reklam
reklam

Milas'dan Bodrum'a tarihi yazıtlar

Eklenme Tarihi: 9 Ekim 2022, Pazar - 23:58   Okunma Sayısı: 72602
Binlerce yıl önce kurdukları medeniyetlerle dönemlerine damgasını vurmuş Antik kentler eşine az rastlanır sanat eserleriyle dolu. Her yıl milyonlarca turist, Antik Kentlerin kadim izlerini sürmek için Muğla ve ilçelerine geliyor.

 

Helenistik dönem başta olmak üzere, Roma ve Bizans dönemlerinin kadim izlerini taşıyan Antik Kentler, Muğla ve çevresinde sıralanıyorlar. Binlerce yıl önce, dönemlerine damgasını vurmuş medeniyetlere ev sahipliği yapan antik kentler eşine az rastlanır eserlerle dolu. Her yıl milyonlarca turist, Antik Kentlerin kadim izlerini sürmek için Muğla ve civarına geliyor. Orta çağ kaleleri, agoralar, sütunlu caddeler ve antik anıtsal mezarlar tarihe tanıklık ediyor. Ege Antik kentler rotamızın altıncı gününde Muğla ve ilçelerindeki Euromas, Stratonikeia ve  Halikarnassos'un izini sürdük. Önce Milas'a, oradan Yatağan'a geçtikten sonra, günü Bodrum'da tamamladık.

Euromos Antik Kenti

Ege Antik kentler yazı dizimizin 6.gününde Muğla'dayız. İlk durağımız Muğla İli, Milas İlçesi, Selimiye Mahallesi sınırları içinde yer alan ve doğusundaki Kızılbayır dağının eteklerine yayılan Euromos Antik Kenti. Burası Milas’a yaklaşık 12 km. mesafe bulunuyor. Antik kent erken dönemlerde; Eurome, Kyromos, Hyromos ve Hellenistik dönemde ise Yunanca’da 'Güzel ve güçlü' anlamlarına gelen Europos isimlerini de kullandı. M.Ö. 5. yüzyılda Attika-Delos deniz birliğinin bir üyesi olan Euromos, Makedonya, Mısır ve Suriye egemenliklerine girdi. M.Ö. 201-196 yılları arasında Makedonya Kralı 5. Philippos’un denetimine giren kentin adı Philippoi olarak değiştirildi. M.Ö. 188'de Euromos Rodoslulara devredildi. Roma İmparatorluğu döneminde gelişen ve bağımsız bir kent olan Euromos, Bizans Döneminde Mylasa piskoposluğu içerisinde varlığını sürdürdü. Euromos’taki tapınak gravürleri değerli birer belge niteliğindedir. Kazı çalışmalarından çıkartılan eserler, kentin Geç Geometrik dönemden, Bizans Dönemi’ne kadar kesintisiz bir biçimde yerleşime sahne olduğunu gösteriyor. Kentte, Zeus Lepsynos Tapınağı, Kuzey ve Güney Nekropolleri, Agora, Tiyatro, Hamam, Kentin savunma surları ve şapel görülebilecek başlıca kalıntılar arasında yer alıyor. Zeus Lepsynos Tapınağı Anadolu’daki en iyi korunmuş tapınaklardan biri olma özelliği ile dikkat çekiyor. Kuzey ve batıya bakan yüzlerdeki sütunların tümünde adak yazıt taşıyan panolar yer alıyor. Sütunlarından birinde Kallisthenes adlı kişinin kente yaptığı parasal yardımlar hakkında bilgi veren uzun bir yazıt yer alıyor.

***

Euromos antik kentinin önemli yapılarından biri olan Agora, düz bir alanda ve kentin merkezinde yer alıyor. Yapının etrafı sütun, kemer veya pilaster gibi tavanları destekleyen ve binanın çıkıntılı kısmını oluşturan portiklerle çevrelenmiş. Güney portik içte İonik, dışta dorik düzeninde inşa edilirken, diğer üç portik ise tamamen dorik düzende yapılmış. Batı portiğin her iki köşesinde de, kalp biçimli köşe payeleri yer alıyor. Kuzeybatı dirsekte yer alan kalp biçimli paye üzerinde yer alan ve MÖ 150 civarına tarihlendirilebilecek Polykhares’in oğlu Kallisthenes onuruna yazılmış onur fermanı dikkat çekiyor. Euromos’taki Zeus Lepsynos Tapınağı M.S 2. yüzyıldan kalma bir yapı. Euromos, Antik Çağlarda Mylasa’dan sonra ovanın kuzey kesimini  elinde tutan güçlü bir kent konumunda olduğu için tapınak, kentin dışında yer alıyor. Batıdaki tepeye doğru çıkıldığında kesme taşlar ile örülmüş sur duvarları  ve sur duvarının devamında savunma sistemine ait kuleler ile yer almakta. Büyük bir alanı kaplayan tipik Helen tiyatrosu, bir çok antik kentte gördüğümüz gibi  tepe yamacına yaslanmış bir şekilde batıya bakıyor. Kentin batı yamacında ana kayaya yerleştirilen oturma sıraları yaklaşık 2 bin kişi kapasiteli. Düzlük alanda ise kareye yakın planlı bir agora yapısı dikkat çekiyor. Agoranın köşe sütunu üzerinde uzunca bir yazıt yer alıyor. Yazıtta Kallisthenes adlı kişinin kente yaptığı maddi yardımları ve İasos ile yapılan bir ittifaktan bahsediliyor. Tapınağın arkasındaki tepede Euromos’u çevreleyen Helenistik ve Roma dönemine ait savunma surları yer alıyor. Hafif bir yükseltinin üzerinde yer alan ve şehir surlarını bir birine bağlayan yuvarlak bir burç bulunuyor. Tapınağın kuzeyindeki kenti çeviren Hellenistik surlar yer yer dört köşe ve yarım daire kulelerle desteklenmiş. Sur duvarlarının ortalama kalınlıkları 2.5 metre civarında. Surların yapımında düzgün kesme taş ve molozlar kullanılmış. Savunma surları altı yüz bin metrekarelik bir alanı çevreliyor.

Stratonikeia Antik Kenti

Muğla'daki Ege Antik kentler gezimize devam etmek için Milas'dan Yatağan'a geçiyoruz. Stratonikeia Antik Kenti, Muğla'nın Yatağan İlçesi'nin 7 km. batısındaki Yatağan-Milas karayolu üzerinde günümüzde terk  edilmiş olan ve kimsenin yaşamadığı Eskihisar Köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Kenti, M.Ö. 3. yüzyılda Suriye Kralı I. Seleukos'un oğlu Antiokhos'un önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike adına kent kurdu. Kentin akropolü güneydeki dağın tepesinde bulunuyor. Bu tepenin çevresi savunma surlarıyla çevrilmiş. Kuzeyinde, bir yamaç üzerindeki İmparator için yapılmış küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpıyor. Hemen aşağısında ise büyük bir tiyatro yer alıyor. Burada tiyatroyu sosyal sınıf tabakasına göre bölen cavealar yer alıyor. Yapı merdivenlerle 9 bölüme ayrılmış. Tiyatrolarda basamaklı oturma kesimini yatay olarak parçalara ayıran geçitler olan diazomalardan bir tane bulunuyor. Sahne binasının kalıntıları, yapılan kazılarda büyük ölçüde ortaya çıkarılmış. Antik kent üzerinde Eskihisar Köyünde bulunuyor. Kent surlarla çevrilmiş olup, bugün kent surlarının yalnızca önemsiz uzantıları görülmektedir. Yerleşim alanının kuzeydoğu köşesinde, büyük kesme taşlar ile kireç harçtan örülmüş güçlü bir kalenin yıkıntıları bulunuyor. Yapı, büyük kesme taşlar ile kireçli harçtan örülmüş. Kentin kuzey kenarındaki ana giriş kapısı büyük bloklardan oluşmaktadır. Geniş ve ince taş duvarcılığı ile örülmüş. Bu kapının üzerindeki kemerin kalıntıları yer alıyor. Kentin tam ortasında, en çok göze çarpan yapısı, kent meclisinin toplandığı küçük bir tiyatro benzeri Bouleuterion bulunuyor. Kentin batısında, Antik Yunan ve Roma'da gençlerin düşünsel ve bedensel yönden eğitildikleri, öğrenim gördükleri, spor etkinliklerinde bulundukları gymnasion adı verilen yapı bulunuyor. Kente giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında oda mezarlar yer alıyor.

Halikarnassos Antik Kenti

Günümüzde Muğla'nın Bodrum ilçesinde bulunan, Karya dönemine ait antik yerleşim yeri olan Halikarnassos Antik Kentinin Troezen adında bir Dor tarafından kurulduğuna inanılır. Halikarnas, geniş ve korunaklı limanı, deniz yolları üzerindeki önemli konumu ile küçük bir despotluğun başkenti haline geldi. Bu despotluğun en çok bilinen hükümdarı, MÖ 480'de Pers kralı I. Serhas ile birlikte Antik Yunanistan'ı işgal eden Artemis'tir. MÖ 370 yılı civarında Mausolos zamanında Karya'nın başkentiydi ve çevresi surlarla çevrili, kamu binalarına sahip, gizli bir tersanesi ve kanalı olan bir şehirdi. Bu dönemde göçler nedeniyle şehir nüfusu oldukça arttı. Mausolos MÖ 353-352 yıllarında öldüğünde mozolesi Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri oldu. Dor Birliği'nin altı üyesinden biri olan Halikarnas ve yöresinin yerli halkı Lelegler ve Karyalılardı. Ortaya çıkan mezarlar ve buluntuları bölgede Miken kültürü ile çağdaş bir yerleşim olduğunu gösteriyor. Halikarnas Mozolesi Kral Mausolos adına karısı ve kız kardeşi Artemisia tarafından Halikarnassos’da yaptırılmış. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan, kolonlarıyla yapı, Yunan mimarisini, piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini birleştiren, oldukça büyük boyutlardaki bir mezardır. Bu öneminden dolayı kendinden sonra gelen, aynı stildeki tüm yapılara mozole denmiştir. Halikarnas Mozolesi’nde yer alan Mausolos ve Artemisia heykelleri ile dört atlı arabanın parçaları ne yazık ki bugün Londra’da British Museum’da sergileniyor. M. Ö. 334’te Büyük İskender tarafından ele geçirilen kent, M. Ö. 3. yy.da bir süre Mısır egemenliğinde kaldıktan sonra M. Ö. 192’de Roma’nın etki alanına girmiştir. Beylikler Dönemi’nde Menteşeoğulları tarafından yönetilen kent 15. yy.da da Rodoslu St. Jean Şövalyeleri’ne üs oldu. Saint Jean Şövalyeleri’nin Saint Peterium adına yaptıkları Bodrum Kalesi bugünkü Bodrum’a adını veren yapıdır. Bodrum’un tarih boyunca yoğun bir yerleşim yeri olması antik kalıntıların günümüze ulaşmasını engellemiş. Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar ile Myndos Kapısı, Antik Tiyatro gibi kalıntılar restore edilerek ziyarete açıldı.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam