İSTANBUL- 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giden gazeteci, araştırmacı ve yazar Uğur Mumcu  uğradığı suikastın 24.yıl dönümde Diyarbakır Emniyet Müdürü iken fâili hâlen meçhul olan bir suikast sonucu öldürülmüş  Ali Gaffar Okkan uğradığı suikastın 16.yıl dönümünde 1997 ile 2002 yılları arasında Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve  1974-1975 arası TRT Genel Müdürlüğü  görevlerini üslenen akciğer kanseri sonucu hayatını kaybeden  siyasetçi ve gazeteci İsmail Cem   ve yine  19 Ocak 2007 tarihinde genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin Şişli Halaskârgazi Caddesi üzerindeki binası önünde uğradığı   silahlı saldırı sonucu öldürülen gazeteci yazar Hrant Dink  10.ölüm yıldönümlerinde  CHP Maltepe ilçe başkanlığı tarafından düzenlene anma töreninde anıldılar. Törene  CHP Maltepe ilçe başkanı Zeynep Babacan,Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Nezahat Özen Karslı,CHP Maltepe Kadın Kolları Başkanı Hatice Yazıcıoğlu,CHP Maltepe Gençlik Kolları Başkanı Alican Yiğit,CHP Maltepe Belediye Meclis üyeleri, Özgür Aksoy,Mehmet Ayvataş, Adile Çınar, STK temsilcileri, partililer  ve vatandaşlar katıldı. Maltepe Beşçeşmeler Meydanında düzenlenen basın açıklamasında ise katledilen isimlerin anılarının yaşatılacağı vurgulandı.
Zeynep Babacan: Uğur Mumcu’nun büyük ön görüsü varmış ki;bugünleri 24 yıl önce görebilmiştir
 CHP Maltepe İlçe Başkanı Zeynep Babacan ise  Uğur Mumcu ve katledilen ve  faili halen meçhul olan tüm değerlerin 365 gün boyunca anılması gerektiğini ifade ederek Mumcu’yu söyle andı: “ 24 yıl önce bugün yurtsever bir devrimci olan Uğur Mumcu, Türkiye’nin gerçeklerini yazdığı için çeyrek yüzyıl önce bugünleri noktası ve virgülüne kadar açıkladığı için katledildi. O günden bugüne Türkiye, onun açıkladığı gibi adım adım şeriat devletine doğru geldi. Tarikat örgütlenmesini ve bunun bir gün gelip Türkiye’de ki tüm devlet kademelerinde yer alabileceklerini, silahlı kuvvetleri ele geçirebileceklerini, hülasa Türkiye’nin yönetim mekanizmasını ele geçirebileceklerini bize her gün yazılarında yılmadan ve korkmadan yiğitçe aktarmıştır. Ne kadar büyük ön görüsü varmış ki bugünleri 24 yıl önce görebilmiştir.” Diyerek Mumcu’nun öngörülü bir gazeteci yazar olduğunu ifade etti. 
Uğur Mumcu anması alkışlar eşliğinde sona erdi. 
Uğur Mumcu Kimdir ? 
Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu. Annesi Nadire Mumcu, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. lkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. 1961'de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1965'te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı. 1963'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı. 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek" ve "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevinde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Mumcu askerliğini Ağrı Patnos’da yaptıktan sonra 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te "Gözlem" başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. "Gözlem" başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü.Mumcu bir çok konuda (Terör,Yolsuzluk gibi) yazdığı araşırmacı gazetecilik kitaplarıyla çokça ses getirdi ve ödüller kazandı. Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.