reklam
reklam

Beyoğlu’nda bir sergi

Köşe Yazarı: BAŞAK ERTEKİN   Eklenme Tarihi: 7 Ocak 2022, Cuma - 00:41   Okunma Sayısı: 189057

Üç iklim kuşağının etkilerini taşıyan flora çeşitlili-

ğine sahip İstanbulumuzun kaybolan bitkilerinin izleri sergileniyor.

Hem de nasıl, biliyor musunuz?

 

Tünaydın gazetemizin yazarı Cengiz Baysu, Beyoğlu İstiklâl Caddesi Yapı Kredi Kültür Merkezin-

de sunulan sergiyi gezmiş ve izlenimlerini Tünaydın gazetesinde yazmıştır. Anlatımları alıp okuduk ve inceledik. Resimleri yeniden dizayn ettik. Videodan resim çıkardık. Bunları Son An gazetesinde yayımlamayı düşündük.

 

Serginin son bölümünde yer almasına rağmen motorlu kuryeye verilen talimatın teslim edilişinden sonra açıklanması belki de en can alıcı bölümü olmuştur. Biz de bu bölümü öne alarak diğer bölümlere yer vermeyi tercih ettik.

 

Zaman darlığı ve öncelikler

 

Kurye, en çok karşılaştığımız görüntülerden biri motorlu kuryeler… 30 dakikalık teslimat süresi içinde çalışan bir kurye söz konusu. Bu süre-

ye uymak hız ve telâş içinde hayatlarını tehlikeye atabiliyorlar. Bize o ürünleri yetiştirmeye çalışıyorlar.

 

Aslında bu sanatçının dediğine göre İstanbul’un bir motifi haline gelmiş durumda. Gerçekte hepimiz kurye olmasak beyaz yakalı da olsak memur da olsak iş ortamındayız hep işi düşünüyor ve çevremizde olup biteni görmüyoruz. Nasıl ki kurye 30 dakikada yetişme zorunluluğu nedeniyle bir şeyi görmüyorsa koşuşturma içindeki

bizler de görmüyoruz.

 

Bunu sergi ortamına taşıyan sanatçı, motosikletiyle birlikte kuryeyi buraya çağırıyor. Kendisine bir paket teslim ediyor ve “Bu paketi İstanbul Belediyesi’ne bırakacaksın ve 30 dakika gibi bir süren de yok. Acele etme” diyor. Videosunu izlediğinizde konuya daha duygusal yaklaşabiliyorsunuz.

 

Kurye paketi alıyor ve yola çıkıyor. Süre olmadığı için kurye İstanbul’un tadını çıkarmaya çalışıyor. Haliç’e gidiyor, kedilerle oynuyor, kedileri seviyor. Çevresinde fark etmediği birçok şeyi fark etmeye başlıyor.

 

Sanatçının verdiği paketin içinde de KANAL-İSTANBUL bölgesine ait görüntüler var. Yani projeye başlanmadan önce doğal görüntüsünün sesleri, doğal görüntüleri, fotoğrafları ve videoları var. Kurye onu İstanbul Büyükşehir Belediyesine tek bir şartla teslim ediyor ve,

 

“Bu paket ancak ve ancak proje yapılınca açılacak” diyor.

 

Paketteki gönderide “Oradaki güzelliğin şu anda durduğu, merak ederseniz gidip bakabilirsiniz. Proje gerçekleşirse oradaki güzelliğin bozulacağı ve videonun ancak o zaman anlamlı olacağı” belirtiliyor. Aradaki farkın ancak o zaman görüleceği vurgulanıyor.

 

Motor kuryenin motorudur. İstanbul’un bir yıllık yer hareketleri 30 dakikaya sıkıştırılarak bu motora veri olarak aktarıldı. Motor, yer hareketlerinin şiddetine göre ses ve gürültü çıkarıyor. Büyük hareketlerde ses, küçük hareketlerde ışıkları yanıp sönüyor.

 

Dikkat çekilmek istenen nokta, pizza siparişinden ve zamanında alınmasından ziyade İstanbul’un daha önemli sorununun olduğunu vurgulamaktır. İstanbullular olarak bizlerin İstanbul’un doğasının, kültürünün ve bunların korunmasının daha önemli olduğunu idrak etmemiz gerektiği halde, bizim bunun farkında olmadığımızı anlatmak için düşünülmüştür.

 

Kuraklığın ve betonlaşmanın yarattığı etkiler

 

Duvar yüzeyine asılan yeşilliğin kurumuş ve sararmışlığını temsil eden pano oldukça ilginçtir. Öz, bağ, tarla, çayır, orman gibi yeşil alanlarımızın çoğu bu akıbeti yaşamıştır. Verimli topraklar kurumuş, ekilen alanlar daralmıştır.

 

Betonlaşmanın etkisi zaten her yerde görülüyor. Yeşil alanları hoyratça yutuyor. Temennimiz anlatılanlardan ders çıkarılmasıdır

 

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam