reklam
reklam

Ruh hali

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 14 Kasım 2022, Pazartesi - 22:08   Okunma Sayısı: 152845


Bu sabah güneş gene aynı tepelerin ardından doğdu, taze Işık'larını bizim çamurlu çukur vadiye söyle bir gösterip, yüce dağların tepelerinde Işık'lar saçtı, dağların eteklerine kadar ışığa boyadı. O da biliyor sanki yüksek yerlerin, yüksek insanlarının ışığa daha çok ihtiyacı olduğunu, belki de bu sebeple Işık'lar yüksek yerlere daha iyi vurup, yansıma yapar.

Çamurlu Çukur vadide işler pek iyi giymiyor, yoksulluk ve yoksunluk diz boyu, kaçanlar kurtuluyor bu vadiden hemde arkasına ve arkasında bıraktıklarına hiç bakmadan, topukları sırtlarına değecek kadar hızla koşup kaçıyorlar.
Biz kalanlarız bu Çamurlu Çukur vadide kendi aramızda bizim buranın bekçisi olduğumuzu söylüyoruz ya külliyen yalan, korkudan, daha doğrusu korkaklıktan kalıyoruz biz bu Çamurlu Vadide.  Gitmek yürek ister çoğu zaman, yeniliklerle mücadele etmek, yeni bir hayata başlamak zordur ve herkes bu zorluklara göğüs geremez.

Doğduğun yeri seçme şansın Yok belki fakat yaşadığın yeri seçme şansın var elbette, ağaçlar bile sabit değil kendi toprağı İle Söker götürsen uygun koşullarda yaşama şansı var. Buna rağmen ben köklerimle tutunuyorum diye inat edip bu verimsiz yerde yaşamaya çalışmanın Ne manası olabilir!

Bizler o beyaz uzun adamlar gelenden önce bu yeni dünya kıtasının sahibi değilmiydik? Şimdi kim bizleri kendi ata topraklarımızda yüce dağlardan sürüp, bu Çamurlu Vadiye mahkum edebilir ki! Hep eskilerin kahramanlıkları İle gurur duyuyoruz ve ya bizim çocuklarımız bizim için ne anlatacak? Çamurlu Vaside kendilerine biçilen gömleği giyip iyi itaat ettiler mi diyecekler? Bence daha fazlasını diyecekler bizim için.

O ateş suyunun sarhoşluğu İle beynimizi uyuşturan adamlarla takasa başladığımız gün av derilerimizi biz kaybettik. Çünkü onlar ticaretin en ince hilelerini bilirken biz hediyeleşme kültürü içindeydik. Farkına varmadan bizim duygularımızı da sömürdüler, karşılığında verdikleri o ateş suyu İle beyinlerimiz uyuştu, savaşçı kimliğimiz sarhoş bir kimliğe büründü.

O uzun beyaz adamlar kıtamıza ayak bastıkları zaman onları Yok edecek silahlarımız yoktu belki fakat savaşacak, mücadele edecek kahramanlarımız vardı. Kıtamıza el koyarken çok kıyımlar yaptılar hiç acımadan bir ırkı Yok ettiler.

Şimdi biz kaybolan bir kültürün, yok edilen bir ırkın son temsilcileriyiz, bu Çamurlu Vadide gözden ırak, hediyelik eşyalar üretip, Boğaz tokluğuna bir yaşama razı geldik.

Onlar o sömürücü beyaz uzun adamlar ise bizim zengin kıtamızda o kaçar çok zengin oldular ki, artık dünyaya hükmetmeye başladılar, bizim bakir kıtamız onların istilası sonucunda fırsatlar ülkesi oldu, diğer kıtalarda yaşayan insanlara.

Bizim kıtamız bizim insanlarımızın mezarı oldu bize, cesurlarımız mücadele ederken, korkaklarımız da alkole sığınıp beynini uyuşturup öldü, biz geride kalanlar, sahip olduğumuz daha doğrusu bize bırakılan bu Çamurlu Vadiye sürüldük.

Sığmadı koca kıtaya uzun beyaz adamlar, bize yaptıkları Ne varsa şimdi de en uzak kıtalardaki insanlara yapıyorlar. Birde filmler çevirip, dünyaya gösterdiler bize yapılanları, güya özür dileme şekliymiş yapılanların açıklanması.

Bana Ne faydası var bize yapılanların dünyaya anlatılması konusunda. Ben son temsilcisiyim kendi ırkımın ve renkli boncuklar arasında o beyaz insanlara hediye bileklik örüyorum ilkel evimde ve yaşadığım Çamurlu Vadide.


reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam