reklam
reklam

SOKAK MÜZİSYENLİĞİNE  BELEDİYELERDEN DESTEK SÜRÜYOR

Eklenme Tarihi: 2 Temmuz 2019, Salı - 12:52   Okunma Sayısı: 237850
Sokak sanatı’ son yıllarda popülerliği hız kesmeden devam eden bir sanat dalı haline geldi. Türkiye’nin en işlek caddelerinde değişik türden ezgiler duymak mümkün.Kimisi hobi olarak yaparken kimisi bir ekmek kapısı olarak sanatını köşe başlarında icra ediyor. Şimdilerde dinlediğimiz çoğu sanatçı sokaklarda çektikleri videolar ile halkın bugün “ünlü” diye tabir ettiği sınıfa girdi bile.İstanbul’un ulaşım ağlarından metro,metrobüs ve işlek duraklarda bir kaç dakika bile olsa kulaklarımızın pası silinerek çalınan ezgiler ruhumuza iyi geliyor.

İSTANBUL (ÖZEL)

 

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SOKAK SANATINA UZUN YILLARDIR DESTEK SAĞLIYOR

Öğrencisinden esnafına mühendisinden emeklisine, engellisinden yabancı uyruklusuna farklı farklı kültür ve yaşlardan oluşan metro müzisyenleri, istasyonlarda belirli saatlerde performanslarını sergileyerek hem yolculara müzik dolu hoş vakitler yaşatıyor, hem de performanslarını beğenen yolcuların verdiği paralarla geçimlerini sağlıyorlar.Sokak sanatını bugün popülerleişmesini sağlayan en önemli unsur;  sanatçılara tüm kuralların dışında, özgürce kendilerini ifade etme olanağı sunuyor. Herkesin sanata eşit koşullarda ve bedava ulaşmasını sağlıyor. Ana akımların dışında, sınırlandırılmadan üretmeyi ve paylaşmayı sağlıyor. Sanatçıların, en fazla sayıda insana ulaşmasını sağlıyor. Bu da seslerini daha geniş bir kitleye duyurabilmelerine yardımcı oluyor.Hız kesmeden devam eden bu sanat akımına  İstanbul Büyükşehir Belediyesi’de destek sağlıyor.“İstanbul Ulaşım A.Ş.” tarafından metro istasyonlarında “Müzik Seni Taşısın” sloganıyla  konserler düzenleniyor.2000 yılında başlayan ve katlanarak büyüyen metro müzisyenleri projesi, yeni bir boyut kazandı.  Metro yolcularının seyahatlerini keyifli hale getiren Metro Müzisyenleri, yaz aylarında halk konserleri vererek yolcularla bir araya geliyorlar. 2000 yılında birkaç müzisyenle başlayan ve bugün 200’ü aşkın müzisyenle İstanbul halkına hizmet veren Metro Müzisyenleri, performanslarını konserler yoluyla halkla paylaşıyorlar.

Yusuf Bülent Aktaş’ta sanatını bu şeklide icra eden isimlerden biri. Sanatını büyük bir özenle ve severek yapan Aktaş, belediyenin düzenlemiş olduğu ney kurslarına katıldığı zamanda hocasının tavsiyesi üzerine İstanbul Ulaşım A.Ş.’in sınavlarını geçerek metroda ney çalmaya başladığını belirtiyor. Genellikle metro içerisinde sanatını yaptığını ifade eden Yusuf Aktaş zaman zaman diğer müzisyen arkadaşalrıyla yer konusunda sıra sıra çaldıklarını vurguluyor. Ney sanatıyla uğraştığı için sabahın erken saatlerini tercih ettiğinin altını çizen Aktaş”insanları sabah hoş bir sedayla karşılayarak işlerine huzurlu bir şekilde gitmesini sağladığımı düşünüyorum”diyor. Seçtği parçalarda bireysel farklarını geri plana iterek “her kesimin  dilinden konuşması, “herke kesimin  dinleyeceği parçaları çalınmaya özen gösterdiğininde altını çiziyor Aktaş.

Yusuf Aktaş beeldiye tarafından yapılan bu uygulama hakkında da şunları aktardı: Sokak müzisyenleri ile metro müzisyenleri arasında diğer bir farkta destek farkı oluyor. İBB bağlı olarak sanatını icra eden metro müzisyenleri daha avantajlıdırlar.

Metro müzisyenleri yer arayışı içerisi girmeyerek İBB’nin onlara sunmuş olduğu mekân imkanını değerlendirip rahatlıkla sanatını icra edebiliyor ve biz İstanbul’lulara da kulağımızdaki pası silmek düşmek düşüyor.

TOPLAMDA 206 METRO MÜZİSYENİ BULUNUYOR

İstanbul Ulaşım’ın işletmeciliğini yaptığı metro hatlarında 47 gitar, 11 ney, 23 keman, 5 ud, 4 flüt, 5 yan flüt, 11 klarnet, 23 bağlama, 5 cümbüş, 7 akordeon, 1 kontrbas, 4 bendir,  4 saksafon, 6 darbuka / perküsyon, 4 kanun, 2 tulum, 5 santur, 1 tar, 2 buzuki, 2 mızıka, 1 lavta, 1 ritimli saz, 1 bas gitar, 1 akustik gitar, 1 melodika, 1 banjo, 1 kemençe,  2 kabak kemane, 1 elektrogitar, 2 viyolonsel, 3 çello ile toplam 206 müzisyen her gün yolculara keyifli dakikalar yaşatıyor.

Hâlihazırda toplam 206 metro müzisyeninin bulunduğu sisteme dahil olmak için İstanbul Ulaşım A.Ş Basın ve Halkla İlişkiler Şefliği’nden izin almak gerekiyor. Üç ayda bir yenilenen izinlerle, her gün üçe bölünerek birçok müzisyenin aynı istasyondan faydalanması sağlanıyor.

Sokak müzisyenliği veya gezgin müzisyenlik, insanlar kentlerde yaşamaya başladığından bu yana var olagelmiştir. Batıda “Harper”, “Minstrel”, “Troubadour” benzeri isimlerle anılmış bu gezgin müzisyenler, doğuda “Skomorokhi”, “Barot” ve kültürümüzde de “Ozan” veya “Âşık” olarak tanınmışlardır. Zaman zaman danışmanlık, şifacılık, elçilik gibi görevler de üstlenebilmiş bu kişiler, şehir şehir, sokak sokak gezmiş, müziklerini icra etmiş, karşılığında para, yiyecek veya barınak talep etmiş ve sözlü kültürü aktarmak, gerektiğinde hükümdarı eleştirmek, halkı eğitmek benzeri işlev veya görevlere de hep sahip olmuşlardır.

Bugünün sokak müzisyenleri belki -çoğunlukla- gezgin değildirler, ancak modern kentin sokakları para karşılığında performanslarını sergileyen müzisyenlere hâlâ sıkça sahne olmaktadır. Dahası bugün bile bu sanatçılar, tıpkı birer âşık veya ozan gibi, kültür aktarma, eleştirme, eğitme gibi amaçlara sahip olduklarını ifade edebilmektedirler. Ancak her sokağın her amaca uygun olmayacağı veya her müzik tarzının her yerde icra edilemeyeceği açıktır; bu müzisyenler müzik yapma amaçlarına ve dolayısıyla icra etmek istedikleri müzik türlerine uygun kent mekânlarını ustaca seçmektedirler.

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ZEHRA EVCİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam