etrafımızdaki insanlara, yollarda toplu taşımalarda rast geldiğimiz insanlara bakalım.
Birbirimize yararımız iyiliğimiz dokunsun, birbirimize el kol olabile- lim duygusu ve düşüncesi oluşuyor mu?
nazik, saygılı ve hoş görülü olabiliyor muyuz?
Farklı düşünen ve görünenlere karşı olumlu düşünceler oluşturmakta zorlanıyor muyuz?
Birbirimizin kılık kıyafetlerini, yönelelim ve tercihlerini yargılayan düşüncelerden kendinizi koruyamıyor musunuz?
Çirkin cümlelere mi bakıyoruz kime söylendiğine mi?
...
Bulanık sudan beslenenler;
Dirliği, düzeni ve huzuru istemezler...
İyiliği, doğruluğu ve eşitliği istemezler...
Anlamayı, hoşgörüyü ve farklılıkları istemezler...
Bulanık sudan beslenenler;
Yargı diliyle ötekileştirerek huzuru bozar.
Suçlama dili ile çözümü hedef alır.
Koşullu dil ile anlama ve hoşgörüye zarar verir.
Kıyas dili ile birlik ve beraberliği zayıatır.
Bulanık sudan beslenenler, suyun duru ve açık olmasını istemezler. Kendi kötülükleri, kirli düşünceleri ve yanlışları açığa çıksın istemezler.
Safsatalar ve yanlıştan beslenen yalanlar ile kendilerini korumaya alırlar.
hepimiz önce kendimize ve sonra çevremize bakalım. Zamanla bize alıştırılan konuşma üslu- plarına ve bize kullanılan dil yapılarına bakalım.
Sonra birbirimizi dinleme ve anlama beceriler- imize bakalım.
Yukarıdaki sorulara verdiğimiz cevaplar, bu- lanık suda bizi tutanlara yaklaşımlarımızın da cevabıdır.