reklam
reklam

Adım Adım Anadolu (2)

Köşe Yazarı: NURCAN ÖZÜDURUK   Eklenme Tarihi: 7 Ekim 2021, Perşembe - 11:48   Okunma Sayısı: 436174

Aşağıya indiğinizde karşınıza Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Adıyaman, Gazi Antep ayrı bir medeniyetin beşiği olarak çıkıyor karşımıza. Zengin yemek kültürleri olan kebapları, tatlıları ve özellikle de dokumacılık ve bakır işleme alanlarında ünlü bir ekonomik değere sahip olan bir bölgemizdir Güneydoğu Anadolu. GAP projesi ile özellikle ülkemizin enerji kaynağıdır diyebiliriz bölgeye. Folkloru ve kültürel yaşamıyla gıptayla baktığımız mis kokulu topraklardır.

İlerliyoruz ve yolumuz iç bölgelere doğru ilerliyor. Mis gibi burcu burcu gül kokan Anadolu’nun belki de en geniş coğrafyasına sahip olan İç Anadolu Bölgesinde yine bizleri o muhteşem Âşık Veysellerin yetiştiği Sivas elleriyle geçiyoruz iç bölgelere. Ülkemizin ve Cumhuriyetimizin kurucu ili olan Anadolu’nun kalbi Ankara. Özellikle tarih fışkıran Kayseri, Nevşehir, Niğde ve ünlü Mevlana’mızın Konya’sı canımıza can katıyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bir coğrafyadır İç Anadolu. Hatta ülkemizin tarım ihtiyacının nerdeyse tamamına yakınının karşılanabildiği verimli topraklardır İç Anadolu.

Geçelim o masmavi deniz boyunca uzayan yemyeşil doğanın içinde barındırdığı onlarca yeşilin tonuyla süslü Karadeniz’e. Burası da az medeniyete ev sahipliği etmemiş değildir. Onlarca insan toplulukları yaşamış, Yeşil Artvin’den girip batıya doğru ilerlediğinizde ülkenin çay ihtiyacının nerdeyse tamamını yetiştiren Rize’ye varırsınız. Ünlü vadileri ve yaylalarıyla size huzurun en muhteşemini sunmaktadır Rize, Trabzon, o mis gibi fındığıyla meşhur Ordu ve Giresun. Biraz ilerlediğinizde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Mücadelesini başlattığı o güzelim Samsun sizi karşılıyor. Sonra deniz taşımacılığının ve doğuya açılan deniz kapısının başkenti Sinop’a varırsınız. Aşağıya doğru indiğinizde ünlü şapka devriminin uygulandığı, okuma yazma seferberliğinin başlatıldığı Amasya, Kastamonu, leblebisiyle ünlü Çorum, Kara Elmas’ın merkezi Zonguldak, yemeğin kalbi Bolu gibi önemli şehirlerimizi görmek mümkün Karadeniz’de.

Anadolu’da batıya doğru ilerledikçe meydan savaşlarına adını veren Sakarya, sanayinin kalbi dediğimiz şehir Kocaeli, yine tarihsel anılarla dolu Bursa, turizmin önemli merkezlerinden Balıkesir, sarı sarı ayçiçekleri tarlalarıyla kaplı Tekirdağ, vatanı kurtarma uğruna en çetin cephe savaşlarının yapıldığı Çanakkale, yine birçok medeniyete ev sahipliği yapan Edirne ve Anadolu’nun finans merkezi, ekonominin beyni, turizmin cenneti, sanayinin, bürokrasinin eli kolu ve bir dönemin başkenti İstanbul.

Oradan geçiyoruz Ege’ye. Taşları ve çinileriyle ülkemiz ekonomisine destek sunan Kütahya, Mustafa Kemal’in bizzat savaş yönettiği Kocatepe’nin bulunduğu ve meşhur sucukların üretildiği Afyon, kumaşın kalbi Denizli, turizmin yüzde elliye yakının kullanıldığı Muğla, Aydın ve alçak Yunan’ın denize döküldüğü İzmir. Her yönüyle çok muhteşemdir İzmir. İçinde hasreti, sevgiyi, mutluluğu ve özlemi barındırır İzmir. Sıcağı, yazı, güneşi ve kumu barındırır İzmir. Petrolün işlendiği ve tüm Anadolu’ya dağıtıldığı merkezdir İzmir.

Ve son olarak yolumuz yine gazi Mustafa Kemal’in ülke topraklarını düşmandan kurtarmak için rota çizdiği ve ‘’Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.’’ emrini verdiği Akdeniz bölgesine doğru yol alıyoruz. Akdeniz bölgesi de bir nevi Karadeniz gibi yemyeşil sıradağlar üzerindeki yeşilin birçok tonunu barındıran ormanlarıyla Akdeniz’in mavi suları boyunca uzanmaktadır. Afyon’dan ya da Burdur’dan ilerlediğiniz de karşınıza gül tarlaları ve burnunuza gül kokuları gelmeye başlar Isparta’dan. Ülkenin o meşhur gül kolonyalarının tüm çeşitlerini bulursunuz bu güzelim şehirde. Güneye doğru inince ülke turizminin neredeyse yüzde yetmişine yakınını elinde bulunduran Antalya’ya varırsınız. Akdeniz’in o muhteşem sıcaklığını adeta kemiklerinizde hissedersiniz. O kızgın kumlara basmaya bile kıyamadığınız olur zaman zaman. Berrak denizin mavi sularıyla kucaklaşırsınız bir an. İleriye geçince yine ülkemizin deniz taşımacılığının önemli bir bölümünü oluştura Mersine varırsınız. İlerleyince ülkemizin pamuk, narenciye, sebze ve meyve ihtiyacının önemli bir kısmını üreten Antalya, Mersin ve Adana sizi karşılar. Tabi ki Mersin’de meşhur Tantuniyi ve Adana’da meşhur Ciğer ve kebabı yemeden çıkmayacaksınız bu şehirlerden. Ve son noktayı koyacağımız yine Gazi Mustafa Kemal’in çok ama çok önemsediği Kurtuluş Savaşı sonrası Fransızlarla anlaşmazlık sonrası Suriye’de bırakılan ve daha sonra 1938 yılında Hatay bağımsız cumhuriyet oldu. 23 Haziran 1939 yılında Fransızlarla yapılan anlaşma sonrası Hatay Anadolu topraklarına katılmış ve Anadolu’nun güzide bir şehri olarak varlığını sürdürmektedir. İşte bu anlatımlardan çıkaracağımız sonuç burcu burcu kokan bir Anadolu’muz var. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış, uğruna binlerce can toprağa verilmiş, doksan bin askerin bir gecede donarak yaşamını yitirdiği cennet kokan bir yerdir Anadolu.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam