reklam
reklam

Cuma Adabı

Köşe Yazarı: OSMAN ÇAKIR   Eklenme Tarihi: 14 Haziran 2024, Cuma - 01:15   Okunma Sayısı: 68264

Son yıllarda camiye geç girip erken çıkar olduk. Camiye geç girip erken çıkma alışkanlığımızın, modern yaşam ve toplumsal değişimlerin bir yansıması olarak görüyorum. 

 

Bu durumu düzeltmek için, toplumsal bilincin artırılması, cami ortamlarının iyileştirilmesi ve bireylerin ibadetlere daha fazla önem vermesi gerekmektedir.

 

Cami, sadece ibadet yeri değil, aynı zamanda manevi huzurun, toplumsal dayanışmanın ve kardeşliğin güçlendiği bir mekândır. Bu bilinci yaygınlaştırmak, toplumun manevi ve sosyal sağlığı için büyük önem taşımaktadır.

 

Cumanın farzı kılındıktan sonra camiden kaçarcasına kapıya hücum etmek, İslâm'ın adabına ve toplumsal huzura aykırıdır.

 

Dinimiz, ibadetlerin edebi ve toplumsal ilişkilerin düzgün bir şekilde sürdürülmesini öğütler.

 

Cuma namazının farzı kılındıktan sonra camiyi terk ederken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar, İslam’ın genel ahlâk ve adab kuralları çerçevesinde şekillenmiştir.

 

İslâm, ibadetlerin sadece şekilden ibaret olmasını değil, aynı zamanda ahlâkî ve sosyal değerlerle bütünleşmesini de amaçlar. 

 

Cuma namazı, Müslümanların topluca ibadet ettiği, birlik ve beraberliğin simgesi olan önemli bir namazdır. Bu namazın farzı kılındıktan sonra camiyi terk etme şeklimiz, ibadetin ruhuna uygun olmalıdır.

 

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.), ibadetlerde ve toplumsal ilişkilerde edebe son derece önem vermiştir. Sahabelerine de her zaman nazik ve ölçülü olmayı öğütlemiştir. Namaz sonrası camiyi terk ederken birbirine saygılı olmayı ve düzenli bir şekilde çıkmayı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber, "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin" (Buhârî) buyurarak her konuda ölçülü ve nazik olmayı vurgulamıştır.

 

Cuma namazı sonrası camiyi aceleyle ve düzensiz bir şekilde terk etmek, hem cami içerisindeki huzuru bozabilir hem de çıkış anında kargaşa ve sıkışıklığa neden olabilir. Bu durum, hem yaşlılar hem de çocuklar gibi hassas gruplar için tehlikeli olabilir. 

 

İslâm, her zaman toplumsal düzeni ve insanların güvenliğini gözetir. Bu bağlamda, namaz sonrası camiden çıkışta da bu düzeni korumak esastır.

 

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de, ibadetlerin adabına uygun bir şekilde yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur. "O müminler ki, namazlarında huşu içindedirler." (Mü'minûn/2) ayeti, namazın huşu içinde, yani dikkat ve saygı ile kılınması gerektiğini belirtir. Bu huşu hali, namaz bittikten sonra da devam etmelidir. Namaz sonrası camiyi terk ederken de aynı huşu ve saygı ile hareket edilmelidir.

 

Sonuç olarak, cuma namazı sonrası camiden kaçarcasına çıkmak, İslâm'ın öğütlediği edebe ve toplumsal düzene aykırıdır.

 

Peygamber Efendimizin ve sahabelerinin örnekliğinde, namaz sonrası birbirimize saygılı bir şekilde, huzur ve sükunet içinde camiyi terk etmeliyiz. Bu, hem ibadetin manevi değerini koruyacak hem de toplumsal huzuru sağlayacaktır. 

 

İbadetlerimizde ve günlük yaşantımızda edebe uygun davranarak, dinimizin bizden istediği ahlâkî ve toplumsal sorumlulukları yerine getirmeliyiz.

 

reklam

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam