reklam
reklam

"İnsan; geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisidir.

Köşe Yazarı: SELAMİ BALTAOĞLU   Eklenme Tarihi: 3 Aralık 2021, Cuma - 10:14   Okunma Sayısı: 136785


İnsan nankör bir varlıktır dememiz ağır olur ama evrende gerçekten öyle kişiler var hiçbir şeyden hoşnut olmayan ve kendisine verilenle yetinmeyen, şükretmekten kaçınan insanlar... Yaşadığı andan tat almayı bilen ve şükretmeyi bilen kişiler bu hayatta çoğunlukla mutlu olan kişilerdir. Mutluluğun tadını almış ve mutlu olmaktan çekinmeyen kişilerdir. Elinde olan eşyaları veya varlıkları değerlendirerek ziyan etmemiş olurlar ve müsrif(israf eden) durumuna düşmemiş oluyorlar. Keşkelere hayatında yer vermeyerek anında sonuca ulaşmayı bilirler ve gelecek için hedefler koyarak ona ulaşırlar ve sonucunu özlemle beklerler bunlar doğru yoldan ayrılmış kişilerdir.
Doğru yol ile yanlış yolun farkını çok iyi ayırt etmek gerekir. Yanlış yolda olan insan geçmişe gitmek ister ve geçmişte yaptığı hataları bir daha yapmamak üzere üzülür pişman olur ama artık çok geçtir. Zararın neresinden dönsen kârdır sözünü geç anladıkları için hatalarını düzenlemek baya zaman alır veya zamanları o hatayı düzeltmeye yetmeyebilir ve yaşadığı andan ders çıkarmayı bilmeli sonraki hareketinde bir daha o hatayı yapmamalıdır. İnsan, hatalarıyla vardır ve o hatasını öğrenmesi ile insanı olgunlaştırarak hayatında tecrübelerin artmasına neden olur. Mesela bir bebeğin pis bir şeyi alması annesinin "ee demesi ile vazgeçmesine neden olur ama bir daha pis bir şeyi ağzına almasını unutturur bu durum eğer o pis şeyi ağzına alır ve ağzında değişik bir tat alırsa o duyguyu her zaman hatırlamasına ve o hatayı bir daha tekrarlayacağı zaman aklına hemen o yaşadığı olay gelmesine neden olur.
Geçmişin hasretçisi olması pişmanlık veren bir olayı yaşaması ya da geçmişe gidip o hatayı düzelteceğini sanmasıdır;geleceğin özlemcisi olması ise gelecekte o yaptığı hataların düzeleceğini sanmasıdır;yaşadığı anın şîkayetçi oluşu ise yaşadığı andan zevk duymayan ve zevkin tadını bilmemesinden kaynaklanmaktadır ama bir şeylerin eksik olduğunu ve o eksikliği tamamlamak için elinden gelen çabayı sarf etmeyi bilmemesindendir.
"İnsan; geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikâyetçisidir." sözünden;
İnsan geçmişte yaptığı hareketlere hasret duyar yani aklında yaşadıkları olayları canlanmasına ve tekrar yaşamak istemesidir. Geleceğe özlem duyması ise ileride yaşadıklarının düzeleceğine inanmasıdır. Yaşadığı andan şikayet duyması ise hareketlerinden veya çevresindeki insanların yaptığı kötülük veya hoşnut olmayan hareketlerden dolayı şikayet etmesidir. Aslında insan her durumda Allah'ı anmalı ve onun işlediği kötülüklerinin kendi eliyle yaptığını bilmeli, Allah'dan gelen belalara veya hastalıklara karşıda hamd etmeyi bilmelidir. Yaratıcıyı sadece zora düştüğü anda anmamalı her vakit anmalıdır. Son anda Allah'ı anmak ile olayı herkes bilir; bir firavunun ölüm kapıyı çaldığı anda Allah'a secde etmiş ve onun o hali kemikleri çürümeden bir müzede durmaktadır.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam