Baharın son ayını yaşıyoruz. Üç hafta sonra sıcak yaz aylarına gireceğiz. Umarız ve dileriz ki susuzluk çekmeyiz. Aslında bu kaygıyı her yıl yaşar hale geldik. İklim değişiklikleri yurdumuzun her yöresini vurmaya ve bizlere sıkıntılar yaşatmaya başladı.
Büyük şairimiz Yahya Kemal Beyatlı, acaba şiirlerini yazdığı günler İstanbul’un bir gün su sıkıntısı çekeceğini düşünmüş müdür? Hepimizin gıpta ettiği semtlerden Moda ve Erenköy için yazdığı şiirlerindeki güzellik yine de yerini koruyor olsa gerek!
Moda’da Mayıs
Şafaktan önce uyandım, bahar odamdaydı.
Mayıs, çiçekleri etrafa öyle bir yaydı ki,
Varlığım büyülenmişti en derin hazla
Cihanda lezzet alınmaz bu duygudan fazla
Seven kadınla sevilen erkeğin visali gibi
Bütün saadet olan mevsimin bu hali gibi
Sürekli sevgiyi duydukça anne topraktan
İçimde korku nedir kalmıyor yok olmaktan
Hayatı rayiha sihriyle sindiren toprak
Bugün ne semtine baksam, çiçek, çimen, yaprak!
İçimde rahata varmış aziz ölüler
Demek ki böyle bahar örtüsüyle örtülüler.
Bahara güzelliğini veren sudur, ağaçtır, açan çiçektir. Bunlarsız bahar olur mu? Onun için ağaç bayramı, ağaç dikme, dünya su günü, iklim anlaşmaları gibi konuları sıkı takip etmeliyiz. Bu ilgimiz gelecek nesiller içindir aynı zamanda. Onlar kurak bir dünya bırakmayalım.
Erenköy’de Bahar
Canan aramızda bir adındı
Şirin gibi hüsn-ü âna unvan
Bir sahile hem şerefti hem şan
Bir şiiri hatırlatan kadındı
Doğmuştu içimde tâ derinden
Yıldızları mavi bir semanın
Hazzıyla harap idim edânın
Hatta mütehayyilim sadânın
Mevsim iyi, kâinat iyiydi
Yıldızlar o yanda biz bu yanda
Hülya gibi hoş geçen zamanda
Sandım ki güzelliğin cihanda
Bir saltanatın güzelliğiydi
İstanbul’un öyledir baharı
Bir aşk oluverdi aşinalık
Aylarca hayal içinde kaldık
Zannımca Erenköy’ünde artık
Görmez felek öyle bir baharı