkelere göre 10 sene erken gerçekleştiği, Türk toplumunda henüz kalp yetersizliği gelişmemiş ancak risk faktörlerinin yüksek olduğu yüzde 5 dolaylarında bir kesimin varlığına vurgu yapıldı.
Herkes için hayati önem taşıyan kalp hastalıkları için bilgilendirme yapılan toplantıdan kısaca notlar aktara
lım.
Kalp performansının azalması sonucu, kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı gönderememesi sonucu ortaya çıkan kalp yetersizliği yaşlı bireylerin hastalığı olarak biliniyor. Bugün Türkiye’de yaklaşık 1-1,5 milyon arasında bulunan kalp yetersizliği hastasının Türkiye nüfusunun yaşlanması sonucu önümüzdeki 10 yıl içinde en az 2-3 kat artacağı öngörülüyor.
Kalbini tanı; Onsuz olamazsın!
Bir dakikada ortalama 60, bir günde 86.400, bir yılda 31 milyon, ortalama bir ömür boyunca 2.2 milyar kez ara vermeksizin ve durmaksızın çalışmasına devam eden, varlığı hayat yokluğu ölüm demek olan “yaşamsal” öneme haiz tek organımızı, yani kalbimizi tanıyor muyuz?
 Aslında herkesin yumruğu büyüklüğünde bir kas kütlesidir kalbimiz. Anne karnındaki ilk haftalardan itibaren, kendisini zorlayan tüm etmenlere direnerek aralıksız çalışmaya başlar. 
Kalbimizi neler zorlar? Ülkemizde oldukça yaygın bir kötü alışkanlık olan sigara, her üç erişkinden birisinde rastlanılan hipertansiyon, 10 erişkinden birisinde gözlenen ve sıklığı giderek artan şeker hastalığı, sağlıklı olmayan her türlü beslenme alışkanlığı, hareketsiz durağan yaşam tarzı, özellikle kadınlarda daha yaygın görülen obezite, kolesterol yüksekliği, hava kirliliği, aşırı stres gibi durumlar doğrudan ya da dolaylı olarak kalbimizi zorlar ve hastalanmasına yol açar. 
10 kadından 1’i “anjina pektoris”ten yakınıyor
2011 yılında yapılan Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Sıklığı Çalışmasında Türkiye’de erkeklerin yüzde 6,4’ünde; kadınların ise yüzde 9,8’inde anjina pektoris olarak adlandırılan kalp damar hastalığı yakınması saptanmıştır. Kalp krizi erkeklerde yüzde 2,3; kadınlarda yüzde 1,1 orandadır.  Erkeklerde Orta Anadolu, kadınlarda Batı Karadeniz ve Orta Anadolu koroner kalp hastalığı sıklığının yüksek olduğu bölgelerdir.
Türk insanı yeteri kadar hareket etmiyor
Türkiye Kronik Hastalıklar Risk Faktörleri Sıklığı Çalışması’na göre boş zamanlarda yapılan aktivite açısından erkeklerin yüzde 55’i, kadınların yüzde 69’u düşük düzeyde fiziksel aktiviteye sahiptir. Erkek ve kadınlarda yeterli ve orta düzeyde fiziksel aktivite yapan kişilerin oranı yaş arttıkça azalmaktadır. Erkeklerin ve kadınların yaklaşık yarısı televizyon veya bilgisayar başında günde 4 saatten daha fazla zaman geçirdiğini belirtmiştir. Çalışan kişilerin çok az bir bölümü (erkeklerde yüzde 6, kadınlarda yüzde 9) işyerine en az 30 dakika yürüyerek gitmektedir. Sonuç olarak, hareketsizlik ve yetersiz fiziksel aktivite kalp ve damar sağlığı açısından ülkemizde önemli bir sorundur.
Tüm bu risk faktörleri, kalp kasının veya onu besleyen damarlarının hastalıklarına, yani kalp krizine, damar darlığına veya kalp kası kalınlaşmasına yol açabileceği gibi yolun sonunda kalbimizin yorgun düşmesi olarak özetleyebileceğimiz kalp yetersizliği şeklinde de kendini gösterebilir. 
Kalp hastalıklarının büyük kısmı gelişim için yıllar gerektirse de, örneğin kalp krizinin 30’lu 40’lı yaşlarda ortaya çıktığını ve bunda da sigara ve kolesterol yüksekliğinin iki önemli etken olduğunu biliyoruz. Ülkemizde kalp krizi için ortalama yaş, gelişmiş ülkelere oranla, maalesef 10 yıl daha erkendir.
Kalp sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
• Sigarayı hayatımızdan ve etrafımızdan uzak tutarak (pasif maruziyet de risk yaratır),
• Her gün 10.000 adım atarak ve bu yaşa uygun tempolu yaşamı bir standart haline getirerek,
• Tuzu azaltarak,
• Sağlıklı olmadığı kanıta dayalı tıp esaslarınca gösterilmiş yeme alışkanlıklarından olabildiğince uzak durarak ve bu kötü yeme alışkanlıklarının çocuklarımız ve gençlerimizce edinilmemesini sağlayarak (örneğin sağlıklı beslenen okullar),
• Kalp hastalığınız ortaya çıktığında hekimleriniz tarafından önerilen ilaçlarınızı vaktinde ve önerilen dozda alarak ve düzenli kontrollere gelip tedavi etkinliğini takip ederek kalp sağlığımızı koruyabiliriz
Öyleyse siz de “bana ve yakınmalarıma bir şey olmaz” demeyin. Unutmayın ki, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için asıl hedef, tek bir risk faktörüne aşırı odaklanmak ve diğerlerini göz ardı etmek değil, çoğul risk faktörleri gözetilerek genel riskin düşürülmesine yönelik tedbirler olmalıdır. 
“Hayatı Seviyorum, Kalbimi Dinliyorum”
Dünya Kalp Günü’nde hayata geçirilen “Hayatı Seviyorum, Kalbimi Dinliyorum” adlı bilinçlendirme kampanyası ile kamuoyunda kalp sağlığı ve yetersizliği hakkında farkındalık oluşturmak amaçlanıyor.  Hastalığın belirtileri hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi hedeflenen ve “Hayatı Seviyorum, Kalbimi Dinliyorum” sloganıyla başlatılan kampanyada, yaşam kalitesi yüksek ve sağlıklı bir yaşam sürebilmede kalp sağlığının önemi vurgulanacak.
Ayak bileklerinde şişme, nefes darlığı ve yorgunluk gibi şikâyetlerle ortaya çıkan kalp yetersizliğinin hayatın ahengini bozabileceğini vurgulanan kampanya filminde, sigaranın bırakılması, dengeli beslenilmesi, tuzun azaltılması ve düzenli egzersiz yapılmasının önemine değiniliyor. 

Editör: EMİNE KALYON

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam