reklam
reklam

KENDİNİ YAKMAK

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 21 Eylül 2021, Salı - 10:09   Okunma Sayısı: 76427

Yakmak ve yanmak kelimeleri tek başına bile ürkütücü. Daha emeklemeye başladığımız vakit evde soba ve Ocakbaşı (şömine) varsa evde aile büyükleri bebeğe en yüksek derece dikkat ederdi. Cıs diye öğretilir ateş bebeğe ve bazen elini hafifçe ateşe uzatıp onun yakıcılığını hissetmesi sağlanır sonra her ateşe yaklaştığı anda cıs sesi İle bebek bilinçaltına yerleşen yanma hissi nedeniyle kendisini ateşten uzak tutmayı öğrenir.

 

 Konuşamayan, altı bezli, emekleyen bir bebeğin ateşin yanıcılığını bilmesi beni şaşırtmıştır. Nedenini sorduğum vakit ise aile büyüğü "akıllı benim yavrum", diye olayı açıklamıştır. Oysa o durumun akıl İle ilgisi olduğu kadar başka duygularla da ilgisi olmalı. Korku İle doğuyor sanki insan yavrusu ve daha sonra o korkuları  aile bireyleri ve çevresindekiler onu korumak adına sürekli tekrar edip bilinçaltına korku yatırımı yapıyorlar. Sonra ileriki yaşlarda İnsanlar korkak ve kendisine güvensiz olunca da kızıyorlar. Kime çekti acaba bizden tarafta korkak yok deniliyor.

 

Çok yakın bir arkadaşım gece yarısı telefonla aradı. Gece gelen telefonlar genelde kötü haber veren telefonlar olduğu için telefonu açıncaya kadar aklıma tüm sevdiklerim ve onların başına gelebilecek olasılıklar şimşek çakışı gibi hızla geldi. Telefonu yatak odasında tutmadığım için salona kadar koştum. Ekrana baktığım an ise Ege de bir sahil kasabasında emekliliğin keyfini süren mutlu arkadasımın adı vardı. Telefonu açtım arkadaşım nefes almakta zorlanıyor ve kesik, kesik konuşuyordu.

"Gelmen lazım, sana ihtiyacım var Alev kendini yaktı.

Uyku sersemi beynim İle olaya idrak etmem vakit aldı.

"Alev bu kendini yakması normal değil mi ?

Sen ne diyorsun? Anlamadın galiba Alev üzerine gaz döküp kendini yakmış.

O anda bunun bizim müşterek arkadaşımız Alev olduğunu anladım. Alev ve Ateş iki kardeştiler ve ilk tanıştığım zaman isimleri bana tuhaf gelmişti. İkisinin de adı yanma İle ilgiliydi.

 

Arkadaşım bu arada nefes bile almadan konuşuyordu, bende onun söylediklerinin çoğunu kaçırıyordum. Sonunda anladım Alev kendi üzerine gaz dökmek suretiyle kendini yakmıştı. İyi de neden insan kendini yakar? Bu kısmı henüz anlamış değildim. Sordum arkadaşım bir hışımla tekrar etti. 

"Sen beni dinlemiyormusun? Baştan söyledim ya!

 

Baştan ne söylediği aklımda kalmamıştı. Şimdi bir kez daha anlat desem üşenmeden anlatacaktı belki fakat benim onun anlatacaklarını dinleyecek mecalim kalmadı. Hemen gitmem gerekiyordu. Bizim yıllara dayanan gerçek bir dostluğumuz olmuştu. Son yıllarda nar taneleri gibi dağılmıştık. Sadece özel ve önemli günlerde bir araya gelecek zamanımız oluyordu. Çeşitli sahil kasabalarına kendi kafalarına göre dağılmıştı bizim o meşhur kız çetesi.

 

Saatte baktım gece saat dörde gelmiş. Hemen kendime sade bir kahve hazırladım ve yolculuk için bavul toplamaya başladım. Sabah ilk uçak  İle  yaşadıkları şehre gittim. Vakit kaybetmeden kent merkezine hastaneye ulaştım. Benden uzakta yaşayıp benden erken gelenlere bakınca bunlar nasıl bu kadar çabuk gelmiş diye düşünmeden edemedim.

Hepimiz birbirimize sarıldık, kuvvet vermeye çalıştık. Ardından her yeni gelene olayı baştan anlatmaktan sıkılmayan detaycı Defne sazı eline aldı. Diğerleri de arada farklı birşey anlatıyor mu acaba diye pür dikkat benimle birlikte dinlediler.

 

Dinledikçe kanım çekildi, ayaklarımın altından zemin kaydı geçti gitti.  Arkadaşımızı yarın görmemiz mümkün olacaktı şimdi gidin dinlenin gelin demişti bizimle ilgilenen hastane görevlisi. Kalbim sıkılmaya ve arkadaşımı görme isteğiyle yanmaya başladı.

Gittim doktoruna çok uzaktan geldiğimi sadece bir kaç dakika görmek istediğimi, yarın dönmek zorunda olduğumu izah ettim. Anlayışla karşıladı ve parmağı İle sadece üç dakika diye işaret etti. O üç dakika bana üç saat ziyaret kadar iyi gelecekti.

 

Yoğun bakım ünitesinin önüne geldik. İçimden oradan uzaklaşmak ve arkadaşımı o halde görmek istememe duygusu geldi ve hemen o duyguyu aklımdan kovdum.

Arkadaşım üçüncü derece yanıktı ve hayati tehlikesi devam ediyordu. Camın ardından gördüm ve hemen başımı çevirdim. Oradan kaçarcasına uzaklaştım.

Bir günlüğüne diye gittiğim bu sahil kentinde kim bilir kaç gün kalacaktım. Arkadaşımız hayati tehlikeyi atlatmasına rağmen fiziksel olarak uzun süre tedavi görmesi gerekiyordu. Yanıktan kaynaklanan deri kaybı ve büzülmesi sebebiyle estetik cerrahi müdahale gerekiyordu. Bunun için yaraların tamamen iyileşmesi beklenecekti. Asıl önemlisi psikolojik destek alması da gerekiyordu.

 

Sevdiği insanın onu aldatması ve tartışma sonrasında terk edilme durumu İle arkadaşım evdeki gaz bidonunu göğsünden ayaklarına kadar dökmüş ve kendisini sigara içtiği çakmak İle tutuşturmuştu. Sonrası saçlarının ve yüzünün yanması İle birlikte vücudunda  ciddi yanıklar oluşmuştu. Komşusu ambulans İle hastaneye ulaştırmış ve son aramalardan en son konuştuğu kişileri haberdar etmişti. 

 

"Nerede o buna sebep olan kişi? 

diye sordum. Onun çoktan Yok olduğunu ve arkadaşımın onun ardından böyle bir teşebbüse geçtiğini öğrendim.  Böyle durumlarda üst üste sade kahve içmeden kendime gelemem. Kaç fincan kahve tükettim bu konuda kaç kişi İle aynı şeyleri konuştum hatırlamıyorum. Bildiğim tek şey benim güzel arkadaşım artık yüzü yanık izi İle yaşayacaktı.  Estetik cerrahi müdahale çok başarılı geçmezse ki bazı özel yanık durumlarında bu durum yaşanıyormuş. Güzelliğine ve kendisine çok önem veren arkadaşım bu duruma nasıl katlanacaktı. Zaten intihar meyilli bir insan bundan sonra normal hayatına dönebilecekmiydi?

 

Birkaç gün sonra hastane bekleme salonlarını ev salonuna çevirdik. Yakında oturanlar hastane kantini veya dışarıdan bir şey yemeyelim diye termoslarla çay taşıdılar,  su ısıtıcılarını prizlere takıp kahve yaptılar, evden börekler, kekler, sarmalar taşıdılar. Rabbim sizi inandırsın kısır ve içli köfte bile getiren oldu. Yemedik mi! elbette yedik bunları, hasta bekliyordu adımız fakat aç kalacak değiliz herhalde diye birbirimizi teselli ettik.

 

Sonunda bizden usanan hastane yetkilileri bizi  hasta odasına aldılar. Belkide ne konuşacaklarsa hasta İle konuşsunlar da biran önce hastene normale dönsün diye düşünmüş olabilirler. Hastayı ziyaret edebilen ziyaretçi bekleme salonunda oyalanmadan evinin yolunu tutuyordu. İki ziyaretçi hasta refakatçisi olarak kalabilirdi. Uzaktan geldiğim ve orada yaşamadığım için ben kalmak istedim yanıma bizim kızların en gevezesi düştü. Şimdi sabaha kadar çocukluk anılarından bu güne kadar saçma sapan ne yaşanmışsa anlatacak diye düşündüm. Oysa arkadaşım ağzına kilit vurulmuş gibi ne sorsam kısa ve öz cevap veriyor, hiç detaya gitmiyordu, bu duruma şaşırdım.

 

Benim için önemli olan kendisini yakan Alev idi onunla konuşmaya ve neden bunu yaptığını anlamaya çalıştım.

Sevgili arkadaşım kendisini yaktığı için onu terk eden erkek arkadaşının acı çekeceğini ve bunu ömür boyu unutamayacağını söylüyordu. Kendini değil onu yaktığını sanıyordu. Canı bu kadar çok yanmasına rağmen o kadar pişman ve üzgün değildi. İlk odaya çıktığında erkek arkadaşına görüntülerini göndermiş ve gör eserini diye not yazmış. Bunu da yanımdaki az konuşan gerçekte geveze olan arkadaşa yaptırmış.

Cevap vermediği gibi erkek arkadaşı onun telefonunu engellemiş. Yeni telefonlarda, birisini rahatsız etmek zor artık. Hemen engelle özelliği ile kimi istemiyorsan görüşmüyorsun. Alev henüz engellendiğini bilmiyor ve arkadaşından bir haber, ziyaret bekliyordu.  Belli ki böyle acı bir intihar teşebbüsü  İle arkadaşını etkilemeyi düşünmüş. Aslında onun gerçekten canına kıymak için  böyle bir şey yaptığını görüyorum. Giden geri gelmez ise başka şekilde canına kıymak isteyebilir bu konu beni korkutuyor. 

 

Onun tek derdi kendinden gideni geri çevirmek. Oysa hangi giden geri gelmiş şu dünyada? Arkadaşım bu ayrılığı belli ki çok gözünde büyütmüş ve dünyanın sonu sanmış. Hangi normal insan niye insanı etkilemek uğruna kendini yakar. 

 

Bir şekilde diğer onu tanıyan arkadaşların  telefonu İle Alev'i terk eden arkadaşına ulaşıldı. Artık görüşmek istemediğini ve intihar konusu İle ilgisi olmadığını söylemiş. Aslında tek ilgili kişi o, biliyor da bilmiyor gibi davranıyor. 

 

Alev İle iki gece boyunca o kadar ağrı ve ızdırap içinde konuştuk. Alev tüm konuşmalarımıza rağmen hala zararın büyüğü erkek arkadaşıma oldu diyor garibim.

Şimdi hepimizi eski arkadaşımızı bu zorlu süreçte yalnız bırakmadan  gerçek ile yüzleşmesini sağlamak bekliyor. İşimiz zor, yolumuz her yönü İle uzun bir yol. 

 Bu yolda refakat ettiğimiz hastanın bize ve tıbba iyileşme konusunda destek olması ve hayata geri dönmesi gerekiyor. Bu beklenti ise şimdilik sadece hayal gibi. Sevgili Alev iki de bir ölümden ve yaşamın manasızlığından söz ediyor. Onu hayata bağlamak için acilen profesyonel destek almaya başlamamız lazım. Kısa sürede bu konuyu çözeceğiz. Konunun uzmanı olan kişi bizden çok katkı sağlar hastamıza. 

 

 Şimdilerde hasta refakatindeyim. Yaşamımda ne kadar çözülmesi gereken sorun varsa erteliyorum. İnsan hayatından önemli bir şey Yok. Burnumda yanık ve hastane kokusu İle koridorlarda elimde limon kolonyalı ıslak mendil ile sürekli ellerimi temizleyip volta atıyorum. Nedense hastane ortamı beni huzursuz eder ve istem dışı elim kolonya ve ıslak mendile gider.  Olmazsa olmazım elimde koca kupa kahve İle uykusuz ve yorgun dolaşıyorum.

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam