reklam
reklam

'15 Temmuz darbe kalkışmasından ziyade haç ile hilalin kavgasıydı'

Eklenme Tarihi: 28 Haziran 2018, Perşembe - 12:00   Okunma Sayısı: 194769

İSTANBUL 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde eşiyle yaralanan Ayla Kasarcı, "15 Temmuz'u darbe kalkışmasından ziyade haç ile hilalin kavgası olarak görüyorum." dedi.

İstanbul'daki darbe davalarını takip eden Kasarcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da gündüz hastanede kanser tedavisi gördükten sonra eve gittiğini ve kızının söylemesi üzerine darbe girişiminden haberdar olduğunu ve halı sahada maç oynayan eşini aradığını söyledi.

Kocasının eve geldiğini ve TRT'deki darbe bildirisini izlediklerini aktaran Kasarcı, şöyle konuştu:

"Spiker, sokağa çıkma yasağı olduğunu ilan etti ki bu bana göre dünyanın en ağır olan şeylerinden bir tanesiydi. Kendi ülkemde sokağa çıkamayacağım, ekmek alamayacağım. Çok saçma sapan bir açıklamaydı. Hemen eşimle beraber namazlarımızı kıldık. Namazlarımızı yeni bitirmiştik Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Halkımı meydanlara davet ediyorum.' çağrısını duyduk ama inanın ben sadece 'meydanlara davet ediyorum' kısmını anladım. Kızıma döndüm dedim ki 'Biz gidiyoruz'. Kızım 'Gitmeyin' dedi. Dedim ki 'Kızım bu bambaşka bir şey. Bu ayaklanma değil, isyan değil, bu bambaşka bir şey ve sen çıkmazsan, ben çıkmazsam kim çıkacak? Kızımı önce Allah'a emanet ettim, sonra kardeşini kızıma emanet ederek eşimle dışarıya çıktık. Hatta kızım dedi ki 'Giderseniz ne olacak?'. Çünkü bu zamana kadar başarısızlıkla sonuçlanan bir darbe kalkışması olmamış. Dedim ki kızım 'Ölürsek şehit, kalırsak gazi, ha olur da onların tarafından kazanılan bir şey olursa da vatan haini ilan edileceğiz, başka hiçbir açıklaması yok bunun.' dedim ve o şekilde evden çıktık."

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gittiklerini, burada darbeciler tarafından açılan ateş sonucunda kendisinin kolundan ve eşinin vücudunun yan tarafından vurulduğunu ifade eden Kasarcı, hastaneye giderek tedavi olduklarını ifade etti.

Kasarcı, "15 Temmuz'u darbe kalkışmasından ziyade haç ile hilalin kavgası olarak görüyorum. 15 Temmuz'da onların tasmalarını Pensilvanya'dakinin aracılığıyla Amerika'dan tutuyorlardı. Biz de burada ümmet mücadelesi verdik. Onlar o gece her taraftan ülkemizi kuşatmışlardı. Eğer ki düşseydik o gece her yerden vuracaklardı bizi."

"Amerika'nın terör örgütlerinden bir tanesi"

Ayla Kasarcı, FETÖ'yle ilgili düşüncelerini de "Terör örgütüdür. Hatta Amerika'nın geliştirmiş bir terör örgütü olduğunu düşünüyorum. Çünkü orada yaşıyor, oraya sığınmış durumda, orada korunuyor ve hala ülkemize iade edilemiyor. 40 yıl boyunca ülkemizin her yerine sızmışlar. Büyük bir terör örgütüdür. PKK ile DHKP/C ile bağlantısı olan, Türkiye'nin etrafında ve içerisinde ne kadar terörist örgüt varsa onlarla birlikte hareket eden Amerika'nın terör örgütlerinden bir tanesidir." şeklinde aktardı.

İstanbul'da görülen darbe davalarını takip ettiğini vurgulayan Kasarcı, şöyle devam etti:

"Bütün davalara gücüm yettiğince gitmeye çalışıyorum. Özellikle köprüde vurulduğum için 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasını daha sıkı takip ediyorum. Keza diğer davalara da gidiyorum. Sanıklar, bir kere hep bir ağızdan, hepsi toplu olarak hiçbir şey yapmadıklarını söylüyor. Onlara göre biz orada kendi kendimizi vurmuşuz. Bizlere ağza alınmayacak hakaretler ediyorlar. Bizlere pet şişelerle saldırıyorlar. Sandalyeleri bizlere fırlatıyorlar. Sanıkların aileleri bir yerden hakaret ediyor. En son tehditleri '24 Haziran'dan sonra sizinle, hepinizle görüşeceğiz' idi. Hatta bir sanık duruşma esnasında bana bizzat parmağını sallayarak 'Size bunların hepsinin hesabını soracağım' diye tehdit etti. Ben bununla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda da bulundum.

Mahkeme aşamasında da çok kudurmuş derecesindeler. Sona yaklaştıkça kuduruyorlar ama Cumhurbaşkanımızın da dediği bir şey var, göklerden gelen karar. Türk adaletinin vereceği kararlara güveniyorum. İnşallah en ağır cezaya çaptırılacaklar. Ben aralarında masum olduğunu düşünmüyorum. Masum olanlar varsa zaten o gece teslim oldular ama kalıp bu eylemi devam ettirenlerin asla hiçbir tanesi masum değil. Hiçbir şekilde onlara hakkımı helal etmiyorum. Ne bu dünyadaki hakkımı helal ediyorum ne de öteki dünyadaki hakkımı helal ediyorum onlara. Ben 24 aydır bedel ödüyorum ve ömrümün geri kalanında da bedel ödemeye devam edeceğim. Çeşitli sağlık sorunlarımızla. Kusura bakmasınlar. Onları ne bu dünyada ne öbür dünyada affediyorum."

Darbe sanıklarının 24 Haziran sonrasına işaret etmelerine değinen Kasarcı, FETÖ'cülerin seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı devireceklerini sandıklarını söyledi.

FETÖ'nün kuklası olan siyasi partiler olduğunu ve FETÖ ile birlikte hareket ettiklerini düşündüğünü kaydeden Kasarcı, "FETÖ'nün ağzıyla konuşuyorlar. Bir muhalif parti lideri, yaşanmış 15 Temmuz gecesini nasıl itibarsızlaştırmaya çalışır. Buradaki maksat nedir, kimlere yaranmaya çalışıyor? O yüzden darbe sanıkları, onlar çok güveniyorlardı... Tıpkı 15 Temmuz'da güvendikleri gibi ama zafer hep inananların oldu. 24 Haziran seçiminden Cumhurbaşkanımızın muzaffer olarak çıkması için üç gün oruç adamıştım. Bugün benim ikinci günüm. Öyle bir lider düşünün ki sevenleri onun için oruç adıyor. Hani bunu herhangi bir şey karşılığında, herhangi bir şey beklediğimiz için değil... O sadece bizim liderimiz değil, bütün Müslüman aleminin lideri. Onun dik durması, bizim de onun arkasında dik durmamız gerektiği için." diye konuştu.

Kasarcı, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"15 Temmuz'da ben kanserle mücadele ederken, kanser hücresi bedenimi ele geçirmeye çalışırken FETÖ de kanser hücresi gibi bütün ülkemin her tarafına yayılmıştı. Her yerden hareketlenmeler başlamıştı. Her yerden ülkemizin üzerine geliyorlardı. Allah izin vermedi. 15 Temmuz'da da izin vermedi, şimdi de izin vermeyecek. İnşallah önümüzdeki dönemlerde de Rabb'im hiçbirine fırsat vermeyecek. 15 Temmuz'un şehitlerimiz ve gazilerimiz için unutulmamasını istiyorum."

"Yeter ki devletimize bir zeval gelmesin."

Ayla Kasarcı'nın eşi Ahmet Yasin Kasarcı ise 15 Temmuz'da halı sahada maç yaptığını, bu sırada eşinin kendisini aradığını, maçtan sonra telefonla eşini geri aradığında darbe girişiminden haberdar olduğunu ve evine gittiğini söyledi.

Evde ailesiyle televizyon izlediğini, bu sırada TRT'deki darbe bildirisinin okunduğunu, farklı kanallarda Başbakan Binali Yıldırım'ın "Bu bir kalkışmadır." şeklindeki açıklamasının alt yazı şeklinde verildiğini aktaran Kasarcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sokaklara çıkın." çağrısının ardından yatsı namazını kılıp eşiyle dışarı çıktığını anlattı.

Eşi ve kız kardeşiyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gittiklerini ifade eden Kasarcı, "Köprüden aşağı inerken Altunizade'de Hazreti Ali Camisi'nin yanından aşağıya doğru zırhlı bir araçla bir tank geçiyordu. Zırhlı aracın tepesinden biri havaya doğru ateş ediyordu. Bu bizim askerimiz, bu bize sıkmaz dedim ama bunların suret-i rahmandan alıp şeytana ruhlarını sattıklarını bilmiyorduk. Sonra ilerlemeye devam ettik. Bu arada yaralılar olmaya başladı. Olayın ciddiyetinin farkında olmaya başladık. Bir taraftan da selalar okunuyor, onları da çok net bir şekilde duyuyoruz. Cenab-ı Allah zaten o korkuyu bizden aldı, ölüm korkusu falan hiç aklımızın ucuna gelmiyordu." dedi.

Köprüde yaralananlara yardımcı olduklarını ve onları araçlara bindirerek hastaneye gönderdiklerini kaydeden Kasarcı, şöyle konuştu:

"Duraklara yakın bir yerde eşim 'Ben vuruldum Yasin' dedi. Eşime döndüğüm zaman ben yanımdan aldım mermiyi. Aynı ateşle vurulmuş olabiliriz belki de. Tabii ben vurulunca bir anda sessizlik oldu, hiçbir şey duymuyorum. O an sinir sistemi bende çöktü. O an İlk aklıma Yunus aleyhisselam geldi. Ben burada hayatı bitiriyorum... Kelime-i şehadet getirdim. O şekilde ayaklarım daha beni tutmadı, devrildim. Akabinde beni hastaneye kaldırmışlar. Ondan sonrası zaten bende yok."

Vücudunun yan tarafından vurulduğu için kaburgalarının kırıldığını ve dalağının parçalandığına değinen Kasarcı, ameliyat olduğunu ve dalağının alındığını, 15-20 gün sonra tekrar ameliyat olduğunu ve merminin vücudundan çıkarıldığını vurguladı.

"Çok zor bir geceydi, Rabb'im bir daha ülkemize böyle bir şeyi yaşatmasın, çok büyük bir imtihan verdik. Bu şekilde bir geceyi kapattık." diyen Kasarcı, iki kere fizik tedavi gördüğünü, kas olarak bir sıkıntısı olmadığını ama merminin sinirleri hep yaktığını, şu anda dizlerinin altında hiç aralıksız sürekli ağrı hissettiğini ve bu ağrıların geçmediğini belirtti.

Kasarcı, "Ağrılarım yürümemi engelliyor, yürüyemiyorum, merdiven çıkamıyorum tek başıma ama hamdolsun, yeter ki devletimize bir zeval gelmesin... Biz bunlara razıyız." ifadelerini kullandı.

15 Temmuz'da istiklal, vatan, bayrak, ezan, cumhurbaşkanı, memleket ve toprak için dışarı çıktıklarını söyleyen Kasarcı, gecenin sabahının ise çok güzel olduğunu kaydetti.

Darbenin iyi bir şey olmadığını, ülkede darbe yapılacak hiçbir pozisyonun da bulunmadığına ifade eden Kasarcı, "Ülkemiz çok iyi durumda. Seçilmiş bir cumhurbaşkanımız var. Özgür bir şekilde herkes istediğini yapıyor, istediğini yaşıyor. Yani neyin darbesi? Hangi akla hizmet ediyorlar. Birileri taslamalarını tutmuş burada iş yapacaklar. Bu olay aslında bildiğiniz terör olayıydı. Onlar bizim üniformalarımızı çalmışlar, tanklarımızı, uçaklarımızı, silahlarımızı çalıp Türk bayrağına ateş ediyorlar. Ağzımızdaki Kelime-i Tevhid'e ateş ediyorlar. Yani bu terör olayıdır, bu kalkışma veya darbe değil. Böyle bir şey olmaz çünkü." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonuçlarını değerlendiren Kasarcı, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanımız başarılı bir şekilde seçimi kazandı. MHP gibi öteki partilerin de dik bir şekilde durması lazımdı. Bizden olduklarını zannettiklerimiz menfaatleri uğruna farklı yerlere geçti. Cumhuriyet Halk Partisi çok büyük yanlış yaptı. HDP'yi Meclis'e soktu. HDP dediğimiz bizim askerimize kurşun sıkıyor. Bu çok zor. Ben bunu kabullenemiyorum."

Kaynak: AA
Editör: AA

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam