Başkan Durbakayım açıklamasına şöyle devam etti;

“Önceki yıllara bakıldığında, bir yılda gerçekleşen satışların üçte birinin son iki ayda gerçekleştiğini görebiliriz. Bu da bize konut satın alımlarında faiz yükünün çok önemli bir kriter olduğunu gösteriyor.

Düşük faiz ve uzun vadeli konut alımına gösterilen yoğun ilgi, vatandaşlarımızın çok büyük faiz yükü taşımak istemediklerinin en bariz örneğidir. Aylık bazda gerçekleşen konut satışları, geçen yılın aynı ayına göre Haziran ayında yüzde 209,7’lik bir artış kaydederek 190 bin adet olarak beklentilerimizin çok üzerinde gerçekleşti. Bu rakam Temmuz ayında da 229 bin olarak gerçekleşti.

Diğer taraftan Temmuz ayının ortasında düşük faiz avantajıyla ekonomiye kazandırılan nakdin çarkları döndürmesi için yapılan değişiklikte geç kalındı. Kamu bankaları düşük faiz avantajının sadece birinci el konutlarda devam ederken, ikinci el konutlarda faiz artırımına gitti. Ancak bu değişiklik en başta yapılmadığı için birinci el konut satışlarının toplam satışlar içindeki payı yüzde 30 seviyelerinde kaldı. Kamu bankalarının faiz artışına gitmesi ve kampanyayı sonlandırmasının ardından sektörün iç dinamiklerinin devreye girmesi, bu oranı birinci el konut satış lehine çevirebilir.

Nitekim Ağustos ayında kamu bankalarının düşük faiz kampanyasını bitirmesinin ardından inşaat firmalarının kendi bünyelerinde düşük faiz uygulama çabaları bu oranın değişmesine katkı sağlayabilir. Birinci el konutlara teşvikin devam etmesi için çabalıyoruz. Çünkü gerçekleşen her yeni konut satışı, makroekonomideki çarkların dönmesi için yeni bir güç demektir. Türkiye ekonomisinin dinamosu olarak bilinen inşaat sektöründeki hareketlenme, istihdamın artması; vergi gelirlerinin yükselmesi, deprem riskinin minimize edildiği güvenli konutlarda yaşamak demektir.

Fakat Ağustos ayı itibariyle genel beklentimiz rekor seviyedeki satışların sona ereceği yönünde. Kamu bankalarının ve Emlak Konut’un başlattığı düşük faiz kampanyasının etkisiyle rekor satışlara sahne olan gayrimenkul sektörü, faizlerin tekrar yükseliş trendine girmesiyle birlikte yeniden durgunluğa girme eğiliminde.”