15 Nisan 1452 Cumartesi… Bir gayri meşru çocuk doğmuştur, Lonardo… Günah çocuğu değil aşk çocuğudur. Yirmili yaşlarda mesleği ressam olarak geçer. İtalya’nın Vinci kasabasında…
“Evrende öz, bulunuş ya da kurgu olarak ne varsa ressam onu ilk önce düşüncesiyle sonra elleriyle kavrar. Üstelik bu eller öylesine mükemmeldir ki, bir an için göze gerçeğin ta kendisi olarak görünen oranlar uyumunu doğurur.”
Leonardo için resim, “bir nihaî amaç” , mutlağın araştırılması, bütün sanatların biraraya getirilmesiyle deneyimin bir bireşimidir. Sanat felsefedir, kapalılıkla beslenir, dile gelmezin kızıdır, doğayı bire bir taklit etmez.
Teknolojinin ve bilimin büyük ustasının düşü… Çağların nasıl gelişeceğini öngören, kendi çağını zamanı aşan bir gizemin öyküsü… Rönesans’ta bir devin, bir ustanın, Leonardo da Vinci’nin öyküsü… En önemli Leonardo araştırmacılarından Alessandro Vezzosi’den, sayısız el yazması ve belgelerle desteklenmiş, şimdiye dek süregelen incelemelerden çok daha güncel bir yapıt… Gerçek Leonardo’ya uzanan bir yol, yüzbaşlı bir devin izinde gelişen serüven…
Ölüm ona da gelip çatacaktır. “Ölümünden birkaç saat önce bu yaşlı adam bana yüz yıl yaşamış olduğunu ve zayıflıktan başka hiçbir fiziksel rahatsızlık hissetmediğini söyledi ve bir hastane yatağına oturarak hiç hareket etmeden ve en ufak bir rahatsızlık belirtisi göstermeden tatlılıkla yaşama veda etti. Böyle tatlı bir ölümün nedenini bulabilmek için otopsi yaptım… Diğer bir otopsi iki yaşında bir çocuk üzerinde yapıldı ve orada onun durumunun yaşlı adamın durumunun tam tersi olduğunu keşfettim.” (Winsor RL, 19027b)