reklam
reklam

Adım Adım Anadolu (1)

Köşe Yazarı: GAMZE YILMAZ   Eklenme Tarihi: 6 Ekim 2021, Çarşamba - 13:00   Okunma Sayısı: 195489

Çok değerli yazısı için çok  kıymetli Yaşar Geler hocamıza çok teşekkür ediyorum.

Anadolu, ne güzel bir söz ve de kavram. Anadolu derken bizler özellikle de çocukluğumuzda yaşadığımız bölgeyi anlardık. Ege’yi, Karadeniz’i, Marmara’yı, Akdeniz’i Anadolu olarak bilmezdik. Çünkü onların üzerinde ya da başında Anadolu sözcüğü geçmezdi. Biz Anadolu’yu ülkemizin doğusu, güneyi ve iç kısımları olarak bilirdik. Çünkü bu coğrafi bölgelerin başında geçerdi Anadolu sözcüğü.

Zamanla tarih okuyarak ve çeşitli eserleri ve özellikle yazılmış kitapları okuduktan sonra anladık ki Anadolu’dan kasıt sadece doğu, güney ve iç kısımlar değil yedi yüz seksen bin kilometre karelik alanın tamamı Anadolu’ymuş. İşte bizlerde o zaman daha çok vatan bilinci gelişmeye başladı. Misak-ı Milli sınırları içerisinde kalan her bir milimetrekarelik alan bile Anadolu’dur.

O Anadolu ki, yüzyıllar öncelerinde çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış, yüzlerce toplum gurupları üzerinde yaşamış bir medeniyetler toprağıdır. Bizler kaçıncı guruba giriyoruz hesaplamak lazım ama gerçekten zaman zaman toprağın altı eşelendikçe medeniyet fışkırdığı açıkça ortadadır. O güzelim topraklarda yaşamış insan topluluklarının yaşam biçimleri o zamanın koşullarında neler başarabildiklerine şimdi gıptayla bakıyoruz. Özellikle de bizim doğup büyüdüğümüz topraklarda o zamanın koşullarında sanayinin olmadığı, fabrikaların bulunmadığı neredeyse tamamı insan kafa ve beden gücüne dayalı nelerin üretilebildiğini görebiliyoruz ki, şimdi o zaman yapılanların birçoğunu teknolojinin gelişmişliğine rağmen günümüzde de incelediğimizde bu güzelim vatan topraklarında bulunmak bile, ayrı bir keyif ve huzur veriyor insana.

Şimdi isterseniz bölge bölge inceleyelim Anadolu’yu. Hani derler ya ‘’Edirne’den Ardahan’a, Sinop’tan Mersin’e’’ diye. İşte o misal inceleyelim Anadolu’yu. Doğal olarak Ardahan’dan başlamak gerekecek. Ardahan, Anadolu’nun en uzak noktası ve ülkenin sınır taşı, kale bekçisi olan bir il. O güzelim coğrafyada bin bir çeşit çiçeğin birbiriyle seviştiği, onlarca hatta yüzlerce hayvan türünün yaşadığı bir yerdir. Hatta ülkenin neredeyse önemli bir bölümünün yiyecek ihtiyacı da buradan gelmektedir. Ben Ardahan’la başladım ama doğal olarak tüm şehirleri tek tek ayrıntılarıyla anlatamayacağımdan genel bakış olarak değerlendirmekte yarar vardır. Ardahan gibi, Kars, Ağrı, Muş, Van, Bitlis vb. iller hemen hemen aynı benzer özellikleri göstermektedir. Kaşarı, balı, pekmezi, cevizi, eti ve hamur işleri meşhurdur buraların. Mesela Alparslan’ın Anadolu’ya ilk giriş kapısıdır Kars. 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşlarının bilinen halk kahramanı Ünlü Halk Ozanı Aşık Şenlik’in diyarıdır Çıldır. O Çıldır ki, Doğu Anadolu’nun ikinci büyük gölünü ve yaz ve kış üzerinde festivallerin yapıldığı, ülkenin her köşesinden Kara Trene binip Çıldır Gölü’ne ulaşma mücadelesi veren ve aylarca sıra beklenen bir turizm cennetidir. Kurtuluş Savaşı kararlarının alındığı Erzurum’u da anmadan geçmek olmaz. Bakırıyla ünlü Erzincan da başka bir özelliğiyle karşımızda durmaktadır.

(Devamı yarın)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam