reklam
reklam

Kitaplar ve sahaflar

Köşe Yazarı: BAŞAK ERTEKİN   Eklenme Tarihi: 19 Mayıs 2022, Perşembe - 23:04   Okunma Sayısı: 184457

Kapalıçarşı’ya her gittiğimde Sahaflar Çarşısı’na uğrarım. Burası benim soluk aldığım, farklı dünyaları teneffüs ettiğim ve huzur bulduğum bir yerdir.  Çok geldim ama burayla ilgili hiç yazı yazmadım. Şimdi bir yazımı sizlerle paylaşayım.

 

Kitap ve sahaflar

 

Kitap, basılı veya yazılı kâğıt yapraklarının bir araya getirilmesiyle ve insanların hislerini, fikirlerini, başkalarına bildirmek veya kendilerinden sonra gelenlere ulaştırabilmek için kâğıtlara yazılmak suretiyle meydana getirilmiş eserdir.

 

Genel anlamıyla eski ve artık basımı yapılmayan ya da ikinci el dergi ve kitapları alıp satan veya başka bir kitapla değiştiren küçük işletmeler ile bu mesleği yapanlara da sahaf denilmektedir. Sahaf çarşıları, bilimsel veriye ulaşabilmenin kütüphaneler dışındaki kaynak sağlayıcıları olabileceği gibi, tarihtekileri ve bellektekileri somut verileri günümüze taşıyan önemli sosyo-kültürel mekânlar olarak kabul edilebilir. Özellikle efemera koleksiyonerleri için önemli kaynaklar barındırmaktadırlar.

 

El yazımı kitaplar

 

Matbaanın keşfinden önce kitaplar elle yazıldığı için pek çok kişi bu işi meslek edinmiş. Yazılan kitaplar ilk defa 14’üncü yüzyılda Bursa’da satılmaya başlanmış. Edirne başşehir olunca sahaflık (sahhâflık) merkezi burada gelişme göstermiş.

 

Daha sonra İstanbul’da ve Kapalıçarşı’da pek çok sahaf (sahhâf) dükkânı açılmış. Bayezid Camii avlusundan Kapalıçarşı’ya giden yol üzerinde iki taraflı sahaflar dizilmiş. Bunlardan bir kısmı günümüzde de eski eserleri satmakta ve burası “Sahaflar Çarşısı” olarak bilinmektedir.

 

Evliyâ Çelebi’nin “Seyâhatnâmesi”nde 17’nci yüzyılda sahaf dükkânı sayısının 50, ulemâ hizmetinde bulunan sahaf esnafı sayısının ise 300 olduğundan bahsedilmektedir. Kapalıçarşı’daki sahaf dükkânları Birinci Dünya Harbi’nden sonra tamamen kapanmıştır. Kitapçı dükkânlarının bir kısmı Bâyezîd Câmii avlusunda bulunan Sahaflar Çarşısına; bir kısmı da Bâbıâli Caddesi (Ankara Caddesi)ne taşınmıştır.

 

Gezginci sahaflar

 

Osmanlılar zamanında sabit sahaf dükkânlarının yanında, gezen, bohça ile kitap satışı yapanlar da olur, bunlara da“bohçacı” denirmiş. Bu kimseler konak ve evleri dolaşarak kitap satarlarmış.


Sahaflar, diğer esnaf teşekkülleri gibi loncaya mensup ve loncanın kurallarına uymak zorundaymış. Kendilerine has tellâl ve kâhyaları varmış. Sahaflar aralarındaki anlaşmazlıkları halletmek ve devlet dairelerindeki işlerine bakmak üzere bir başkan seçerler ve bu kişiye de “sahaflar şeyhi” derlermiş.

 

Sahaflık belli dönemlerde ortaya çıkmış bir hazine olarak görülmesinin yanında farklı iş kolları üretmesiyle de göz doldurmuştur. Mürekkepçi, kalemci, müzehhip, mücellit, makasçı, mühreci, kâğıtçı, divitçi ve hattatlık gibi sahalarda çalışan esnaf kendiliğinden oluşmuştur.

 

Sahaflık okuyup yazma ile olmazmış

 

Sahaflık, alıp satma ile öğrenilir. İyi sahaf olmak için kitapla dost olmak gerekir. Sahaflıkta kitabı erbabına satma adabı, alış verişte kâr amacı güdülmediği ve eski âhi teşkilâtındaki terbiyeye dikkat edildiği zikredilir.

 

Her şeyin önem kazandığı ve önemini yitirdiği dönemler olmuş, bu olgu sahaflığı da vurmuştur. Eskiden Beyazıt “Sahaflar Çarşısı”nda 23 dükkân varken bugün iki üç sahaf dükkânı kalmıştır. Sahaflık farklı merkezlere yayılmış durumdadır. Sahaflık devamlı takip isteyen, müşterisi ve parası az bir meslektir.

                             

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam