reklam
reklam

Vazgeçmeyi öğrenmek!

Köşe Yazarı: SONNUR ADA   Eklenme Tarihi: 5 Kasım 2022, Cumartesi - 14:39   Okunma Sayısı: 114354

Bir-bir buçuk yaşlarında bir bebek, arabasında oturuyor. Anne de çocuk arabasının yanında; toplu taşıma aracındayız. Bebeğin çıkardığı sesler yavaş yavaş mızırdanmaya dönüşünce, dikkatimi çektiler...

 

Bebek elini aşağıya doğru uzatıp çekiyor… İlk anda yerinde rahat edemediğini ve bir şeylerin onu rahatsız ettiğini düşündüm.

 

Henüz ağlamıyor…

 

Bebek, etrafındakilerin duyabileceği kadar sesler çıkarmaya başlayınca anne, çocuk arabasının arkasındaki çantaya elini uzattı ve içinden bir şey alıp -sanırım cips paketiydi-, bebeğine verdi.

 

Tüm bunları yaparken deneyimli bir şekilde, bakmadan ve tek eliyle yaptı; çünkü hala mesaj yazabiliyordu. Bebek elindeki renkli pakete baktı, sonra yan tarafına döndü yere doğru baktı…

 

Bir an duraksadı, paketle beraber arkasına yaslandı.

 

Kafasını uzatıp mızırdandığı, eline cips paketi verilince de dönüp baktığı yere eğilip ben de baktım.

 

Yerde bebeğin renkli küçük oyuncağını gördüm. Bebek, istek duymadığı, talepte bulunmadığı bir şey için oyuncağından vazgeçmişti.

 

Bu ilk adım, beraberinde aç olmadan yemeyi öğretti. İkna ve kandırma aracı da tat alma duyusu.

 

Süreç aynı zamanda açlık-tokluk duygumuzun dengesine müdahale etmiş oluyor. Aç olmadan yeme alışkanlığı geliştiriyoruz…

 

Aç olduğu için yemek ihtiyacı duyan bireyden, canı sıkıldığı için, oyalanmak için yemek yiyen bireylere dönüşüyoruz.

 

Birçoğumuzun strese girince yemek yeme alışkanlığının değişmesinden bahsetmesi, canı sıkılınca morali bozuk olunca buzdolabının önüne yönelmesi, elimizden biz istemeden alınan şeylerin yaratığı boşluğu doldurma çabamızdan kaynaklanıyor.

 

Renkli cips paketine ikna ederek vazgeçirdiğimiz oyuncağı değil aslında.

 

Kendine ait bir şeyin arkasında duran bir birey olmasını zorlaştırmak aynı zamanda…

 

Yukarıda anne ve çocuk arasındaki sözsüz iletişim, bebeklikten çocukluk sürecine ve ergenliğe giden yola eşlik etmeye devam ettiğinde; vazgeçmeyi öğretirken kurulan iletişimin oluşturduğu duygunun dili…

 

Anlama odaklı sözlü-sözsüz iletişimin yoksunluğu sorunları besler ve büyütür. Lütfen sağlıklı iletişimin yaratacağı konforunun keyfinden tadından vazgeçmeyin.

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam